Veli-Der: MESEM'ler çocuk işçiliğini yaygınlaştırıyor
Veli-Der Kocaeli Şubesi tarafından Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ile ilgili yapılan açıklamada, "Sınıfsal olarak yoksul ailelerin çocuklarının okuduğu meslek liselerindeki öğrencilerin ucuz iş gücü olarak görülmesi ve çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasının önü açılmıştır” denildi
05 Şubat 2023 - 13:05
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Kocaeli Şubesi, bugün "Çocukların ucuz işgücü olarak görülmesine ve çocuk işçi olarak çalıştırılmasına hayır" sloganıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Veli-Der Şube Başkanı Ayşe Irmak tarafından şube binasında düzenlenen açıklamada Irmak'a, dernek üyesi Göksal Yılmaz eşlik etti. Mesleki Eğitim Merkezlerinin (MESEM) çocuk işçiliğini meşrulaştırdığı vurgulanarak çocukların eğitim hayatından soyutlandığı ifade edildi.
‘EĞİTİM PİYASA İLİŞKİSİ’
Irmak tarafından yapılan açıklama şöyle: "Çocuklarımız yoksulluktan kaynaklı okullarını kitleler halinde terk etmek zorunda bırakılmaktadır. Söz konusu olan çocuklarımızın eğitim hakkı olduğunda bütçe yok denilmekte, çocuklarımızın en temel hakları maliyet hesaplarına kurban gitmektedir. 1-3 Aralık 2021 tarihlerinde gerçekleşen 20. Milli Eğitim Şurası’nın ana gündemlerinden biri mesleki eğitimdi. Şura sonuçları; eğitim ile piyasa arasında kurulan ilişki, Organize Sanayi Bölgelerine yeni mesleki okulların açılacağının müjde olarak duyurulması, çocuklarımızın eğitim hakkının nasıl ihlal edildiğini ve edileceğini bize göstermişti.
‘NEDEN YAYGINLAŞTIRILIYOR?’
Şura ile Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin (MTAL) okul özelliğinin kaldırılarak Mesleki Eğitim Merkezlerine (MESEM) dönüştürülmesi, sınıfsal olarak yoksul ailelerin çocuklarının okuduğu meslek liselerindeki öğrencilerin ucuz iş gücü olarak görülmesi ve çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasının önü açılmıştır. Mesleki Eğitim Merkezlerinde haftada bir gün okula gelen, kağıt üzerinde dört gün iş yerinde bulunan gerçekte ise Cumartesi bazen de Pazar günü de çalıştırılan çırak öğrenci sayısı 2020-21’de 159 bin 773 iken 2023 Ocak ayı itibariyle 1 milyon 300 bine ulaştı. MESEM uygulaması ne amaçla, kimin kimlerin hangi ihtiyacını karşılamak için neden yaygınlaştırılıyor?
‘MALİYETLİ BİR EĞİTİM’
Mesleki ve Teknik Eğitim maliyetli bir eğitimdir. Mesleki ve Teknik Eğitimin olmazsa olmazı laboratuvar, atölyeler ve buralarda eğitim için gerekli makine, donanım; eğitim sırasında tüketilecek elektrik ve malzemeler, eğitim personeli MEB bütçesi için ciddi bir yekûn teşkil etmektedir. MEB yetkilileri bu eğitimi bir mali külfet olarak görmektedirler. MESEM’e kayıtlı öğrenciler sadece haftanın bir günü teorik meslek ve kültür dersleri için okula gelecektir. Öğrencinin maaşının işsizlik sigorta fonundan karşılanması, sigorta primi gibi giderler teknik eğitime yapılan harcamayla kıyaslandığında çok cüz’i bir rakama karşılık gelecektir. Diğer bir yandan Mesleki Eğitim Merkezlerinde kayıtlı öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası devlet tarafından, İşveren devlet katkısı amacı dışında kullanılan İşsizlik sigorta fonundan karşılanmaktadır.
‘BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİ’
Milli Eğitim Bakanı Sayın Özer’in ifade ettiği gibi; ‘İşveren üzerindeki maddi yükün kaldırılarak çok cazip bir mekanizma’ oluşturulmuştur. Böylelikle sermayenin ucuz iş gücü talebi karşılanmıştır. MESEM’lerde uygulanmaya başlanan “Meslek Lisesi Telafi Programı” ile, MESEM’den de Meslek Lisesi diplomasının alınabilmesinin önü açıldı. MESEM’lerden lise diplomasına sahip olmayla, MTAL’den diploma sahibi olmak aynı şey değildir. MESEM’lerde uygulanan lise telafi programı ile MTAL’lerde uygulanan program karşılaştırıldığında; MESEM’lerde uygulanan meslek lisesi telafi programının ders yükü, MTAL’lerin ders yükünden çok daha azdır. Aralarında eşitliğin olmadığı programlardan alınan diplomalar da eşit olmamalıdır. MESEM’lere kayıtlı öğrenciler 9-10-11. sınıflarda asgari ücretin en az yüzde 30’u,12. sınıfta asgari ücretin en az yüzde 50’si ücret almaktadır. Ustalık Telafi Programından bir an önce vazgeçilmelidir.” Irmak, açıklamasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı’ndan taleplerini sıraladı.
‘EĞİTİM PİYASA İLİŞKİSİ’
Irmak tarafından yapılan açıklama şöyle: "Çocuklarımız yoksulluktan kaynaklı okullarını kitleler halinde terk etmek zorunda bırakılmaktadır. Söz konusu olan çocuklarımızın eğitim hakkı olduğunda bütçe yok denilmekte, çocuklarımızın en temel hakları maliyet hesaplarına kurban gitmektedir. 1-3 Aralık 2021 tarihlerinde gerçekleşen 20. Milli Eğitim Şurası’nın ana gündemlerinden biri mesleki eğitimdi. Şura sonuçları; eğitim ile piyasa arasında kurulan ilişki, Organize Sanayi Bölgelerine yeni mesleki okulların açılacağının müjde olarak duyurulması, çocuklarımızın eğitim hakkının nasıl ihlal edildiğini ve edileceğini bize göstermişti.
‘NEDEN YAYGINLAŞTIRILIYOR?’
Şura ile Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin (MTAL) okul özelliğinin kaldırılarak Mesleki Eğitim Merkezlerine (MESEM) dönüştürülmesi, sınıfsal olarak yoksul ailelerin çocuklarının okuduğu meslek liselerindeki öğrencilerin ucuz iş gücü olarak görülmesi ve çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasının önü açılmıştır. Mesleki Eğitim Merkezlerinde haftada bir gün okula gelen, kağıt üzerinde dört gün iş yerinde bulunan gerçekte ise Cumartesi bazen de Pazar günü de çalıştırılan çırak öğrenci sayısı 2020-21’de 159 bin 773 iken 2023 Ocak ayı itibariyle 1 milyon 300 bine ulaştı. MESEM uygulaması ne amaçla, kimin kimlerin hangi ihtiyacını karşılamak için neden yaygınlaştırılıyor?
‘MALİYETLİ BİR EĞİTİM’
Mesleki ve Teknik Eğitim maliyetli bir eğitimdir. Mesleki ve Teknik Eğitimin olmazsa olmazı laboratuvar, atölyeler ve buralarda eğitim için gerekli makine, donanım; eğitim sırasında tüketilecek elektrik ve malzemeler, eğitim personeli MEB bütçesi için ciddi bir yekûn teşkil etmektedir. MEB yetkilileri bu eğitimi bir mali külfet olarak görmektedirler. MESEM’e kayıtlı öğrenciler sadece haftanın bir günü teorik meslek ve kültür dersleri için okula gelecektir. Öğrencinin maaşının işsizlik sigorta fonundan karşılanması, sigorta primi gibi giderler teknik eğitime yapılan harcamayla kıyaslandığında çok cüz’i bir rakama karşılık gelecektir. Diğer bir yandan Mesleki Eğitim Merkezlerinde kayıtlı öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası devlet tarafından, İşveren devlet katkısı amacı dışında kullanılan İşsizlik sigorta fonundan karşılanmaktadır.
‘BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİ’
Milli Eğitim Bakanı Sayın Özer’in ifade ettiği gibi; ‘İşveren üzerindeki maddi yükün kaldırılarak çok cazip bir mekanizma’ oluşturulmuştur. Böylelikle sermayenin ucuz iş gücü talebi karşılanmıştır. MESEM’lerde uygulanmaya başlanan “Meslek Lisesi Telafi Programı” ile, MESEM’den de Meslek Lisesi diplomasının alınabilmesinin önü açıldı. MESEM’lerden lise diplomasına sahip olmayla, MTAL’den diploma sahibi olmak aynı şey değildir. MESEM’lerde uygulanan lise telafi programı ile MTAL’lerde uygulanan program karşılaştırıldığında; MESEM’lerde uygulanan meslek lisesi telafi programının ders yükü, MTAL’lerin ders yükünden çok daha azdır. Aralarında eşitliğin olmadığı programlardan alınan diplomalar da eşit olmamalıdır. MESEM’lere kayıtlı öğrenciler 9-10-11. sınıflarda asgari ücretin en az yüzde 30’u,12. sınıfta asgari ücretin en az yüzde 50’si ücret almaktadır. Ustalık Telafi Programından bir an önce vazgeçilmelidir.” Irmak, açıklamasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı’ndan taleplerini sıraladı.
FACEBOOK YORUMLAR