Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Uğur Mumcu, Kocaeli'de anıldı

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, katledilişinin 31'inci yıl dönümünde İzmit'te anıldı. Yapılan ortak açıklamada, "Halkın vicdanında Uğur Mumcu cinayeti halen aydınlatılmamıştır" denildi

Uğur Mumcu, Kocaeli'de anıldı
24 Ocak 2024 - 17:04
24 Ocak 1993’te evinin önündeki otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, ölümünün 31’inci yıl dönümünde İzmit Uğur Mumcu Parkı’nda anıldı. Anma töreni; Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, Kocaeli Barosu, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kocaeli Şubesi, Atatürkçü Düşünce Derneği İzmit ve Yahyakaptan Şubesi ortaklığında gerçekleştirildi.

Programa; Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cemal Kaplan, KYÖD Başkanı Uğur Saral, CHP İl Başkanı Bülent Sarı ve yönetimi, EMEP İl Başkanı İlhami Şahbaz, CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan ve yönetimi, Atatürkçü Düşünce Derneği İzmit Şube Başkanı Ahmet Kavaz, Kocaeli Barosu yönetimi, Kocaeli Barosu eski Başkanı Bahar Gültekin Candemir, EMEP'in Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Arzu Erkan, İzmit Belediyesi koordinatörleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

"KAMUOYUNDA DERİN ETKİ YARATTI"
Programda ortak açıklamayı, KYÖD Başkanı Uğur Saral okudu. Saral, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Katledilişinin 31. Yılında Uğur Mumcu'yu anmak, anlatmak ve anlamak için her 24 Ocak'ta bir araya geliyoruz; gelmeye de devam edeceğiz. Uğur Mumcu 1943 yılında Kırşehir'de doğdu. Avukat olma ideali ile başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okurken gazetecilikle tanıştı. Genç yaşında çeşitli gazetelerde köşe yazıları yayınlanan Uğur Mumcu 1975 yılında başladığı Gözlem adını verdiği köşesinde yazdığı yazılarla öldürülünceye kadar gündemi yorumladı. Kitaplar yayınladı. Katıldığı televizyon programları kamuoyunda derin bir etki yarattı.

'KALEMİNİ HEP DEMOKRASİDEN VE HALKTAN YANA KULLANDI'
Uğur Mumcu kendisini 'Ben Atatürkçüyüm. Ben cumhuriyetçiyim. Ben devrimciyim. Ben antiemperyalistim. Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan haklarının savunucusuyum. Ben yobazların, vurguncuların, işbirlikçilerin düşmanıyım' diye tanımlardı. Uğur Mumcu antiemperyalist; yurtsever bir gazeteci olarak demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü ilke edinmiş; hayatını bu ilkelere ve halkın gerçekleri öğrenmesi idealine adamıştır. Hukukçu titizliği ile yaptığı araştırmalarda sadece ve sadece hakikatin peşinden koşmuştur. Mütevazı bir hayat tarzını seçerek kalemini hep demokrasiden ve halktan yana kullanmıştır. Uğur Mumcu, 1971 Askeri Müdahalesi'ne ve 1980 Darbesi'ne karşı en etkin mücadeleyi cesurca sergilemiştir. Bu tutumuyla topluma öncü olmuş; cesaret vermiştir. Haberlerini titiz araştırmaları sonucunda kanıtlarıyla birlikte kamuoyuna sunduğundan halkın güvenini ve sevgisini kazanmış; toplumun kanaat önderlerinden birisi olmuştur.

'HALKTAN KORKANLAR ONU KATLETTİ'
Uğur Mumcu 50 yıllık kısa ömründe; Türkiye'deki Gladio'yu, devlet içinde o zaman cemaat diye anılan FETÖ örgütlenmesini, Rabıta örgütünün Türkiye'deki faaliyetlerini; Güneydoğu sorununda bilinmeyenleri; Papa Suikastında ve Abdi İpekçi cinayetlerinde Ağca ve yakın çevresini; hayali ihracatları, uluslararası silah kaçakçılığı ve Türkiye bağlantılarını derinden araştırmış ve açıklamıştı. Yaptığı haberlerin ve açıklamalarının hiçbirisi çürütülememiş; yalanlanamamıştı. Uğur Mumcu, araştırdığı her bir dosya ile hayatını riske attığı halde araştırmaya ve yazmaya devam etti. Hiç korkmadı. Ama halktan korkanlar onu katletti. 

'BUGÜN YAŞASAYDI NİCELERİNİN ARDINDAKİ GERÇEKLERİ YAZARDI'
Uğur Mumcu bugün yaşasaydı hukukun devletini, Anayasayı yazardı. Uygulanmayan Anayasa Mahkemesi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını; İstanbul Sözleşmesinden neden çıkıldığını; Fetö'nün siyasi ayağını. Emperyalistlerin orta doğu planlarını. Tarikat siyaset ve ticaret üçgenini. Kadın cinayetlerini. Çocuk gelinleri. Tecavüzleri. İş kazasında ölenleri. Emekçilerin gittikçe yoksullaşmasını. Talan edilen doğayı. Depremi. Enflasyonu. Mağdur edilen emeklileri ve emekli olamayanları ve daha nicelerinin ardındaki gerçekleri yazardı.

'ZAMANA MEYDAN OKUYOR'
Uğur Mumcu'yu bizden almasalar demokrasiden ve özgürlükten yana olanlar seslerini daha güçlü duyurabilirdi. O yine korkmaz halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı uğruna araştırmaya ve yazmaya devam ederdi. Uğur Mumcu Cinayetinin ardından tam 31 yıl geçti. Uğur Mumcu cinayetinin ardından araştırma komisyonları kuruldu, birçok soruşturma açıldı. Yöneticiler failleri yakalamak için şeref sözü verdiler. Her ne kadar Uğur Mumcu Cinayeti davası görülse ve karar onansa de halkın vicdanında Uğur Mumcu cinayeti halen aydınlatılmamış; failleri halen yakalanmamıştır. Halkın gözünde bu dosyanın kapanması ancak ve ancak cinayetin aydınlatılması ve faillerin yakalanması halinde gerçekleşecektir. Ölümünün 31. yılında bile Uğur Mumcu zamana meydan okuyor. Yazıları ve kitapları güncelliğini sürdürüyor. Halkın vicdanı olmaya devam ediyor. Uğur Mumcu'nun fikirlerinin ve eserlerinin genç kuşaklara ulaşması: fikir özgürlüğü, özgür basın, tarafsız yargı; tam bağımsızlık ve demokrasi ideallerimizin güçlenmesini sağlayacaktır."  

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum