Türkiye'nin en acı 45 saniyesi!

Derlenen bilgilere göre, merkez üssü Gölcük olan ve “asrın felaketi” olarak tanımlanan Marmara Depremi, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova ile civar il ve ilçelerde yıkıma yol açtı. 

TBMM Deprem Ri̇ski̇ni̇n Araştırılarak Deprem Yöneti̇mi̇nde Alınması Gereken Önlemleri̇n Beli̇rlenmesi̇ Amacıyla Kurulan Mecli̇s Araştırması Komi̇syonunun Temmuz 2010 tarihli raporuna göre, depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı.

Yaklaşık 200 bin kişinin evsiz kaldığı, 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 iş yerinin yıkıldığı depremde, 16 milyona yakın insan değişik düzeylerde etkilendi, 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 iş yerinde hasar tespit edildi.

- En fazla ekonomik kayıp yaratan 6. deprem

Uluslararası Afet Veri Tabanı EM-DAT sitesinde yer alan bilgiye göre, 17 Ağustos, dünyada 1900-2009 yılları arasında meydana gelen depremler arasında 20 milyar dolar ile en fazla ekonomik kayıp yaratan 6. büyük deprem olarak belirlendi.

Bakanlıklarla TOKİ ve diğer kurumların iş birliğinde yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarıyla depremin yaraları büyük oranda sarıldı.

Marmara depreminde yıkımın yaşandığı kentlerde, TOKİ, belediye ve özel sektör tarafından deprem yönetmeliğine uygun binlerce yeni konut inşa edildi. Başta okullar ve hastaneler gibi kamu binaları olmak üzere hafif hasarlı binalar depreme karşı güçlendirildi.

Bazı illerde depremzedeler, kalıcı konutların yapım sürecinde kurulan prefabrike evlerde hayatını sürdürdü.

Gölcük yaralarını sardı

Binlerce insanın yaşamını yitirdiği, ev ve iş yerinin yıkıldığı 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin merkez üssü Gölcük, 17 yılın ardından facianın acı izlerinden uzak bir görüntü ortaya koyuyor. Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremde ilçedeki 13 bin 442 bina ile 2 bin 500 iş yerinin yıkıldığını söyledi.Depremde, ilçede yaklaşık 6 bin kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Ellibeş, acıların hala taze olduğunu ve geride kalanların rehabilitasyon sürecinin devam ettiğini bildirdi.Ellibeş, depremin enkazından Gölcük’ün filiz gibi doğduğunu anlatarak, günlük yaşamın ilçede aksamadan sürdüğünü, önemli bir eksikliklerinin bulunmadığını belirtti.