Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Şiddet gördüğü kocasını öldürmüştü

Kocaeli'de, kendisine 15 yıl şiddet uygulayan eşi Fikret Kutulu'yu (33) öldürüp yargılandığı davada meşru müdafaa şartlarının oluşmasıyla beraat eden Damla Kutulu (35), Yargıtay'ın kararı bozmasıyla yeniden yargılanırken, "Olay günü beni çok feci şekilde dövdü. Öldüreceğini söyledi" diyerek beraatini istedi. Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Damla Kutulu'yu, 'haksız tahrik' ve 'iyi hal' indirimleri uygulayarak 15 yıl hapisle cezalandırdı.

Şiddet gördüğü kocasını öldürmüştü
07 Nisan 2022 - 14:50 - Güncelleme: 07 Nisan 2022 - 15:05
Körfez ilçesinde 22 Ağustos 2015'te meydana gelen olayda Damla Kutulu, 15 yıl boyunca kendisine ve çocuklarına şiddet uygulayan eşi Fikret Kutulu'yu başına tüple vurup bıçaklayarak öldürdü. Gözaltına alınan 2 çocuk annesinin yüzünde ve vücudunda darp izleri tespit edildi.
Adliyeye sevk edilen Kutulu, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Yargılamanın yapıldığı Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Damla Kutulu'nun, meşru müdafaa sınırları içinde hareket ettiğine karar verilip, 2'nci celsede beraatine hükmedildi. Yapılan itiraz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, olayın meşru müdafaa sınırları dışında olduğu yönünde görüş bildirerek yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi.

'BABAM OLAY GÜNÜ ANNEMİ ÇOK DÖVDÜ'

Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında dosya Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 11 Kasım 2021'de yeniden görülmeye başlandı. Duruşmada tanık olarak dinlenen Damla ve Fikret Kutulu'nun 15 yaşındaki çocuğu, "Babam, annem ve bizlere şiddet uygulayan bir insandı. Olay günü de annemi çok dövdü. Annem öldürülme korkusuyla bu şekilde hareket etti. Şu anda çalışarak, bizlere bakıyor. Şikayetçi değilim" dedi.

'SOMUT OLAYDA SANIĞA KARŞI YÖNELMİŞ HAKSIZ BİR SALDIRI OLMADI'

Davanın 2'nci duruşması ise bugün görüldü. Sanık Damla Kutulu ile avukatının hazır bulunduğu duruşmada Cumhuriyet Savcısı mütalaasını açıkladı. Fikret Kutulu'nun eşi Damla Kutulu'ya olay tarihinden önce sürekli sözlü ve fiziki şiddet uyguladığına mütalaada yer veren savcı, "Suç tarihinde de tanık ve sanık anlatımlarına göre maktulün sanığı sebepsiz yere darbettiği, maktulün sanığı darbettikten sonra uyuduğu esnada 15 yıl boyunca ve suç tarihinde kendisine uygulanan şiddetin etkisi altında sanığın maktulü suç aletleri olan tüp ve bıçakla vücudun hayati bölgelerine vurarak maktulü öldürdüğü" ifadelerine yer verdi. İddianamede suçun meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesinin istenildiğini hatırlatan savcı, "İddianamede meşru savunma halinin uygulanması istenmişse de somut olayda sanığa karşı yönelmiş gerçekleşen ya da gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak bir haksız saldırının olmadığı, sanığın maktulü uyuduğu esnada öldürdüğü ancak maktulün sanığa karşı gerçekleştirdiği eylemlerin ağır tahrik niteliğinde olduğu, sanığın ağır tahrik altında atılı suçu işlediği anlaşıldığından 'haksız tahrik altında eşe karşı kasten öldürme' suçuyla cezalandırılmasını talep olunur" dedi.

'ŞİDDETİN ÖTESİNDE İŞKENCEDİR'

Mütalaaya karşı savunma yapan Damla Kutulu'nun avukatı, "Sanığın olay tarihinde yaşı küçük olan çocuklarının olay gecesi ve öncesine ilişkin beyanları açıktır. Müvekkilimin gördüğü fiil şiddetin ötesinde işkencedir. Olayın yaşandığı güne ilişkin dosyada bulunan fotoğrafları, bu işkencenin ve şiddetin boyutunu ortaya koymaktadır. Müvekkilimi öldüreceğini maktul o gece de beyan etmiştir. Yani müvekkilim kendini korumak amacıyla bu eylemi gerçekleştirmemiş olsaydı şu anda kendisi maktul, maktul ise sanık durumunda olacaktı" diye konuştu.

'BENİ ÖLDÜRECEĞİNDEN KORKTUM'

Karar öncesinde son sözü sorulan Damla Kutulu ise, "Ben kızlarımın hayatını düşünüyorum. Benim sahip çıkacak hiç kimsem yok. Ailem de yok. Ailem evliliğim sırasında şiddet görürken kendilerine sığındığımda, beni eve geri göndermiştir. Ben beraatimi talep ediyorum. Beni öldüreceğinden korktum. Öncesinde de anlattığım gibi, olay günü beni çok feci şekilde dövdü. Öldüreceğini söyledi. Zaten hayatımdan ve çocuklarımın hayatından endişe içerisinde yaşıyordum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.

HAKSIZ TAHRİK VE İYİ HAL İNDİRİMİ

Daha sonra dosyayı ve Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin verdiği bozma ilamını bütün halinde değerlendiren Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Damla Kutulu'nun 'eşe karşı kasten öldürme' suçunu işlediğine kanaat getirerek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Fikret Kutulu'nun olay öncesindeki ağır tehdit, hakaret ve saldırılarını sanık lehine kabul eden mahkeme heyeti, suçun haksız tahrik altında işlendiğini belirterek cezayı 18 yıla indirdi. Sanığın duruşmalardaki iyi halini de göz önünde bulunduran mahkeme heyeti, Damla Kutulu'ya 15 yıl hapis cezası verilmesine hükmetti.

AVUKATINDAN AÇIKLAMA

Kendisine 15 yıl şiddet uygulayan eşini öldüren Damla Kutulu'nun, Kocaeli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanarak, 15 yıl hapis cezasına mahkum edilmesi ile ilgili avukatı Anıl Acurman, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kararı eleştiren Acurman, şunları kaydetti:
"13 yaşında gelin edilen 15 yıl boyunca sistematik işkence gören ve olay gecesi kendisini tanınmaz hale sokan eşine karşı kendini savunan Damla Kutulu, bozulan beraat kararı sonrasında 15 yıla mahkum edildi. Onun hikayesi bu. Başka kimsesi olmayan çocuklarının, her şeyi oldu Damla. 2015 yılındaki olaydan bugüne onların eğitimlerini aksatmadan huzurla yaşamaları için kantinlerde, fabrikalarda çalıştı. Didinmeye de devam ediyordu Damla korkusuzca. Tek derdi iki kızının ekmeğini kazanmak olduğu için şov peşinde olmadı. Bundandır ki şov olmayan yerde yalnızca 2-3 yürekli kadın takip etti duruşmasını. Ne bir platform ne bir örgüt ne de bir ünlü sahip çıktı ona. 8 yıldır dertlerine ortak olduğum Damla şimdi mahkum edildi. Karardan sonra ağlarken tek sözü, 'Şimdi çocuklarıma kim bakacak, ben kendim için yaşamıyordum ki' oldu. Sadece bunu sayıkladı o savaşçı yürek. Mahkeme heyeti ise tek bir cümle, 'Mahkum ettik seni Damla, yapacağımız bir şey yok' dedi yüzüne. Oysa bir tek hakimin bile yapabileceği çok şey vardı. Daha öncesinde hediye ettikleri yaşamını, 'Yanlış yapmışız' deyip geri almak dışında yapabilecekleri birçok şey. Onlar yapmamayı seçtiler bu kez. Vicdanları karartmayı, arka sıralardaki kızlarının haykırışlarını umursamamayı. Ve bir kez daha gördük ki bu ülkede kadın sadece ölünce değerli. Sorun kendinize, 'Biz neden yaşayana değer veremiyoruz, yaşatamıyoruz?' diye. Gösteri yetmiyor yaşatmak için, yoldaş olmak gerekiyor." 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum