Prof. Dr. Naci Görür GTO'nun panelinde net konuştu, ''Deprem olacak !''
Gebze Ticaret Odası ve TMMOB tarafından ortaklaşa olarak organize edilen ve ‘’Marmara Depremi ve Sanayide Deprem Etkisi ‘’ başlıklı panele konuşmacı olarak katılan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, ’’ Marmara bir deprem tehdidi altında, bilim dünyası bunu söylüyor ‘’ şeklinde görüş belirtirken, Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş ise ‘’ Acılarımız çok taze iken uzmanlar sürekli olarak büyük Marmara depreminin kapımızda olduğunu ifade ediyorlar.’’ dedi.
19 Aralık 2023 - 19:08 - Güncelleme: 19 Aralık 2023 - 22:31
Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele CHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, Gebze Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Çelik, Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş, Körfez Ticaret Odası Başkanı Recep Öztürk, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Mehmet Ali Elma, Kocaeli Müteahhitler Birliği Başkanı Oğuzhan Keleş, CHP Kocaeli Eski Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Gebze İlçe Temsilciliği Yürütme Kurulu Başkanı Barış İnce, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gebze İlçe Temsilciliği Yürütme Kurulu Başkanı Ahmet Kadı ve çok sayıda davetli katıldı
ASLANTAŞ; TOPYEKÜN HAZIR OLMALIYIZ
Panelde ilk olarak Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş konuştu. Gebze Ticaret Odası olarak deprem gibi önemli bir konuyu gündeme getirmeden dolayı mutluluk duyduğunu ifade eden Başkan Abdurrahman Aslantaş, “19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü’nü kutluyorum. Ülkemizin bir deprem ülkesi, geçmişte çok acı olaylar yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Acılarımız çok taze iken uzmanlar sürekli olarak büyük Marmara depreminin kapımızda olduğunu ifade ediyorlar. Deprem, öncelikle büyük bir insan kaybına yol açmakla birlikte ekonomik olarak da ciddi kayıplara sebep olmaktadır. Deprem, artık bizim için farkındalık oluşturmaktan çoktan çıktı. Topyekün olarak hazır olmak adına hızlı çalışmalar yürütmemiz gereken acil öncelikli bir konu olmuştur” dedi.
GÖRÜR; MARMARA, BİR DEPREM TEHDİTİ ALTINDA
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, ise 'Marmara Depremi ve Sanayide Deprem Etkisi' konulu panelde “Bu işin şakası yok. Çocuk olmayın. Size ne hangi fay kırıldı, hangisi kırılacak, kaç sene geçti ne olacak? Siz yer bilimci misiniz? Vazgeçin bundan. Sizin bilmeniz gereken Marmara bir deprem tehdidi altında. Bilim dünyası bunu söylüyor. Bizim yapacağımız iş depreme hazırlanmak, bizi yönetenleri depreme hazırlamak için kentimizi, bulunduğumuz yeri onlardan talep etmek, zorlamak. Bize düşen görev bu" dedi.
Gebze Ticaret Odası (GTO) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) iş birliğinde 'Marmara Depremi ve Sanayide Deprem Etkisi' konulu panel Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımıyla, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde yapıldı Panele oda başkan ve yöneticileri, mühendis ve mimarlar ile sanayiciler katıldı.
'NE OLDU Kİ İSTANBUL’DA DEPREM YOK DENİLİYOR'
Beklenen İstanbul depremi ile ilgili konuşan Prof. Dr. Naci Görür, “Diyorlar ki ‘İstanbul'da o olmayacak, bu olmayacak bilmem ne.’ Şimdi şöyle düşünün, İstanbul'da depremin olduğu jeolojik süreçlerin dışında tarihi süreç de bile var. Yani İstanbul'da 1509 depremini Osmanlıca kitaplar yazıyor. Bizans dönemindeki depremler Bizans kayıtlarında var. 1506’da var, 1706’da var, 1894’te var, yakında 1999’da var. Yani Marmara Denizi bir deprem denizi, o denizi çalışan insanlar olarak biliyoruz. Var oluşunun nedeni fay. O fay çalıştığı için bu deniz olmuş. Bir de hiç depremi bilmeyen bir tarihçi size hangi depremlerin olduğunu söyler. Hatta Osmanlı kayıtlarında ‘zelzele’ derler. ‘Zelzele oldu, padişah şu kadar bilmem ne dağıttı. Padişah kalktı, Edirne'ye gitti’ veya ‘o zelzeleden dolayı şuna şu kadar para verildi, şu kadar mal gönderildi’ diye kayıtlar da var. Yani İstanbul'un tarihinde deprem var. Ne oldu ki şimdi ‘İstanbul'da deprem yok’ deniliyor. Yani ‘o fay kırıldı, bu fay kırıldı, Naci Görür yalan söyledi, yanlış söyledi’ önemli değil. İstanbul'da deprem var. Dün varsa günün birinde yine olacak demektir. Yani ‘İstanbul'da depreme hazır olun’ demenin neresi yanlış da kalkıp insanlara ‘deprem olmayacak’ diye pozlar veriyorsun? Bırak insanlar hazırlansın. Bırak da devlet, hükümet gereğini yapsın. Bilgileri kendinden menkul, kendilerine bir paye çıkartmak isteyen bilim fukaralarına hiç rağbet etmeyin, gereği yok” dedi.
'DEPREM OLACAK'
“Marmara’da deprem olmak zorunda” diyen Prof. Dr. Görür, “Bu ülkenin bilim insanları olarak Marmara'da 14 sene bütün uluslararası gemilerle, Fransız, İtalyan ve 2 Türk gemisiyle yapılan bütün araştırmaların Türk tarafının başkanı olarak söylüyorum Marmara tehdit altında, Marmara'da deprem olmak zorunda. Ne kadar gecikirse daha ağır geliyor demektir. Daha fazla hallaç pamuğu gibi atacak demektir. Deprem olacak” ifadelerini kullandı.
'SİZE NE HANGİ FAY KIRILDI, HANGİSİ KIRILACAK?'
Yapılacak işin depreme hazırlanmak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, şöyle konuştu:
‘1999 bir milattır. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’ Şimdi gülesim geliyor. Ne oldu? Kaç sene geçti? Milat bitti. Şimdi de yeni milat. 6 Şubat’tan sonra eskisi gibi olmayacaktır. Bize yakışmıyor. Millet olarak yakışmıyor. Yani siyaset yakıştırsa bile milletin yakıştırmaması lazım. Mülkün sahibi milletin kendisidir. Sizin oylarınızla ya ben bir yere gelirim veya sizin oylarınızla giderim. Ülkenin sorumluluğu sizin sırtınızda. İstediğinizi, istediğiniz zaman yaptırabilirsiniz. Sizin istediğinizi yapmayanı da siz görmezsiniz, çeker gider. Bu işin şakası yok. Çocuk olmayın. Size ne hangi fay kırıldı, hangisi kırılacak, kaç sene geçti ne olacak? Siz yer bilimci misiniz? Vazgeçin bundan. Sizin bilmeniz gereken Marmara bir deprem tehdidi altında. Bilim dünyası bunu söylüyor. Bizim yapacağımız iş depreme hazırlanmak, bizi yönetenleri depreme hazırlamak için kentimizi, bulunduğumuz yeri onlardan talep etmek, zorlamak. Bize düşen görev bu" dedi.
'AKLIMIZI BAŞIMIZA TOPLAYALIM'
Depremin siyaset üstü olduğunu belirten Prof. Dr. Görür “İstediğimiz hangi parti olursa ona oy verelim ama oy vereceğimiz partiye diyelim ki ‘benim yaşadığım yerleri deprem dirençli hale getireceksin. Benim yaşadığım alanları, kentimi deprem dayanımlı hale getireceksin.’ Bunu yapacak fikrin, zikrin, iraden, niyetin varsa planın, programın varsa benim oyumu alırsın. Eğer yoksa seni sandığa gömerim. Deprem siyaset üstüdür. Biz göçük altında yavrularımızı, kadınlarımızı, insanlarımızı bu CHP'li, bu AK Partili, bu MHP'li diye toplamıyoruz. Kendi insanımız. Aklımızı başımıza toplayalım. Tek yapacağımız ne biliyor musunuz? Öyle uzun uzun mücadele değil, oy kullanırken sandığa giderken bunu iste, talep et. Bunu yapan bir millet değiliz. Ne oldu bu millete? Bu nedir onu anlamıyorum. Bu nedir, nasıl bir hava?” diye konuştu.
'EYT’LİLER KADAR OLAMIYOR MUYUZ'
“EYT’liler kadar olamıyor muyuz?” diyen Görür, “Cumhurbaşkanı seçimleri oldu. O seçimlerde cumhurbaşkanı adayları tartıştı. Binlerce, yüzlerce toplantı yaptılar. Oralarda çıkıp da 3 kişi, 5 kişi ‘deprem dirençli kent istiyoruz’ diye bir pankart kaldırmadı. Bir TV'ye çıktım, ‘bunu yapın’ dedim. Yani Van'da mı konuşuyor bir aday? ‘Deprem dirençli Van istiyoruz.’ Elazığ'da mı konuşuyor? ‘Deprem dirençli Elazığ istiyoruz.’ Bunu siz kaldırsaydınız emin ol cumhurbaşkanı adayları bunu gündemlerine alırdı. EYT'lilere Cumhurbaşkanı ne dedi? ‘Ben bilsem ki dedi iktidarı kaybedeceğim, EYT'lilere yani tabiri caizse zırnık bile vermem.’ Ne oldu sonra? Verdi değil mi? EYT'liler kadar olamıyor muyuz? Kendi geleceğimizi, neslimizi, çoluk çocuğumuzun can güvenliğini neden millet olarak ciddiye alamıyoruz? Bu da bana dert oluyor” dedi
ASLANTAŞ; TOPYEKÜN HAZIR OLMALIYIZ
Panelde ilk olarak Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş konuştu. Gebze Ticaret Odası olarak deprem gibi önemli bir konuyu gündeme getirmeden dolayı mutluluk duyduğunu ifade eden Başkan Abdurrahman Aslantaş, “19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü’nü kutluyorum. Ülkemizin bir deprem ülkesi, geçmişte çok acı olaylar yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Acılarımız çok taze iken uzmanlar sürekli olarak büyük Marmara depreminin kapımızda olduğunu ifade ediyorlar. Deprem, öncelikle büyük bir insan kaybına yol açmakla birlikte ekonomik olarak da ciddi kayıplara sebep olmaktadır. Deprem, artık bizim için farkındalık oluşturmaktan çoktan çıktı. Topyekün olarak hazır olmak adına hızlı çalışmalar yürütmemiz gereken acil öncelikli bir konu olmuştur” dedi.
GÖRÜR; MARMARA, BİR DEPREM TEHDİTİ ALTINDA
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, ise 'Marmara Depremi ve Sanayide Deprem Etkisi' konulu panelde “Bu işin şakası yok. Çocuk olmayın. Size ne hangi fay kırıldı, hangisi kırılacak, kaç sene geçti ne olacak? Siz yer bilimci misiniz? Vazgeçin bundan. Sizin bilmeniz gereken Marmara bir deprem tehdidi altında. Bilim dünyası bunu söylüyor. Bizim yapacağımız iş depreme hazırlanmak, bizi yönetenleri depreme hazırlamak için kentimizi, bulunduğumuz yeri onlardan talep etmek, zorlamak. Bize düşen görev bu" dedi.
Gebze Ticaret Odası (GTO) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) iş birliğinde 'Marmara Depremi ve Sanayide Deprem Etkisi' konulu panel Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımıyla, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde yapıldı Panele oda başkan ve yöneticileri, mühendis ve mimarlar ile sanayiciler katıldı.
'NE OLDU Kİ İSTANBUL’DA DEPREM YOK DENİLİYOR'
Beklenen İstanbul depremi ile ilgili konuşan Prof. Dr. Naci Görür, “Diyorlar ki ‘İstanbul'da o olmayacak, bu olmayacak bilmem ne.’ Şimdi şöyle düşünün, İstanbul'da depremin olduğu jeolojik süreçlerin dışında tarihi süreç de bile var. Yani İstanbul'da 1509 depremini Osmanlıca kitaplar yazıyor. Bizans dönemindeki depremler Bizans kayıtlarında var. 1506’da var, 1706’da var, 1894’te var, yakında 1999’da var. Yani Marmara Denizi bir deprem denizi, o denizi çalışan insanlar olarak biliyoruz. Var oluşunun nedeni fay. O fay çalıştığı için bu deniz olmuş. Bir de hiç depremi bilmeyen bir tarihçi size hangi depremlerin olduğunu söyler. Hatta Osmanlı kayıtlarında ‘zelzele’ derler. ‘Zelzele oldu, padişah şu kadar bilmem ne dağıttı. Padişah kalktı, Edirne'ye gitti’ veya ‘o zelzeleden dolayı şuna şu kadar para verildi, şu kadar mal gönderildi’ diye kayıtlar da var. Yani İstanbul'un tarihinde deprem var. Ne oldu ki şimdi ‘İstanbul'da deprem yok’ deniliyor. Yani ‘o fay kırıldı, bu fay kırıldı, Naci Görür yalan söyledi, yanlış söyledi’ önemli değil. İstanbul'da deprem var. Dün varsa günün birinde yine olacak demektir. Yani ‘İstanbul'da depreme hazır olun’ demenin neresi yanlış da kalkıp insanlara ‘deprem olmayacak’ diye pozlar veriyorsun? Bırak insanlar hazırlansın. Bırak da devlet, hükümet gereğini yapsın. Bilgileri kendinden menkul, kendilerine bir paye çıkartmak isteyen bilim fukaralarına hiç rağbet etmeyin, gereği yok” dedi.
'DEPREM OLACAK'
“Marmara’da deprem olmak zorunda” diyen Prof. Dr. Görür, “Bu ülkenin bilim insanları olarak Marmara'da 14 sene bütün uluslararası gemilerle, Fransız, İtalyan ve 2 Türk gemisiyle yapılan bütün araştırmaların Türk tarafının başkanı olarak söylüyorum Marmara tehdit altında, Marmara'da deprem olmak zorunda. Ne kadar gecikirse daha ağır geliyor demektir. Daha fazla hallaç pamuğu gibi atacak demektir. Deprem olacak” ifadelerini kullandı.
'SİZE NE HANGİ FAY KIRILDI, HANGİSİ KIRILACAK?'
Yapılacak işin depreme hazırlanmak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, şöyle konuştu:
‘1999 bir milattır. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’ Şimdi gülesim geliyor. Ne oldu? Kaç sene geçti? Milat bitti. Şimdi de yeni milat. 6 Şubat’tan sonra eskisi gibi olmayacaktır. Bize yakışmıyor. Millet olarak yakışmıyor. Yani siyaset yakıştırsa bile milletin yakıştırmaması lazım. Mülkün sahibi milletin kendisidir. Sizin oylarınızla ya ben bir yere gelirim veya sizin oylarınızla giderim. Ülkenin sorumluluğu sizin sırtınızda. İstediğinizi, istediğiniz zaman yaptırabilirsiniz. Sizin istediğinizi yapmayanı da siz görmezsiniz, çeker gider. Bu işin şakası yok. Çocuk olmayın. Size ne hangi fay kırıldı, hangisi kırılacak, kaç sene geçti ne olacak? Siz yer bilimci misiniz? Vazgeçin bundan. Sizin bilmeniz gereken Marmara bir deprem tehdidi altında. Bilim dünyası bunu söylüyor. Bizim yapacağımız iş depreme hazırlanmak, bizi yönetenleri depreme hazırlamak için kentimizi, bulunduğumuz yeri onlardan talep etmek, zorlamak. Bize düşen görev bu" dedi.
'AKLIMIZI BAŞIMIZA TOPLAYALIM'
Depremin siyaset üstü olduğunu belirten Prof. Dr. Görür “İstediğimiz hangi parti olursa ona oy verelim ama oy vereceğimiz partiye diyelim ki ‘benim yaşadığım yerleri deprem dirençli hale getireceksin. Benim yaşadığım alanları, kentimi deprem dayanımlı hale getireceksin.’ Bunu yapacak fikrin, zikrin, iraden, niyetin varsa planın, programın varsa benim oyumu alırsın. Eğer yoksa seni sandığa gömerim. Deprem siyaset üstüdür. Biz göçük altında yavrularımızı, kadınlarımızı, insanlarımızı bu CHP'li, bu AK Partili, bu MHP'li diye toplamıyoruz. Kendi insanımız. Aklımızı başımıza toplayalım. Tek yapacağımız ne biliyor musunuz? Öyle uzun uzun mücadele değil, oy kullanırken sandığa giderken bunu iste, talep et. Bunu yapan bir millet değiliz. Ne oldu bu millete? Bu nedir onu anlamıyorum. Bu nedir, nasıl bir hava?” diye konuştu.
'EYT’LİLER KADAR OLAMIYOR MUYUZ'
“EYT’liler kadar olamıyor muyuz?” diyen Görür, “Cumhurbaşkanı seçimleri oldu. O seçimlerde cumhurbaşkanı adayları tartıştı. Binlerce, yüzlerce toplantı yaptılar. Oralarda çıkıp da 3 kişi, 5 kişi ‘deprem dirençli kent istiyoruz’ diye bir pankart kaldırmadı. Bir TV'ye çıktım, ‘bunu yapın’ dedim. Yani Van'da mı konuşuyor bir aday? ‘Deprem dirençli Van istiyoruz.’ Elazığ'da mı konuşuyor? ‘Deprem dirençli Elazığ istiyoruz.’ Bunu siz kaldırsaydınız emin ol cumhurbaşkanı adayları bunu gündemlerine alırdı. EYT'lilere Cumhurbaşkanı ne dedi? ‘Ben bilsem ki dedi iktidarı kaybedeceğim, EYT'lilere yani tabiri caizse zırnık bile vermem.’ Ne oldu sonra? Verdi değil mi? EYT'liler kadar olamıyor muyuz? Kendi geleceğimizi, neslimizi, çoluk çocuğumuzun can güvenliğini neden millet olarak ciddiye alamıyoruz? Bu da bana dert oluyor” dedi
FACEBOOK YORUMLAR