Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

"Penbegüllü'yü en çok eleştirenlerdendim, ama…"

Erol Polat yazdı: " Penbegüllü’yü en çok eleştirenlerdendim, ama…"

 "Penbegüllü'yü en çok eleştirenlerdendim, ama…"
08 Kasım 2013 - 11:30
 Penbegüllü’yü en çok eleştirenlerdendim, ama…
Siz ne düşünürseniz düşünün; 
Damga Gazetesi 3. Sayısıyla birlikte bölgede geniş yankı bulan, Gebze belediye eski başkanlarından Ahmet Penbegüllü ile ilgili yazılarına devam edecek. Penbegüllü’yü cezaevine götüren süreci ve bu süreçte Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde aleyhinde verilen ifadeleri harfi harfine yayımlayacağız…
 
Her kim ki, bu konuda diyeceği varsa buyursun gelsin.. Derdini anlatsın…Ya da hiç ağzını açmasın…
Yayımladığımız söz konusu belgeler aslında 5-6 sene önce tarafıma verilecekti. Bir otomobilin bagajından çıkartılan ve verilmek üzereyken son anda vazgeçilen bu belgeler, 5-6 senenin sonunda geçtiğimiz gün elimize geçmesiyle birlikte yayına girdi.
Rahmetli Ahmet Penbegüllü, benim hemşerimdi…
Ancak, eski gazetecilerden Murat Çaltepe ve Cengiz Akgün gibi isimlerin yanı sıra Gebzeli okuyucular da  bilirler ki, onun aleyhinde en çok yazıyı da kaleme alan isimlerden biriydim… 
Ancak hiçbir zaman kabüllenmediğim ve kabül etmeyeceğim  bir şey vardı…
Her ne olursa olsun seçilmiş bir belediye başkanının veya yardımcısının insanlık dışı muamelelere maruz kalmasını kabüllenmedim! Aleyhteki yazılarıma rağmen, 13 ay sonra cezaevinden çıkıp özgürlüğüne kavuşmasına en çok sevinenlerdenim…
Cezaevinden çıkmasıyla birlikte, ilk karşılayanlardan biri olarak kendisine geçmiş olsun dileklerimi sunup ,ne denli üzüntü duyduğumu bildirenlerdenim…
Ama kimi zaman yine de aleyhindeki yazılarım devam etti…
Meclis kararıyla adının bir bulvara verilmesini red eden, Penbegüllü, oy çokluğuyla alınan bu kararı geri çeviremedi.. 
Ertesi günkü köşe yazımda,’’ İstemem ama yan cebime koy’’ başlığıyla birlikte eleştirdiğim rahmetli başkanla bir Gebzespor maçı çıkışında neredeyse birbirimize girecektik. Gazeteci Murat Çaltepe ve başkanın koruması ve şoförünün de şahit olduğu o olayın ardından yine de bir birimize kin gütmedik…
Tüm her şeye rağmen, ne ben onu hemşerim diye kolladım, ne de o beni aleyhte yazdığım için düşmanı olarak kabül etmedi… 
... Ve hiçbir zaman bazı gazeteciler gibi Gebze’nin bir belediye başkanına ihanet etmedim…
 
Eski dönemlerimi bilenler bilir…
İyi bir polis, iyi bir adliye muhabiriydim!..
Adliye, emniyet  ve Jandarma’daki konumumu bilen bilirdi…
Hiç ama hiç muhbir olmadım…Hep bilgi aldım ama asla gizli bir bilgi vermedim..
Gazeteci Cengiz Akgün’ün bir köşe yazısında Ahmet Kaya’yı övmesinin ardından, dönemin Gebze Kışla Komutanı Kıdemli Kurmay Albay Orhan Turfan’la birlikteyken, ‘ Bu Cengiz, Atatürkçü ama hala Ahmet Kaya’yı övüyor, bu ne biçim Atatürkçü?’’ dediğinde o komutana yalakalık yapmadım…
Ama aynı komutana yalakalık yapanlar onun üzerinden, Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’i harekete geçirerek  Penbegüllü’nün işkence görmesine ve 13 ay cezaevinde yatmasında etken oldular.
Her ne olursa olsun hiçbir zaman gazeteci olduğumu unutmadım…