Penbegüllü, belediyeler ve ipe sapa gelmeyen alımlar!

Gebze Belediye başkanı iken 2001 yılında çalışma arkadaşlarının bazıları ile birlikte göz altına alınan ve 13 ay cezaevinde tutuklu olarak yattıktan sonra suçsuzluğu ıspatlanarak görevine iade edilen Ahmet Penbegüllü davasıyla ilgili araştırma yazısının yarın son günü…

Aslında, sayfalar dolusu yazılacak bu yazı dizisinde gerekli malzemeler elimde mevcut. Ancak gün itibarıyla kıymet bulmayacağı için şimdilik arşivimde beklemeye aldım.

Gerektiğinde farklı bir formatta gündeme alacağım.

 Yayınlanmış yazılarda en çarpıcı gerçek bu davalar çerçevesinde ifade veren isimlerden hiç kimsenin Ahmet Penbegüllü için, ‘’kasasını doldurdu’’ şeklinde beyanda bulunmadığıdır.

14  gün boyunca süregelen yazı dizisinde, gerek Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde psikolojik baskı altında ifade veren sanıklar, gerekse Gebze Kaymakamlık Binası’nda Müfettiş Candan Eren’e tahsis edilen bir odada aleyhte fikir veren isimler, hiç ama hiç bir şekilde Penbegüllü’nün zimmetine para geçirdiğini, mal mülk edindiğini söylemiyor.

Ağırlıklı ve devamlı olarak, rüşvet, irtikap ve kadrolaşma konularının yer aldığı ifadelerde bağış adı altında toplanan paraların,  Milli Gençlik Vakfına, cemaat okullarına, Gebze  Güreş İhtisas Kulübüne, futbol takımına aktarıldığı ve sürekli olarak kadrolaşmaların olduğu belirtiliyor…

Şimdi…

Ortaya atılan bu iddiaların yanı sıra Penbegüllü’yü  tanıyıp da, seven veya sevmeyen herkese kendisinin ve ailesinin ne kadar malvarlığına sahip olduklarını sormak gerek…

Bir kişi dahi, Penbegüllü’nün haksız yere mal edindiğini söylüyor ve ıspat ediyorsa bunu burada yazmak boynumun borcudur…

Gelelim saadete…

İçlerinde saygın, kelli felli olanlarının da yer aldığı onca bilindik kişiler, Ahmet Penbegüllü için neden böylesine ağır ithamlarda bulundular?

Elbette ki, sonuçta Penbegüllü ve diğerleri, haklarındaki tüm iddialardan arındılar, ama iddialardan, soruşturmalardan arta kalanların  külü de dumanı da orada ne yazık ki hala öylece duruyor…

Sadece Penbegüllü davasındaki iddialar mı öylece orada duruyor?

Hayır!..

Kocaeli’deki hemen hemen tüm  belediye başkanları için rüşvet aldıkları, haksız kazanç elde ettikleri ve mal mülk sahibi olup yakınlarını ihya ettikleri, kadrolaştıkları söyleniyor ve  yazılıp çiziliyor!..

Peki, hiç kimsenin ‘Hayır’ diyemeyeceği bu iddialar, yıllar boyu devam edip ayyuka çıkarken neden mevcut başkanların maddi anlamdaki kalkınamaları gözler önüne serilemiyor?

..Ve neden il ve genel merkez yetkilileri, şaibelerin üstüne gidemiyor?

‘’Acaba’’larla kimi akıllar durgunluk yaşarken, ben bu konuda üzerimdekileri paylaşmak ve atmak istiyorum…

Milli Selamet Partisi ile başlayan Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi’yle devam eden ancak bu çatının altında iken ayrılarak yoluna Adalet ve Kalkınma Partisi olarak devam eden Milli Görüş çizgisindeki partilerin belediye başkanlarına talimat mı veriliyor?

‘’Kılıfına uydurulması ,koşuluyla elde edilen bağışların bir kısmı, dini derneklere, bir kısmı aynı çizgideki öğrencilere ve talebe yurtlarına,bir kısmı da genel merkeze aktarılacak…’’ şeklindeki beyanatların  ardından en çok gelir elde eden ve yukarıda adı geçen yerlere yüklü bağışların yapan başkanın bir dahaki dönem tekrar aday olacağının garantisi mi veriliyor?

Bir çok belediye başkanı için bu görüşler hala en orta yerde durmuyor mu?

Bunlardan önce, Ahmet Penbegüllü için ortaya atılan tüm iddialar bu çerçevede cereyan etmedi mi?

Ha…

Tüm bunlar, sadece benim hayal mahsulüm olarak kabul görüyorsa,  birileri çıksın açıklama yapsın…

Binler değil, milyonlarca TL’lik ipe sapa gelmez, alımlara…

Abidik gubidik hediye dağıtımlarına…

…Ve, etkinliklerde saçılan paraların neden, nasıl ve kimlere harcandığına!...

Çıksın biri açıklama yapsın…