MEDICAL PARK GEBZE'YE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA UZMANI GELDİ
Alanında deneyimli, uzman hekim kadrosu ve tıbbi altyapısıyla Gebze’de 7 yıldır hizmet vermeye devam eden Medical Park Gebze Hastanesi kadrosunu güçlendirmeye tüm hızıyla devam ediyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Dilek Karakaya Arpacı Ocak ayı itibariyle Medical Park Gebze Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nde hasta kabulüne başladı.
Her hastanede olmayan fakat ihtiva ettiği hastalıklar bakımından önemi git gide artan bir branş olan Endokrin, hormonlar ve metabolizma ile ilgilenir. Yani sistem organları olan iç salgı bezlerinin salgıladıkları hormonların azlığı, fazlalığı ve bu bezlerin tümörleri endokrinolojinin konularıdır. Bunların yanında diyabet (şeker hastalığı), obezite (şişmanlık), beslenme ve diyet, kolesterol ve trigliserid (kan yağları) yüksekliği, ürik asit yüksekliği, metabolik sendrom, vitaminler (özellikle D vitamini) ve minerallerin metabolizması (özellikle kalsiyum) ve osteoporoz (kemik erimesi) gibi metabolizma hastalıkları endokrinolojinin alanına girmektedir.
Medical Park Gebze’de görev yapan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Dilek Karakaya Arpacı, Endokrinoloji biliminin incelediği hastalıklar içerisinde yer alan Diyabet yani şeker hastalığı hakkında bilinmesi ve şeker hastalarının dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
‘Diyabet; göz, böbrekler ve sinirle ilgili problemler oluşturabilir’
Diyabet yani şeker hastalığının ömür boyu devam eden ve pankreasın yeterli insülini salgılayamamasından kaynaklanan kronik bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Dilek Karakaya Arpacı, “Diyabet, ömür boyu devam eden ve pankreasın yeterli insülini salgılayamamasından kaynaklanan kronik bir hastalıktır. Türkiye’de yaşayan her 100 kişiden 14 tanesinin şeker hastası olduğu ortaya çıkmıştır ve ülkemizde bu oran her geçen yıl artmaktadır. Diyabet vücudumuzdaki insülinin eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan kan şeker seviyesinin uzun süreli yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır. İki çeşit diyabet vardır, bunlar Tip 1 ve Tip 2 olarak adlandırılır.” diyerek devam etti.
Doç. Dr. Arpacı, “Toplumda daha sık görülen diyabet formu tip 2 diyabettir, pankreasları insülin üretir fakat vücut bunu gerektiği gibi kullanamaz, yani vücudun ürettiği insülinin yeterince etki gösterememesi sonucu ortaya çıkar. Tip 1 diyabet ise daha seyrek olarak görülmesine rağmen küçük yaşlardan çoğunlukla çocukluk ve gençlik dönemlerinden itibaren başlar ve ömür boyu dışarıdan insülin kullanılmasını gerektirir. Kanda şeker (glikoz) seviyesinin uzun süreli olarak yüksek olması kalp ve kan damarlarını bozarak göz, sinir ve böbrek hasarlarına, kalp krizi ve inmeye neden olabilir. Kan yağlarının yüksek olması (hiperlipidemi) ve hipertansiyon (kan basıncının yüksekliği) gibi ek sorunlar diyabeti daha da ağırlaştırabilir.” dedi.
‘Diyabetliler tüm bu sorunlardan korunmak için neler yapmalıdır?’
Doç. Dr. Dilek Karakaya Arpacı, “Diyabetlilerin günlük yaşantılarında dikkat etmesi, disiplinli olması ve düzenli bir yaşam biçimi sürmeleri sağlıklarını korumaları açısından çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu sebeple ilaç kullanımı, diyet listelerine maksimum uyum, egzersiz yapımı kontrollerini aksatmadan yapılması hastalarımızın korunabilmesi için önemlidir.” der.
- Diyet uzmanınızın hazırladığı beslenme programına uymalı ve fazla kilolardan kurtulmalısınız.
- Her gün en az 30 dakika orta seviyede egzersiz yapmalı. (Örneğin, tempolu yürüyüş)
- İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmalısınız.
- Her gün kan şekerinizi ölçüp kaydetmelisiniz, 3 – 6 ayda bir HbA1c denen son 2 – 3 aylık kan şeker ortalaması ile diyabetinizin kontrol altında olup olmadığı kontrol etmelisiniz.
- Kan basıncınız kontrolünüz altında olmalı.( 130/80 mm Hg geçmemeli)
- Kan yağlarınızı kontrol altında tutulmalısınız.
- LDL (kötü) kolesterol: 100 mg/dl’nin altı
- HDL (iyi) kolesterol: Erkeklerde 40 mg/dl’nin üstü, kadınlarda 50 mg/dl’nin üstü
- Trigliserid: 150 mg/dl’nin altı
Doç. Dr. Dilek Karakaya Arpacı, diğer organlarımızı da etkileyen Diyabet için dikkat edilmesi gerekenlerden de bahsetti. Diyabet, hiperlipidemi damar tıkanıklığına ve dolayısıyla kalp krizine ve inmeye yol açar. Diyabetli kişi farkında olmadan kalp krizi geçirebilir, bu nedenle düzenli kalp muayenesini aksatmamalıdır.
Aynı zamanda bacaklardaki damar tıkanıklığı açısından hastaların itinalı davranması gerekir. Yürürken bacaklarda ağrı, hissizlik, karıncalanma ya da geç yara iyileşmesi gibi belirtiler görülebilir. Herhangi bir problem oluşması durumunda muhakkak bir uzmana görünmekte fayda var.
Uzun süreli kan, glikoz yüksekliği için göz hasarlarına yol açar. Diyabetten kaynaklanan göz hasarlarına “Retinopati” denir. Bu nedenle düzenli olarak yılda bir göz muayenesi yapılmalıdır.
Böbrekler yüksek kan şekeri ve hipertansiyon nedeniyle zarar gördüğünde protein böbrekten idrara sızar. Hasarlı böbrekler atıkları ve fazla sıvıyı vücuttan atamaz ve vücudu terk etmesi gereken bu maddeler kana karışır. Atıkların artması böbreklerin işlevini bozar, buna ‘diyabetik nefropati’ denir. Böbrek hasarları çok uzun bir süre hiçbir belirti vermez. Hasar varlığını en erken anlama yöntemi idrarda albümin (mikroalbuminüri) testini yılda bir yaptırmaktır. Ayrıca böbrek hasarını yavaşlatmak için kan şeker ve kan basıncı kontrolün yanı sıra diyabet hastaları günlük protein alımı kısıtlamalı ve sık ağrı kesici almaktan kaçınmalıdır.
Diyabetin olumsuz etkilerden biri ayak ve bacak sinirlerindeki hasarlardır. Sinir hasarları ayak ve bacaklarda ağrıya neden olur, sıcak ve soğuk algısını etkiler. Ayaktaki yara, kesik veya yanıklar hissetmediğiniz için kötüleşebilir. Sinir hasarının oluşturduğu bu his kaybı ‘diyabetik nöropati’ olarak adlandırılır. Sinir hasarları, yara veya enfeksiyona sebep olabilir. Bu nedenle ayaklarınızda çatlak, nasır, iltihap, yara, şişme, kızarıklık ve tırnak batması olup olmadığını her gün kontrol etmelisiniz.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini ve uzmanlığını, Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi yan dal uzmanlığını alan Doç. Dr. Dilek Karakaya Arpacı’nın uzmanlık alanları ise, Diyabet, Tiroid Hastalıkları, Paratiroid Hastalıkları, Hipofiz hastalıkları, Adrenal Bez Hastalıkları, Osteoporoz, Obezite’dir.