Kocaelililer, Erzurum'daki Şehitlerimizi saygıyla andı
Kocaeli Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı ile Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin organize ettiği Erzurum Tanıtım Günleri kapsamında Erzurum’da bulunan vakıf yönetimi ile gazeteciler Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından tahsis edilen otobüsle Aziziye Tabyası ve Nene Hatun’un mezarını ziyaret ettiler. Vakıf Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı Selami Sayım, ziyaret yolundaki otobüste söylediği yanık bir Türkü’yle, birlikte seyahat ettiği yöneticiler ve basın mensuplarının duygulanmasına neden oldu.
19 Eylül 2022 - 13:52 - Güncelleme: 19 Eylül 2022 - 13:59
93 Harbi olarak da bilinen Osmanlı-Rus Savaşları sırasında Sultan Abdulaziz tarafından konumlandırılan Aziziye Tabyası’na yapılan ziyaret sırasında oldukça duygulanan Kocaeli Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı ile Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti üyeleri aynı bölgede bulunan Nene Hatun’un mezarı başında dua ettiler.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, stratejik konumdaki Erzurum’un çevresine yapılan tabyalarla şehir korunmaya çalışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi ve askeri alanda yaşadığı sıkıntıyı fırsata dönüştürmek isteyen Ruslar, Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaş başlatmışlardı. Tabyaların yapılış nedeni tamamen Ruslara karşı Erzurum şehrini savunma amaçlıdır. Özellikle Erzurum’un doğusunda olmak üzere çevresinde de tabyalar vardır. Kale savunma sisteminin o dönemde topla yapılan saldırılara karşı yetersiz kalışı, savunma maksatlı yapılan tabyaların önemini artırmıştı. Bu sebeple şehrin çevresinde çok sayıda özellikle Ruslara karşı savunma gücünü artırmak maksadıyla tabyalar yapılmıştır. Ruslar, Erzurum'a yakın tarihte üç defa saldırı, işgal ve istilada bulunmuşlardır. Bunlar sırasıyla 1828-1829, 1878 ve 1916 yıllarında olmuştur. Her ne kadar bu istilalar geçici olsa da Ruslara karşı Erzurum halkının gösterdiği direniş çoğu zaman yetersiz kalmış, şehir ve şehir halkı çok büyük tahribata maruz kalmıştır.
O GÜNÜN KOŞULLARINDA BÖYLE TABYALAR YAPMAK OLDUKÇA ZOR
Erzurum - Kars yolunun geçtiği Hamam deresi’ni kontrol altında tutmak amacıyla yapılan ve güneyden kuzeye doğru I, II ve III nolu diye adlandırılan Aziziye Tabyaları. Erzurum ili sınırları içerisinde bulunan Top dağı eteklerinde yer alırken ‘’C ‘’ şeklinde bir plan üzerine yerleştirilmişlerdir.
Kocaelili konuklara tabyalar konusunda yerinde bilgilendirmelerde bulunan Erzurum Büyükşehir Belediyesi personellerinden Şehir Tanıtım Uzmanı, Kültür Araştırmacısı Canan Şimşek, ülkenin hangi koşullarda ve nasıl kurtarıldığının anlaşılması için tabyalardaki resterasyon çalışmalarının özellikle yarım bırakıldığını ifade etti. Tabyalardaki duvar kalınlıklarına da dikkat çeken Canan Şimşek, ‘’ 4,5 metre olan duvarların kalınlıklarına zarar vermek çok da kolay değil. O günün koşullarına göre bu türden yapıları yapmak da oldukça zor .’’ dedi
HİÇ BİR KOMUTAN, ORDUSUNU TABYALARA YÜRÜTEREK GETİREMEZ
Tabyaların bulunduğu bölgeye hiç bir askeri kuvvetin yaya olarak gelemeyeceğini de sözlerine ekleyen Canan Şimşek, ‘’ Hiç bir komutan ordusunu buraya yürüterek getiremez, çünkü, tabya etrafına özellikle yapılan hendekler buna müsaade etmeyecektir, aksi halde burada çok ciddi can kayıpları yaşanır’’ dedi
NENE HATUN’UN MEZARI BAŞINDA DUA EDİLDİ
Anadolu kadınının kahramanlık sembolü Nene Hatun’un mezarı da tabyaların olduğu bölgede yer alıyor. Kocaeli’den gelen heyet, tabyalara yaptığı ziyaretlerin ardından, 1877-1878 Osmanlın Rus Savaşı’nda ‘’ Bebeğim anasız büyür ama vatansız büyüyemez ‘’ diyerek elindeki baltayla yurt savunmasına koşan Nene Hatun’un mezarını ziyarret ederek dua ettiler. ’’
22 Mayıs 1955 tarihinde 92 yaşındayken hayatını kaybeden Nene Hatun’un mezarı başındaki Kocaeli hayatine bilgilendirmelerde bulunan Erzurum Büyükşehir Belediyesi personellerinden Şehir Tanıtım Uzmanı, Kültür Araştırmacısı Canan Şimşek, Nene Hatun’un 9 Kasım 1877’nin sabahında, tarihi Ayaz Paşa Camii’nin müezzini Abdullah Efendi’nin ezan okuduktan sonra sela verdiğini ve daha sonra da Ruslar’ın içerilere kadar girdiğini söylediğini ifade ederek, ‘’ Müezzin Abdullah Efendi, ‘ Ruslar içimize kadar geldi, ya öldüreceğiz, ya da öleceğiz, başka çare yok !’ dedikten sonra bunu duyan ve cephedeki kocasından haber alamayan Nene Hatun, kolu ve bacağı kopmuş neredeyse ölmek üzere olan yanındaki erkek kardeşine 3 aylık beşikteki bebeğini bırakarak o meşhur sözü olan, ‘Bebeğim anasız büyür ama vatansız büyüyemez ’ dedikten sonra şehir merkezinden satırını alarak buraya öncü oluyor.
Ekstra olarak şunu söylemek gerekir se, 93 Harbi’nde evet askerimiz vardı ama, kadınların, halkın ve ihtiyarların savaştığı bir savaş desek yanlış olmaz, çünkü askerimiz çok azdı ‘’ dedi
PEYGAMBERLER MUCİZE GÖSTERİR, EVLİYALAR KERAMET GÖSTERİR
Kocaeli Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetimi ile 16 gazeteciden oluşan Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Üyeleri, gezinin 3. gününde Erzurum’un güneyinde yer alan, şehre iki buçuk kilometre uzaklıktaki Şiğveler Dağı üzerindeki Abdurrahman Gazi Türbesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında kimileri dua ederken, kimileri ise Abdurrahman Gazi hakkında bilgi aldı.
Abdurrahman Gazi, İslam Orduları’nın Anadolu’ya yapılan ilk seferlerinde ordu komutanlığı yapmış, İslam Orduları’nın sancaktarlığını üstlenmiş ve Ashab-Kiram’dan olduğu kabül edilir. Mezarı uzun yıllar bilinmemekte olup, Pir Ali Baba tarafından keşif yoluyla bulunmuş. Türbe içerisindeki mezarın 4.85 metre uzunluğunda olmasının sebebi ise Abdurrahman Gazi’nin hem manevi büyüklüğünü göstermek, hem de ziyaretleri kolaylaştırmak için yapıldığı belirtiliyor
KOPAN KAFASINI SOL KOLUNUN ALTINA ALIP SAVAŞA DEVAM ETMİŞ
Abdurrahman Gazi Türbesi hakkında Kocaeli heyetine bilgi veren Erzurum Büyükşehir Belediyesi personellerinden Şehir Tanıtım Uzmanı, Kültür Araştırmacısı Canan Şimşek, eski Erzurumlu eski Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in düşünce ve tezine göre Ebubekir’in oğlu İslamiyeti yaymak için burada meydana gelen savaşta, rivayete göre Abdurrahman Gazi’nin kopan kafasını sol kolunun altına alıp, sağ koluyla savaşa devam ettiğini ifade ederek, ‘’ İnsanlar, hayret ediyor, kafası kopmasına rağmen bu kadar savaşmasın çok hayret verici. Biliyorsunuz, söz büyüdür ve kelemiler çok önemlidir,’Peygamberler mucize gösterir, evliyalar keramet gösterir’ ve burada keramet gösterince herkes nazar ediyor ve Abdurrahman Gazi vefat ediyor. Erzurum’da büyük insanlar vefat edince, ‘Vefat etti’ denilmez, ‘Dünyasını değişti’ denir. Erzurum’da ‘Pir Ali Baba’ var, Bin bir hatim geleneği Erzurum’da 500 sene önce çok fazla salgın hastalık ve depremler olduğu için Pir Ali Baba ve hafızları atlarıyla beraber manevi bir kalkan olsun diye Bin bir hatim okuyarak şehrin etrafını dolanıyorlar.’’dedi.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, stratejik konumdaki Erzurum’un çevresine yapılan tabyalarla şehir korunmaya çalışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi ve askeri alanda yaşadığı sıkıntıyı fırsata dönüştürmek isteyen Ruslar, Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaş başlatmışlardı. Tabyaların yapılış nedeni tamamen Ruslara karşı Erzurum şehrini savunma amaçlıdır. Özellikle Erzurum’un doğusunda olmak üzere çevresinde de tabyalar vardır. Kale savunma sisteminin o dönemde topla yapılan saldırılara karşı yetersiz kalışı, savunma maksatlı yapılan tabyaların önemini artırmıştı. Bu sebeple şehrin çevresinde çok sayıda özellikle Ruslara karşı savunma gücünü artırmak maksadıyla tabyalar yapılmıştır. Ruslar, Erzurum'a yakın tarihte üç defa saldırı, işgal ve istilada bulunmuşlardır. Bunlar sırasıyla 1828-1829, 1878 ve 1916 yıllarında olmuştur. Her ne kadar bu istilalar geçici olsa da Ruslara karşı Erzurum halkının gösterdiği direniş çoğu zaman yetersiz kalmış, şehir ve şehir halkı çok büyük tahribata maruz kalmıştır.
O GÜNÜN KOŞULLARINDA BÖYLE TABYALAR YAPMAK OLDUKÇA ZOR
Erzurum - Kars yolunun geçtiği Hamam deresi’ni kontrol altında tutmak amacıyla yapılan ve güneyden kuzeye doğru I, II ve III nolu diye adlandırılan Aziziye Tabyaları. Erzurum ili sınırları içerisinde bulunan Top dağı eteklerinde yer alırken ‘’C ‘’ şeklinde bir plan üzerine yerleştirilmişlerdir.
Kocaelili konuklara tabyalar konusunda yerinde bilgilendirmelerde bulunan Erzurum Büyükşehir Belediyesi personellerinden Şehir Tanıtım Uzmanı, Kültür Araştırmacısı Canan Şimşek, ülkenin hangi koşullarda ve nasıl kurtarıldığının anlaşılması için tabyalardaki resterasyon çalışmalarının özellikle yarım bırakıldığını ifade etti. Tabyalardaki duvar kalınlıklarına da dikkat çeken Canan Şimşek, ‘’ 4,5 metre olan duvarların kalınlıklarına zarar vermek çok da kolay değil. O günün koşullarına göre bu türden yapıları yapmak da oldukça zor .’’ dedi
HİÇ BİR KOMUTAN, ORDUSUNU TABYALARA YÜRÜTEREK GETİREMEZ
Tabyaların bulunduğu bölgeye hiç bir askeri kuvvetin yaya olarak gelemeyeceğini de sözlerine ekleyen Canan Şimşek, ‘’ Hiç bir komutan ordusunu buraya yürüterek getiremez, çünkü, tabya etrafına özellikle yapılan hendekler buna müsaade etmeyecektir, aksi halde burada çok ciddi can kayıpları yaşanır’’ dedi
NENE HATUN’UN MEZARI BAŞINDA DUA EDİLDİ
Anadolu kadınının kahramanlık sembolü Nene Hatun’un mezarı da tabyaların olduğu bölgede yer alıyor. Kocaeli’den gelen heyet, tabyalara yaptığı ziyaretlerin ardından, 1877-1878 Osmanlın Rus Savaşı’nda ‘’ Bebeğim anasız büyür ama vatansız büyüyemez ‘’ diyerek elindeki baltayla yurt savunmasına koşan Nene Hatun’un mezarını ziyarret ederek dua ettiler. ’’
22 Mayıs 1955 tarihinde 92 yaşındayken hayatını kaybeden Nene Hatun’un mezarı başındaki Kocaeli hayatine bilgilendirmelerde bulunan Erzurum Büyükşehir Belediyesi personellerinden Şehir Tanıtım Uzmanı, Kültür Araştırmacısı Canan Şimşek, Nene Hatun’un 9 Kasım 1877’nin sabahında, tarihi Ayaz Paşa Camii’nin müezzini Abdullah Efendi’nin ezan okuduktan sonra sela verdiğini ve daha sonra da Ruslar’ın içerilere kadar girdiğini söylediğini ifade ederek, ‘’ Müezzin Abdullah Efendi, ‘ Ruslar içimize kadar geldi, ya öldüreceğiz, ya da öleceğiz, başka çare yok !’ dedikten sonra bunu duyan ve cephedeki kocasından haber alamayan Nene Hatun, kolu ve bacağı kopmuş neredeyse ölmek üzere olan yanındaki erkek kardeşine 3 aylık beşikteki bebeğini bırakarak o meşhur sözü olan, ‘Bebeğim anasız büyür ama vatansız büyüyemez ’ dedikten sonra şehir merkezinden satırını alarak buraya öncü oluyor.
Ekstra olarak şunu söylemek gerekir se, 93 Harbi’nde evet askerimiz vardı ama, kadınların, halkın ve ihtiyarların savaştığı bir savaş desek yanlış olmaz, çünkü askerimiz çok azdı ‘’ dedi
PEYGAMBERLER MUCİZE GÖSTERİR, EVLİYALAR KERAMET GÖSTERİR
Kocaeli Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetimi ile 16 gazeteciden oluşan Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Üyeleri, gezinin 3. gününde Erzurum’un güneyinde yer alan, şehre iki buçuk kilometre uzaklıktaki Şiğveler Dağı üzerindeki Abdurrahman Gazi Türbesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında kimileri dua ederken, kimileri ise Abdurrahman Gazi hakkında bilgi aldı.
Abdurrahman Gazi, İslam Orduları’nın Anadolu’ya yapılan ilk seferlerinde ordu komutanlığı yapmış, İslam Orduları’nın sancaktarlığını üstlenmiş ve Ashab-Kiram’dan olduğu kabül edilir. Mezarı uzun yıllar bilinmemekte olup, Pir Ali Baba tarafından keşif yoluyla bulunmuş. Türbe içerisindeki mezarın 4.85 metre uzunluğunda olmasının sebebi ise Abdurrahman Gazi’nin hem manevi büyüklüğünü göstermek, hem de ziyaretleri kolaylaştırmak için yapıldığı belirtiliyor
KOPAN KAFASINI SOL KOLUNUN ALTINA ALIP SAVAŞA DEVAM ETMİŞ
Abdurrahman Gazi Türbesi hakkında Kocaeli heyetine bilgi veren Erzurum Büyükşehir Belediyesi personellerinden Şehir Tanıtım Uzmanı, Kültür Araştırmacısı Canan Şimşek, eski Erzurumlu eski Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in düşünce ve tezine göre Ebubekir’in oğlu İslamiyeti yaymak için burada meydana gelen savaşta, rivayete göre Abdurrahman Gazi’nin kopan kafasını sol kolunun altına alıp, sağ koluyla savaşa devam ettiğini ifade ederek, ‘’ İnsanlar, hayret ediyor, kafası kopmasına rağmen bu kadar savaşmasın çok hayret verici. Biliyorsunuz, söz büyüdür ve kelemiler çok önemlidir,’Peygamberler mucize gösterir, evliyalar keramet gösterir’ ve burada keramet gösterince herkes nazar ediyor ve Abdurrahman Gazi vefat ediyor. Erzurum’da büyük insanlar vefat edince, ‘Vefat etti’ denilmez, ‘Dünyasını değişti’ denir. Erzurum’da ‘Pir Ali Baba’ var, Bin bir hatim geleneği Erzurum’da 500 sene önce çok fazla salgın hastalık ve depremler olduğu için Pir Ali Baba ve hafızları atlarıyla beraber manevi bir kalkan olsun diye Bin bir hatim okuyarak şehrin etrafını dolanıyorlar.’’dedi.
FACEBOOK YORUMLAR