Kentin yöneticileri suçluyu çoktan bulmuş bile!
Sel bastı suçlu yağmur oldu. Suriyelilerin verdiği rahatsızlık dile getirildi, ''en çok suçu sizler işliyorsunuz ''denildi. Otopark dahi yapamayan beceriksizler yüzünden yol kenarlarına araçlarını park etmek zorunda kalan sürücüler trafiğin tıkanmasında en suçlu gösterildi. Ama bu yöneticiler kendilerine hiç mi hiç toz kondurmadı!
Dün, Osmangazi Mahalle Muhtarı Kenan Demirbaş’ın organize ettiği güvenlik toplantısında geçtiğimiz hafta sonu yaşanan sel felaketi gündemdeydi…
Darıcalı tüm muhtarların, STK Temsilcilerinin de hazır bulunduğu o toplantıda, su baskını sonrası bir depoda boğularak hayatını kaybeden Elif Urhal kardeşimiz için Rahmet okundu ve zarara uğrayanlar için ‘’yaralar sarılacak’’ dendi..
Tüm bunların sonunda ise, suçlunun yoğun yağış olduğuna karar verildi.
‘’Cek’’ler, ‘’Cak’’lar havada uçuşurken. Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, ‘’ gök gürlediğinde içim ürperiyor!’’ dedi.
Ama hiç kimse, Elif Urhan’ın o depoda boğularak ölmesine neden olan asıl sorumluları aramadı !
Çok katlı binalarda çıkabilecek yangında olası tehlikenin önüne geçmek için ‘’Yangın Merdiveni’’ ni şart koşanlar, aşağıda oluşabilecek su baskınları için bir önlem almayı akıl edemedi !
Sıradan bir esnafın tentesiyle, havalandırmasıyla abuk subuk detaylarıyla uğraşan belediye, bir kişinin ölümüne neden olan deponun kullancısı olan marketler zincirinin buradaki şubesine önlem almadığı için yıllarca göz yumdu !
Gözünü para hırsı bürümüş o binanın sahibi, daha çok para kazanmak uğruna bodrum katını kartonpiyerle ikiye böldü. Yandaki marangozhaneyi su basınca daha fazla dayanamayarak birden patlayan o kartonpiyer, sel sularının marketin deposunu da basmasına neden oldu.
Henüz 6 aylık bir bebek sahibi anne o sularda boğularak can verdi
Ama o bina sahibine de göz yumuldu!
Tüm bunlar olurken, dünkü toplantıda kimse o bina sahibini ve marketin yöneticilerini konuşmadı..
Çünkü suç, aşırı yağan yağmurdaydı!..
O toplantıda muhtarlardan biri isyan edercesine feryad etti !
’’Suriyeliler’’ dedi, ve ekledi, ‘’Bıktık’’ dedi.
Bu kentin idarecileri koro halinde ‘’ Suriyeliler bizim kardeşimizdir. Provakasyona gelmeyin!’’ dedi.
Maaş verildiği dedikodularına kulak asılmaması gerektiğinden dem vuruldu. Suriyelilere maaş verilmediğini BM.’den gelen parayla her ailede kişi başına 118 TL ödendiğinin altı çizildi.
Hallerine bakmadan habire doğuran Suriyeliler’e sadece gıda ve eşyanın kendi taraflarından verildiği söylenirken, sorun çıkaran 18-40 yaş arası tosuncuklardan bahsedilmedi.
Bir ara, Suriyelilerin işlediği suçların bizimkilere göre oranlandığında devede kulak olduğu söylenirken asıl zıvanadan çıkanların bizler olduğu ima edildi.
Aslında Suriyeliler onların gözünde birer melekti…
Trafik sorunu ele alındığında yolların sağına soluna park edilen araçlar yüzünden sıkışıklığın meydana geldiğinin altı çizildi.
Kimse, bu kentte otopark olmadığı için vatandaşın aracını yol kenarlarına park ettiğini dile getirmedi.
Çünkü vatandaş, aracını yolun sağına soluna park ederken bundan aşırı zevk alıyor ve tıkanıklık nedeniyle ilerleyemeyen diğer sürücülere işkence etmekten haz duyuyordu.
Kime, ne anlatıyorsunuz siz ?
Bütün suç bu vatandaşta mı yani?
Siz yöneticilerin hiç mi kabahati yok ?
Her şeye bir kulp bulmayı bırakın artık !
Koskoca 3 seneden bu yana altı üstü 500-600 metrekarelik bir emniyet binasını dahi bitiremediniz, şimdi de topu 2020’ye attınız !
Gök gürlemeye başladı bak, içinize dikkat edin ürpermesin !