Gre Fılla Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları tamamlandı; 3 bin 233 eser koruma altında
KOCAELİ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse'nin bilimsel danışmanlığında yürütülen, Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesinde 11 bin yıllık Gre Fılla Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları tamamlandı.
09 Mart 2023 - 12:32
Ökse, Göbeklitepe ile aynı döneme ait izler taşıyan höyükten 3 bin 233 eserin çıkarılıp, korumaya alındığını söyledi.
Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesi kırsal Ambar Mahallesi'nde ortaya çıkarılan ve Göbeklitepe ile aynı döneme ait izler taşıyan, 11 bin yıllık Gre Fılla Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları tamamlandı. Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse'nin bilimsel danışmanlığında, 2018'de başlatılan çalışmalarla 3 bin 233 eser, gün yüzüne çıkarıldı. Bölgede yapılacak baraj nedeniyle sulara gömülen höyükten çıkarılan eserler, Diyarbakır Müze Müdürlüğü'nce korumaya alındı.
Gre Fılla Höyüğü'nde 30 kişilik ekiple titiz çalışma yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Ökse, "Gre Fılla, günümüzden yaklaşık 10 bin 500 yıl önce kullanılmaya başlanmış. 'Kendale Hecela' olarak adlandırılan ikinci höyük ise M.Ö. 7'nci binde kullanılmaya başlanmış. Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında 2 höyükte de 2018 ile 2022 yılı arasında kurtarma kazıları yürüttük. Ekibimiz hala orada, kazılar bitti. Suların yükselmesi nedeniyle sonlandırdık. Şu anda malzeme çalışması yapıyoruz. Çok hızlı ve uzun soluklu bir çalışma yaptığımız için; 2-3 yıl daha malzeme çalışmasını sürdürmek zorundayız" dedi.
HÖYÜKTEN ÇIKAN ESER SAYISI 3 BİN 233
Gre Fılla'da gün yüzüne çıkarılan malzeme sayısının 3 bin 233 adet olduğunu belirten Prof. Dr. Ökse, "Bu eserler, Diyarbakır Müze Müdürlüğü'ne teslim edilmiş durumda. Bunların büyük bir kısmı; bizim sürtme taş aletler dediğimiz daha çok havan, öğütme taşı, oluklu taş gibi eserlerden oluşuyor. İkinci büyük bir bölümü ise yontma taş aletlerinden oluşuyor; çakmak taşı gibi eserler. Hayvan kemiğinden üretilmiş delici eserlerle de karşılaşıyoruz. Bütün bunlar içerisinde kabartmalar, heykeller ve bezemeli aletler de var. Örneğin; bir kemik aleti üzerinde bir yılan kabartması oluyor ya da oluklu taşlar dediğimiz kemik aletlerinin biçimlendirildiği taşların üzerinde yılan kabartmaları bulunuyor. Bu eserler ile de çok karşılaştık. 3 tane heykelimiz var; çukur yapı içerisinde 2 domuz ve 1 tane de insan heykelimiz var" diye konuştu.
'GÖBEKLİTEPE İLE ÇAĞDAŞ'
Eserlerin tamamının Diyarbakır Müzesi deposunda muhafaza edildiğini belirten Prof. Dr. Ökse, "Bizim yapmak istediğimiz en önemli şeylerden biri de bu yuvarlak çukur yapıların korunması. Diyarbakır Cezaevi, müze kampüsüne dönüştürülecek ve açık alanına bunun taşınması planlanıyor. Ne zaman hayata geçirilir? O artık bakanlığın programlaması ile ortaya çıkacak bir şey" dedi.
Gre Fılla Höyüğü'nün Neolitik dönemden kalan yerleşim alanı olduğunu anlatan Prof. Dr. Ökse, "Göbeklitepe ile çağdaş, buranın aynı dönemde kullanılmış olduğunu biliyoruz. Burası, Göbeklitepe'de açığa çıkmış olan yuvarlak yapıların benzerlerine sahip. Her birinin içerisinde 4 adet yüksek paye var; bunların çatıyı taşıyan yaklaşık 2-3 metre kadar derinlikleri var. Çapları da 8 ile 10 metre arasında değişiyor. Burada ortalama 25 kişi oturabiliyor. Bölge bazında buraya en eski yerleşimler, diyebiliriz" diye konuştu.
Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesi kırsal Ambar Mahallesi'nde ortaya çıkarılan ve Göbeklitepe ile aynı döneme ait izler taşıyan, 11 bin yıllık Gre Fılla Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları tamamlandı. Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse'nin bilimsel danışmanlığında, 2018'de başlatılan çalışmalarla 3 bin 233 eser, gün yüzüne çıkarıldı. Bölgede yapılacak baraj nedeniyle sulara gömülen höyükten çıkarılan eserler, Diyarbakır Müze Müdürlüğü'nce korumaya alındı.
Gre Fılla Höyüğü'nde 30 kişilik ekiple titiz çalışma yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Ökse, "Gre Fılla, günümüzden yaklaşık 10 bin 500 yıl önce kullanılmaya başlanmış. 'Kendale Hecela' olarak adlandırılan ikinci höyük ise M.Ö. 7'nci binde kullanılmaya başlanmış. Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında 2 höyükte de 2018 ile 2022 yılı arasında kurtarma kazıları yürüttük. Ekibimiz hala orada, kazılar bitti. Suların yükselmesi nedeniyle sonlandırdık. Şu anda malzeme çalışması yapıyoruz. Çok hızlı ve uzun soluklu bir çalışma yaptığımız için; 2-3 yıl daha malzeme çalışmasını sürdürmek zorundayız" dedi.
HÖYÜKTEN ÇIKAN ESER SAYISI 3 BİN 233
Gre Fılla'da gün yüzüne çıkarılan malzeme sayısının 3 bin 233 adet olduğunu belirten Prof. Dr. Ökse, "Bu eserler, Diyarbakır Müze Müdürlüğü'ne teslim edilmiş durumda. Bunların büyük bir kısmı; bizim sürtme taş aletler dediğimiz daha çok havan, öğütme taşı, oluklu taş gibi eserlerden oluşuyor. İkinci büyük bir bölümü ise yontma taş aletlerinden oluşuyor; çakmak taşı gibi eserler. Hayvan kemiğinden üretilmiş delici eserlerle de karşılaşıyoruz. Bütün bunlar içerisinde kabartmalar, heykeller ve bezemeli aletler de var. Örneğin; bir kemik aleti üzerinde bir yılan kabartması oluyor ya da oluklu taşlar dediğimiz kemik aletlerinin biçimlendirildiği taşların üzerinde yılan kabartmaları bulunuyor. Bu eserler ile de çok karşılaştık. 3 tane heykelimiz var; çukur yapı içerisinde 2 domuz ve 1 tane de insan heykelimiz var" diye konuştu.
'GÖBEKLİTEPE İLE ÇAĞDAŞ'
Eserlerin tamamının Diyarbakır Müzesi deposunda muhafaza edildiğini belirten Prof. Dr. Ökse, "Bizim yapmak istediğimiz en önemli şeylerden biri de bu yuvarlak çukur yapıların korunması. Diyarbakır Cezaevi, müze kampüsüne dönüştürülecek ve açık alanına bunun taşınması planlanıyor. Ne zaman hayata geçirilir? O artık bakanlığın programlaması ile ortaya çıkacak bir şey" dedi.
Gre Fılla Höyüğü'nün Neolitik dönemden kalan yerleşim alanı olduğunu anlatan Prof. Dr. Ökse, "Göbeklitepe ile çağdaş, buranın aynı dönemde kullanılmış olduğunu biliyoruz. Burası, Göbeklitepe'de açığa çıkmış olan yuvarlak yapıların benzerlerine sahip. Her birinin içerisinde 4 adet yüksek paye var; bunların çatıyı taşıyan yaklaşık 2-3 metre kadar derinlikleri var. Çapları da 8 ile 10 metre arasında değişiyor. Burada ortalama 25 kişi oturabiliyor. Bölge bazında buraya en eski yerleşimler, diyebiliriz" diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR