Erol Polat yazdı... Bu yazı bayramlık bir ağızla yazılmadı!
Sürücüleri durdurup belge isteyen görevliler, sağından, solundan, önünden ve arkasından yaya olarak geçenlerden neden belge istemiyor ? Eline bir poşet alan kilometrelerce ilerde fink atıyor, hani önlem? Cumartesi günü semt pazarları açılacak, yüzlerce insan orada olacak, elinde bir demet maydanozla akşam edecek olan vatandaşa da bir uyarı yapılacak mı?
06 Mayıs 2021 - 00:38 - Güncelleme: 08 Mayıs 2021 - 14:06
Az sonra okuyacaklarınız kesinlikle bayramlık bir ağızla yazılmayacak !
Amma Velâkin, sabrın da bir sınırı olmalı hani..
O sabrı, kimse görmesin diye bir yerlere sokuşturup duruyorum ve inanın ki, sınırlarımı zorluyorum!
Fakat olmuyor.
Sabır da bir yere kadar hani !
Gelelim saadete...
Polis, alınan tedbirler gereği, görevini yapma mükellefiyetini yerine getirmek için, herkesin olduğu gibi benim de aracımı durduruyor. Basın mensubu olduğumu söyleyip, hem Gazeteciler Cemiyeti, hem gazetemizin basın kartını, hem de muhabirliğini yaptığım ulusal basın kartımı gösteriyorurm. ’’Olmaz !’’ diyor. Görev kağıdı istiyor. Görev kağıdımı gösterdikten sonra nihayet geçebiliyorum.
Beni kızdıran aslında bu değil, memur arkadaşlar kendilerine verilen görevi yapıyor, bunda sorun yok. Beni kızdıran, tüm bunlar olup biterken etrafımda yüzlerce insanın elini kolunu sallayarak dolaşıyor olması.
Az önce her yerde araç durdurarak kontrol yapan görevliler, ne hikmetse sağda solda cirit atan kimseye hiç bir şekilde müdahalede bulunmuyor, çünkü, arkadaşlar sözde markete veya bakkala gidiyor.
Eline bir poşet alan, koltuğunun altına bir ekmek sıkıştıran herkes sokakta. Bazı vatandaşların evi kilometrelerce uzakta olmasına rağmen istediği gibi, istediği yerde gezebiliyor, ama iş, araç sürücülerine geldiği zaman kılı kırk defa yarmanın hesapları yapılıyor. Sanırsın ki, virüs araçla dolaşanlar tarafından yayılıyor.
E şimdi bu cumartesi gününden itibaren bütün semt pazarları da açılacak. Ablalar, teyzeler, abiler, amcalar çoluk çocuk pazarda iç içe alış veriş yapacak,. Ard niyetliler ise elinde bir demet maydanozla gün bitene kadar şehirde fink atacak.
Kim ne diyebilecek?
Pazara gidiş belgesi mi istenecek?
Yaptığı yemekte maydanozun gerekli olup olmadığı mı sorulacak ?
‘’ Neden soğan aldın, bugün de koyma,,çabuk git evine’’ mi denilecek ?
Ya da, pazardaki yüzlerce insanın tek tek ev adresleri tespit edilip, ‘’Senin bu pazarda ne işin var ? Git çabuk kendi mahallene yakın olana’’ mı denilecek ?
Yoksa görev kağıdı mı istenecek,?
E, bunlar olmayacak ise, neden onca polis ve bekçi araç kullananlardan görev kağıdı istiyor?
Hayır, eğer virüs bu şekilde bulaşıyor sa, bu illet bitene kadar binmeyelim araçlarımıza.. İfade etmeye çalıştığım durum sadece kendim için değil, tüm araç kullananlar için geçerli
Benim, bu işin içinden çıkacak gibi bir aklım yok, eğer bir bilen varsa lütfen bana anlatsın, Çünkü artık aklım al-mı-yor !
Amma Velâkin, sabrın da bir sınırı olmalı hani..
O sabrı, kimse görmesin diye bir yerlere sokuşturup duruyorum ve inanın ki, sınırlarımı zorluyorum!
Fakat olmuyor.
Sabır da bir yere kadar hani !
Gelelim saadete...
Polis, alınan tedbirler gereği, görevini yapma mükellefiyetini yerine getirmek için, herkesin olduğu gibi benim de aracımı durduruyor. Basın mensubu olduğumu söyleyip, hem Gazeteciler Cemiyeti, hem gazetemizin basın kartını, hem de muhabirliğini yaptığım ulusal basın kartımı gösteriyorurm. ’’Olmaz !’’ diyor. Görev kağıdı istiyor. Görev kağıdımı gösterdikten sonra nihayet geçebiliyorum.
Beni kızdıran aslında bu değil, memur arkadaşlar kendilerine verilen görevi yapıyor, bunda sorun yok. Beni kızdıran, tüm bunlar olup biterken etrafımda yüzlerce insanın elini kolunu sallayarak dolaşıyor olması.
Az önce her yerde araç durdurarak kontrol yapan görevliler, ne hikmetse sağda solda cirit atan kimseye hiç bir şekilde müdahalede bulunmuyor, çünkü, arkadaşlar sözde markete veya bakkala gidiyor.
Eline bir poşet alan, koltuğunun altına bir ekmek sıkıştıran herkes sokakta. Bazı vatandaşların evi kilometrelerce uzakta olmasına rağmen istediği gibi, istediği yerde gezebiliyor, ama iş, araç sürücülerine geldiği zaman kılı kırk defa yarmanın hesapları yapılıyor. Sanırsın ki, virüs araçla dolaşanlar tarafından yayılıyor.
E şimdi bu cumartesi gününden itibaren bütün semt pazarları da açılacak. Ablalar, teyzeler, abiler, amcalar çoluk çocuk pazarda iç içe alış veriş yapacak,. Ard niyetliler ise elinde bir demet maydanozla gün bitene kadar şehirde fink atacak.
Kim ne diyebilecek?
Pazara gidiş belgesi mi istenecek?
Yaptığı yemekte maydanozun gerekli olup olmadığı mı sorulacak ?
‘’ Neden soğan aldın, bugün de koyma,,çabuk git evine’’ mi denilecek ?
Ya da, pazardaki yüzlerce insanın tek tek ev adresleri tespit edilip, ‘’Senin bu pazarda ne işin var ? Git çabuk kendi mahallene yakın olana’’ mı denilecek ?
Yoksa görev kağıdı mı istenecek,?
E, bunlar olmayacak ise, neden onca polis ve bekçi araç kullananlardan görev kağıdı istiyor?
Hayır, eğer virüs bu şekilde bulaşıyor sa, bu illet bitene kadar binmeyelim araçlarımıza.. İfade etmeye çalıştığım durum sadece kendim için değil, tüm araç kullananlar için geçerli
Benim, bu işin içinden çıkacak gibi bir aklım yok, eğer bir bilen varsa lütfen bana anlatsın, Çünkü artık aklım al-mı-yor !
FACEBOOK YORUMLAR