Darıca'ya bu tarihsel körlük yakışmamaktadır

 

“Savaşta canımızı vermeye hazır olduğumuz vatan topraklarının, barışta neden canına okuyoruz?

 

Adlarının, sanlarının dahi bilmediğimiz nice isimsiz kahramanın canları ve kanları pahasına bizlere bıraktıkları bu topraklar adları holding, adları teşekkül, adları müteahhit, kısacası adları RANT olan kişiler, kuruluşlar ve siyasi oluşumlar ile milletten çalınıyor. Dün isimsiz kahramanların kazandığı vatan toprakları, bugün isimsiz kahramanların çocuklarının hizmetinde olmak yerine RANTİYENİN eline geçmekte.

 

İtilaf Devletleri karşısında Osmanlı’nın imzaladığı ağır yıkım ve esaret anlamı taşıyan Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) sonucu başta İstanbul ve tüm Marmara olmak üzere aziz vatan toprakları işgal edilmiş, ordu dağıtılmış, cephanelerine el konulmuş iken milletin bu mâkus talihini değiştirmeye kararlı Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Kuvvay-ı Milliye harekâtını başlattı.

 

Kuvvay-ı Milliye’nin silah tedarikinde İstanbul’daki cephaneliklerden gizlice Anadolu’ya sevkiyat yapan şanlı direnişçiler Tavşancıl, Gebze, Darıca havalisinden büyük fedailerdir. Başlarında bulunan Yahya Kaptan kalleşçe entrikayla katledilince, liderliği Darıca’lı Kara Aslan (Büyük Aslan Bey) devralır. Kara Aslan ve arkadaşları İngiliz himayesinden cesaret alarak halka zulmeden Rum çetecilerine karşı mücadele ederken, diğer yandan da Anadolu’ya silah sevkiyatını başarırlar.

 

Bu kahraman direnişçilerin desteğiyle Anadolu adım adım işgalden ve düşmandan temizlenirken 26 Haziran 1921’de İngiliz birliklerinin çekilmesiyle Darıca da kurtulur.

 

Milli Mücadele tarihimizde bu bölgede böylesine sembolleşen kahraman direnişçilerin bugün ne yazık ki hatıralarının yaşatıldığı bir müze, bir anıt ve hatta bir anma günü dahi yoktur. 06.03.2008 tarih ve 5747 No.lu Kanun ile ilçe olan Darıca’ya bu tarihsel körlük yakışmamaktadır. 

 

26 Haziran Darıca’nın Kurtuluş Günü ilan edilerek kahramanlarımızın anısı yaşatmalı, ulusal birlik ve bütünlük duygusu güçlendirilmelidir.

 

Bölgede nefes alacak yeşil alan kalmadığı gerçeğinden hareketle özellikle Eskihisar-Darıca arasındaki askeri alan ve Darıca-Bayramoğlu arası kıyı şeridine bağlanan yeşil alanlar Kurtuluş Savaşı Milli Parkı şeklinde planlanarak hem inşaat rantının önüne geçilip, yeşili korunmalı; hem de dünyada eşine rastlanmayan abideler, müzeler eşliğinde otantik Anadolu havasında düzenlenerek “milli turizm” çekim merkezi olmalıdır. Aynı anlayışla bu alan içinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük ülküsü doğrultusunda dil ve tarih araştırmaları başta olmak üzere gerek yapılaşması, gerekse içeriği ile tarihsel derinlik yaratacak KEMÂL ÜNİVERSİTESİ kurulmalıdır. (Kemâl: Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik; en yüksek değer.)

 

Vatan için savaşta kimin canını vereceğini, barışta vatan için söylediklerine ve yaptıklarına bakıp anlayan Yüce Halkımıza; “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” şiarıyla zamanı geldiğinde rantiyeye de geçit vermeyecek olan muzaffer ve gerçek kahramanlara şükranlarımla...