Darıca'nın 119 yıllık deniz feneri!
Darıca'da geceleri ışık saçarak Marmara Denizi'nden geçen gemilere kılavuzluk eden Yelkenkaya Deniz Feneri'nde 119 yıldır aynı aile görev yapıyor
Darıca'daki Yekenkaya Burnu'nda bulunan Yelkenkaya Deniz Feneri'nde görevli Ahmet Gül, 1896 yılında deniz feneri inşa edildiğinde büyük dedesi 'Cideli Ahmet Çavuş'un burada görevlendirildiğini söyledi. Sonra dedesi Ahmet Yıldızay ve ninesi Zehra Yıldızay'ın ardından 1977-1997 yılları arasında annesi Sacide Gül'ün bu görevi üstlendiğini ifade eden Ahmet Gül, 1997 yılından sonra da kendisinin bu görevi seve seve yerine getirdiğini kaydetti.Annesinin emekli olduğu dönemde bir fabrikada teknisyen olarak çalıştığını ifade eden Gül, şöyle konuştu:'Ben aslında teknisyendim ve bir tercih yapmam gerekiyordu. ya deniz fenerine sahip çıkarak görevi devralacaktım ya da dededen kalma bu mirası yok sayıp işime bakacaktım. Hayat şartları her ne kadar zor olsa da vazgeçemedim buradan. Çünkü çocukluğum saklıydı buralarda. Burada yaşamak, her sabah deniz havasını ciğerlerime çekmek, gemilere rota vermek artık bizim için bir hayat biçimi oldu. Bu gönül işi, ciğer işi, bu bizim alışkanlığımız oldu.'Başka bir yerde yaşamayacaklarını kaydeden Ahmet Gül, 'Kısa süreli ayrıldığımızda bile evimizi ve deniz fenerini özlüyoruz. Buranın her santimetre karesinde büyük dedemden, dedemden bir parça var. O nedenle burasının yeri bizde çok başka, işte bu yüzden bizim hayatımız oldu deniz feneri' diye konuştu. Gül, gündüz deniz fenerinin mekanik bakımını yaptığını ve güvenliğini sağladığını ifade ederek, karanlığın çökmesiyle birlikte ise fenerin ışığını yaktıklarını söyledi. Havanın kararmasına yakın başlayan mesailerinin sabahın ilk ışıklarına kadar devam ettiğini dile getiren Gül, 'Geceleri ailece vardiya sistemi şeklinde fenerin yanıp yanmadığını, arıza olup olmadığını kontrol etmek zorundayız. Bizde hafta sonları tatili yoktur. 7 gün 24 saat birilerinin bakması gerekir deniz fenerine. Bu arada elektrikler kesildiğinde eğer jeneratör arızalıysa deniz fenerinde gaz lambaları yakıyoruz. Fenerde herhangi bir arıza olduğunda yine gaz lambalarını kullanarak fenerde ışık görünmesini sağlıyoruz' dedi.'Deniz feneri gemiler için rotadır, kılavuzdur, kaptandır. Her deniz fenerinin ayrı bir görevi vardır' diyen Gül, Yelkenkaya Deniz Feneri'nin Körfez'in girişindeki ilk rota feneri olduğunu ve yanan ışığıyla 25 mil mesafedeki gemilere kılavuzluk ettiğini kaydetti. Gül, dedesi Ahmet Yıldızay döneminde fenerin çalıştırılmasının bir hayli zor olduğunu belirterek, 'Dedemin döneminde fenerin yanması, ışık vermesi için asitilen kullanılıyordu. Dedem asitilen tüplerini sürekli değiştirmek zorunda kalıyordu. Daha sonra saat gibi kurmalı sisteme geçildi. Sistem mekanik olduğu için her 1.5 saatte bir kurulması gerekiyordu. 80'li yıllarda ise elektrikli sistem devreye girdi. Bugün hala aynı sistemde çalışıyor. Günümüz teknolojinde fener gündüz bile sinyal veriyor. Olası bir arızayı İşletme Müdürlüğü de görebiliyor' şeklinde konuştu.
BÜYÜK DEDEDEN KALMA KURALLAR
Büyük dedesi 'Ahmet Çavuş' döneminden kalan bazı kuralların halen geçerli olduğuna dikkati çeken Ahmet Gül, 'Ramazan'da denizde bulunan balıkçıların, yoldan geçen gemilerde bulunanların iftarlarını açmaları için akşam ezanı okununca fenerin ışığını yakıyoruz. Bu da büyük dedemden kalma bir kuraldır biz halen bunu sürdürüyoruz' diye konuştu. 'Nasılsa deniz feneri var. Bir yere gidemezler' diyen yakınları ve komşularının hafta sonu misafirliğe geldiklerini anlatan Gül, 'Deniz fenerinin böyle hem zor hem de güzel bir etkisi de var. Sevdiğimiz kişilerle bir arada olmak güzel. Tabi her an müfettişler de gelebilir denetime. O yüzden hazırlıklıyız daima. Bunun da tedirginliği oluyor ister istemez' dedi.