Çamur temizlenirse canlılar daha sağlıklı habitatlara kavuşacak
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmit Körfezi'nin dibinde bulunan çamuru alacaklarını açıklarken, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, temizlik çalışmasının her alanda faydası olacağını söyledi. Ergül dip çamuru temizliğinin müsilajın azalmasına katkı sağlayacağını belirterek, "Özellikle doğu basende yapılacak olan yüzey sedimentte bir dip çamuru temizliğinin katkı sağlayacağını düşünüyorum. Orada yaşayan canlıların daha sağlıklı habitatlara kavuşacağını düşünüyoruz. Müsilajın azalması ya da ortaya çıkması konusunda hiç şüphesiz katkısı olacaktır" dedi.
26 Mart 2022 - 13:22
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen Kartepe Zirvesi’nde, İzmit Körfezi’nin dibinde bulunan çamuru alacaklarını açıkladı. Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, İzmit Körfezi’nde birçok kirlilik olduğunu, özellikle organik kirleticilerle ilgili yükün fazla olduğunu ve dip temizliğinin de her alanda faydası olacağını söyledi.
‘KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAMAK LAZIM’
Kirleticilerin kendi kendine doğada bertarafının çok kolay olmadığını açıklayan Ergül, “Biz, İzmit Körfezi’nin yüzey sedimentleriyle ilgili 80 istasyonda bir çalışma yürütmüştük, TÜBİTAK desteklemişti. O zaman fark ettik ki birçok noktada birçok kirleticinin seviyesi oldukça yüksek. Dolayısıyla özellikle doğu basende yapılacak olan yüzey sedimentte bir dip çamuru temizliğinin katkı sağlayacağını düşünüyorum. Orada yaşayan canlıların daha sağlıklı habitatlara kavuşacağını düşünüyoruz. Birçok kirlilik var, özellikle organik kirleticilerle ilgili yükün oldukça fazla olduğunu görmüştük. Kirleticilerin yarı ömürleri çok uzun bazı kirleticilerin yarı ömürleri 100 yıla kadar uzayabiliyor dolayısıyla kendi kendine doğada bertarafları çok kolay değil, bir müdahaleyle uzaklaştırılmaları yerinde olacaktır. Ancak bu çalışmanın da çok iyi modellenerek yapılması gerekir. Çıkarılan sedimentin, çıkarılma sırasında dağılma olasılığı vardır. Dağılan sedimentteki kirletici yükleri ne kadardır ve nerelere gidebilir bunları hesaplamak lazım. Kaş yaparken göz çıkarmamak lazım” dedi.
‘MÜSİLAJIN ORTAYA ÇIKMASI KONUSUNDA ŞÜPHESİZ KATKISI OLACAKTIR’
Dip temizliğinin müsilajın azalması ya da ortaya çıkması konusunda katkısı olacağını ifade eden Ergül, “Yapılacak olan temizlik çalışmasının her alanda faydası olur. Müsilajın azalması ya da ortaya çıkması konusunda hiç şüphesiz katkısı olacaktır. Ancak müsilajdan öte birçok farklı organik kirleticilerle ilgili yükün aynı zamanda yine organik kirleticilerle, ağır metallerle, radyoaktif maddelerle ilgili yüklerin orada olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu temizlik genel anlamda katkı sağlayacaktır ama bu çalışma sonrasında her şey sıfırlanır mı? Bu çok olası değil. Çünkü İzmit Körfezi jeomorfolojik yapısı itibariyle sığ bir bölge dolayısıyla Marmara Denizi’ndeki kirletici yükler akıntılarla birlikte İzmit Körfezi’ne gelebiliyor ve oradaki sorunları tetikleyebiliyor. O bakımdan bu dip temizliğinin mutlaka faydası olur ama her şeyi kökünden çözmez” diye konuştu.
‘EN ÖNEMLİ SORUN NASIL BERTARAF EDİLECEĞİDİR’
Dip çamuru çıkarıldıktan sonra karşılaşabilecek en önemli sorunlardan bir tanesi de nasıl bertaraf edileceği olduğunu söyleyen Ergül, şöyle konuştu:
“Daha önce Marmara Denizi’ndeki Çınarcık çukuru gibi çukurlara dökülen atıkların, günümüzde sorun oluşturabileceği fark edildi. Dolayısıyla da özellikle bertarafının tekrar denize dökülerek yapılmaması gerekir. Karada uygun eski bir maden sahası gibi bir yere uygun şekilde taşınarak buralarda bertaraf edilmesi düşünülebilir. Denizden çıkarılan sedimentin tekrar denize dökülmesi uygun olmayacaktır."
‘KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAMAK LAZIM’
Kirleticilerin kendi kendine doğada bertarafının çok kolay olmadığını açıklayan Ergül, “Biz, İzmit Körfezi’nin yüzey sedimentleriyle ilgili 80 istasyonda bir çalışma yürütmüştük, TÜBİTAK desteklemişti. O zaman fark ettik ki birçok noktada birçok kirleticinin seviyesi oldukça yüksek. Dolayısıyla özellikle doğu basende yapılacak olan yüzey sedimentte bir dip çamuru temizliğinin katkı sağlayacağını düşünüyorum. Orada yaşayan canlıların daha sağlıklı habitatlara kavuşacağını düşünüyoruz. Birçok kirlilik var, özellikle organik kirleticilerle ilgili yükün oldukça fazla olduğunu görmüştük. Kirleticilerin yarı ömürleri çok uzun bazı kirleticilerin yarı ömürleri 100 yıla kadar uzayabiliyor dolayısıyla kendi kendine doğada bertarafları çok kolay değil, bir müdahaleyle uzaklaştırılmaları yerinde olacaktır. Ancak bu çalışmanın da çok iyi modellenerek yapılması gerekir. Çıkarılan sedimentin, çıkarılma sırasında dağılma olasılığı vardır. Dağılan sedimentteki kirletici yükleri ne kadardır ve nerelere gidebilir bunları hesaplamak lazım. Kaş yaparken göz çıkarmamak lazım” dedi.
‘MÜSİLAJIN ORTAYA ÇIKMASI KONUSUNDA ŞÜPHESİZ KATKISI OLACAKTIR’
Dip temizliğinin müsilajın azalması ya da ortaya çıkması konusunda katkısı olacağını ifade eden Ergül, “Yapılacak olan temizlik çalışmasının her alanda faydası olur. Müsilajın azalması ya da ortaya çıkması konusunda hiç şüphesiz katkısı olacaktır. Ancak müsilajdan öte birçok farklı organik kirleticilerle ilgili yükün aynı zamanda yine organik kirleticilerle, ağır metallerle, radyoaktif maddelerle ilgili yüklerin orada olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu temizlik genel anlamda katkı sağlayacaktır ama bu çalışma sonrasında her şey sıfırlanır mı? Bu çok olası değil. Çünkü İzmit Körfezi jeomorfolojik yapısı itibariyle sığ bir bölge dolayısıyla Marmara Denizi’ndeki kirletici yükler akıntılarla birlikte İzmit Körfezi’ne gelebiliyor ve oradaki sorunları tetikleyebiliyor. O bakımdan bu dip temizliğinin mutlaka faydası olur ama her şeyi kökünden çözmez” diye konuştu.
‘EN ÖNEMLİ SORUN NASIL BERTARAF EDİLECEĞİDİR’
Dip çamuru çıkarıldıktan sonra karşılaşabilecek en önemli sorunlardan bir tanesi de nasıl bertaraf edileceği olduğunu söyleyen Ergül, şöyle konuştu:
“Daha önce Marmara Denizi’ndeki Çınarcık çukuru gibi çukurlara dökülen atıkların, günümüzde sorun oluşturabileceği fark edildi. Dolayısıyla da özellikle bertarafının tekrar denize dökülerek yapılmaması gerekir. Karada uygun eski bir maden sahası gibi bir yere uygun şekilde taşınarak buralarda bertaraf edilmesi düşünülebilir. Denizden çıkarılan sedimentin tekrar denize dökülmesi uygun olmayacaktır."
FACEBOOK YORUMLAR