Bu İmam, başka İmam...
Kandıra'da doğaya ve hayvanlara sevgisiyle dikkat çeken Kabaklar Camisi imamı Fatih Yılmaz (29), kuşları fotoğraf karelerine taşıyor. Yılana benzetilen oluklu kertenkelelerin öldürülmemesi için cemaati bilgilendiren ve köy yaşamından kesitleri eşiyle birlikte sosyal medya hesabından paylaşan Yılmaz, çektiği kuş fotoğraflarıyla da ödül aldı.
15 Şubat 2022 - 12:55 - Güncelleme: 15 Şubat 2022 - 16:20
Kandıra'da, 20 haneli Selametli Mahallesi'ndeki Kabaklar Camii'nde imamlık yapan Fatih Yılmaz yaklaşık 10 yıldır doğa fotoğrafları çekiyor. Hayvan sevgisiyle de 2 yıl önce kuş fotoğrafları çekmeye başlayan Yılmaz'ın kadrajına, şu ana kadar yaklaşık 150 farklı tür takıldı.
Fotoğraflarıyla katıldığı yarışmalardan ödüller alan Yılmaz, Türkiye'deki bütün kuş türlerini fotoğraflamayı hedefliyor.
Yılana benzetilen oluklu kertenkelenin öldürülmemesi için afiş bastıran Yılmaz, vaazlarda da cemaate hayvanlara karşı merhameti ve şefkati aktarmaya çalışıyor.
Yılmaz ayrıca köy yaşamından kesitleri de eşiyle birlikte sosyal medya hesabından paylaşıyor.
'HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA BİLGİ SAHİBİ OLUYORUM'
Doğa fotoğrafları çektiğini fakat hayvanlara ilgisinden dolayı da kuş fotoğraflarına yöneldiğini anlatan Yılmaz, "4 yıldır imamlık yapıyorum. 1,5 yıldır da Kandıra ilçesinde imamlık yapmaktayım.
Son 10 yıldır fotoğrafa merak sarmıştım, daha önceden doğa fotoğrafları çekiyordum ama hayvanlara olan ilgimden dolayı kuş fotoğrafçılığına merak saldım.
Çektikçe, öğrendikçe, o hayvanların kıymetini gördükçe, daha çok istedim. Kuşlar hakkında her gün daha fazla bilgi sahibi oluyorum" dedi.
'KUŞLUK VAKTİNDE FOTOĞRAF ÇEKİYORUM'
İzin günlerinde kuşların fotoğrafları çektiğini belirten Yılmaz "Pazar günü sabah namazını kıldıktan sonra, en güzel vakit olan kuşluk vaktinde İzmit Körfezi'ne sulak alanlara gidiyorum. Kamuflaja yatarak fotoğraflar çekmeye çalışıyorum.
Müsait olduğum zamanlarda ormanlara, doğalara çıkıyorum ve vaktimi değerlendirmeye çalışıyorum. Şu ana kadar yaklaşık 150 farklı kuş türü kaydettim.
Hedefim de biraz yavaş ilerliyorum ama inşallah daha fazlasını yapacağım.
Türkiye'deki bütün kuş türlerini kaydetmek, bütün kuş fotoğrafçılarının hedefidir zaten. Ben de Türkiye'deki bütün kuşları kaydetmek isterim" diye konuştu.
'KUŞLARIN ÖZELLİKLERİNİ ANLATIYORUM'
Çevresinde yaşayan insanların artık fotoğraf çekmesine alıştığını söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Kuşların, Allah’ın yarattığı güzel hayvanların, güzel özelliklerinden bahsettikçe insanlarda da olumlu düşünceler oluşuyor. Herkesin bir hobisi olduğu gibi benim hobim de fotoğraf çekmek. Artık onlar da bu yaptığım işi beğenmeye, sevmeye başladılar. Kukumav kuşunu gördükleri zaman 'Hocam senin kuşun geldi', 'Hocam şurada sarı mavi bir kuş gördüm, adı ne?' gibi sorular soruyor elbette. Ben de onlara kuşların adını söylüyorum, özelliklerini anlatıyorum. Çok beğeniyorlar, bu durum benim de çok hoşuma gidiyor."
'MERHAMETİ VE ŞEFKATİ AKTARMAYA ÇALIŞTIM'
Anadolu'da 'kör yılan' olarak bilinen kertenkelelerin öldürülmemesi için afiş bastırıp, yaşadığı köy ve çevre köylere dağıttığını ifade eden Yılmaz "Oluklu kertenkeleler, Anadolu'da 'kör yılan' olarak biliniyor. Zehirli yılan zannedilerek öldürülüyorlar maalesef. Bizler vaaz kürsüsünde de anlatıyoruz bir şeyleri ama insanlara daha fazla ulaşmak için afiş bastırarak köylerde, kahvehanelerde gezerek 'Bu oluklu kertenkelelerin aslında zehirli bir yılan değil; kertenkele türü olduğunu ve çiftçilere çok faydası olduğunu' söyledim. Gerçekten bilmeyen çok fazla insan vardı. Vaaz kürsüsünde anlatmaya çalıştığım şeyleri, toplumun içerisine karışarak, insanların arasında da bunları anlatmaya çalıştım. Hayvanlara olan merhameti ve şefkati insanlara aktarmaya çalıştım" dedi.
KISA FİLM ÇEKTİ
Çektiği kısa film hakkında da konuşan Yılmaz "Bursa Karacabey'de görev yaptığım sırada köylere ekmek dağıtımına gelen bir fırıncı ağabeyimiz, kedi ve köpeklere ekmek veriyordu.
Daha sonra da farklı köylere de aynı şeyi yaptığını görünce kendisiyle konuştum ve 'Bu hikayeyi kısa film haline getirip, insanlarla paylaşalım ve insanlarda bir farkındalık oluşsun' dedim.
'Belki insanlar senden etkilenecekler, onlar da kedilere ve köpeklere bir kap mama, bir tas su koyacaklar' dedim. O da sağ olsun kabul etti ve böyle bir kısa film çektik. İnsanlardan güzel tepkiler aldık" diye konuştu.
'BAŞLARDA ÇOK GARİPSEYENLER OLDU'
Evlendikten sonra eşiyle birlikte doğa ve kuşların fotoğrafını çekmeye başladığını söyleyen Feyza Kurt Yılmaz ise şunları söyledi: "Fotoğrafçılığa çok uzak değildim, babam fotoğrafçıydı. Ben de yanında uzun bir süre fotoğrafçılık yaptım. Eşimle evlendikten sonra daha çok doğaya ve kuşlara merak duymaya başladım.
Sadece bir karga, leylek, güvercin diyorduk ama şu an o kadar çok tür olduğunu görünce hayretliğimiz, şaşkınlığımız ve mutluluğumuz daha çok artmaya başladı.
Birlikte bu yaz kamuflaja girip, fotoğraf çektiğimiz de oldu, kuşları yakından görmek çok daha keyif verici. Başlarda çok garipseyenler oldu.
Hatta yazın dedemlere 'Kamuflaja girdik' dediğimde onlar da garipsedi.
Ama yavaş yavaş herkes bu işin güzelliğini görünce onlar da alışıyorlar ve beğeniyle takip ediyorlar."
Fotoğraflarıyla katıldığı yarışmalardan ödüller alan Yılmaz, Türkiye'deki bütün kuş türlerini fotoğraflamayı hedefliyor.
Yılana benzetilen oluklu kertenkelenin öldürülmemesi için afiş bastıran Yılmaz, vaazlarda da cemaate hayvanlara karşı merhameti ve şefkati aktarmaya çalışıyor.
Yılmaz ayrıca köy yaşamından kesitleri de eşiyle birlikte sosyal medya hesabından paylaşıyor.
'HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA BİLGİ SAHİBİ OLUYORUM'
Doğa fotoğrafları çektiğini fakat hayvanlara ilgisinden dolayı da kuş fotoğraflarına yöneldiğini anlatan Yılmaz, "4 yıldır imamlık yapıyorum. 1,5 yıldır da Kandıra ilçesinde imamlık yapmaktayım.
Son 10 yıldır fotoğrafa merak sarmıştım, daha önceden doğa fotoğrafları çekiyordum ama hayvanlara olan ilgimden dolayı kuş fotoğrafçılığına merak saldım.
Çektikçe, öğrendikçe, o hayvanların kıymetini gördükçe, daha çok istedim. Kuşlar hakkında her gün daha fazla bilgi sahibi oluyorum" dedi.
'KUŞLUK VAKTİNDE FOTOĞRAF ÇEKİYORUM'
İzin günlerinde kuşların fotoğrafları çektiğini belirten Yılmaz "Pazar günü sabah namazını kıldıktan sonra, en güzel vakit olan kuşluk vaktinde İzmit Körfezi'ne sulak alanlara gidiyorum. Kamuflaja yatarak fotoğraflar çekmeye çalışıyorum.
Müsait olduğum zamanlarda ormanlara, doğalara çıkıyorum ve vaktimi değerlendirmeye çalışıyorum. Şu ana kadar yaklaşık 150 farklı kuş türü kaydettim.
Hedefim de biraz yavaş ilerliyorum ama inşallah daha fazlasını yapacağım.
Türkiye'deki bütün kuş türlerini kaydetmek, bütün kuş fotoğrafçılarının hedefidir zaten. Ben de Türkiye'deki bütün kuşları kaydetmek isterim" diye konuştu.
'KUŞLARIN ÖZELLİKLERİNİ ANLATIYORUM'
Çevresinde yaşayan insanların artık fotoğraf çekmesine alıştığını söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Kuşların, Allah’ın yarattığı güzel hayvanların, güzel özelliklerinden bahsettikçe insanlarda da olumlu düşünceler oluşuyor. Herkesin bir hobisi olduğu gibi benim hobim de fotoğraf çekmek. Artık onlar da bu yaptığım işi beğenmeye, sevmeye başladılar. Kukumav kuşunu gördükleri zaman 'Hocam senin kuşun geldi', 'Hocam şurada sarı mavi bir kuş gördüm, adı ne?' gibi sorular soruyor elbette. Ben de onlara kuşların adını söylüyorum, özelliklerini anlatıyorum. Çok beğeniyorlar, bu durum benim de çok hoşuma gidiyor."
'MERHAMETİ VE ŞEFKATİ AKTARMAYA ÇALIŞTIM'
Anadolu'da 'kör yılan' olarak bilinen kertenkelelerin öldürülmemesi için afiş bastırıp, yaşadığı köy ve çevre köylere dağıttığını ifade eden Yılmaz "Oluklu kertenkeleler, Anadolu'da 'kör yılan' olarak biliniyor. Zehirli yılan zannedilerek öldürülüyorlar maalesef. Bizler vaaz kürsüsünde de anlatıyoruz bir şeyleri ama insanlara daha fazla ulaşmak için afiş bastırarak köylerde, kahvehanelerde gezerek 'Bu oluklu kertenkelelerin aslında zehirli bir yılan değil; kertenkele türü olduğunu ve çiftçilere çok faydası olduğunu' söyledim. Gerçekten bilmeyen çok fazla insan vardı. Vaaz kürsüsünde anlatmaya çalıştığım şeyleri, toplumun içerisine karışarak, insanların arasında da bunları anlatmaya çalıştım. Hayvanlara olan merhameti ve şefkati insanlara aktarmaya çalıştım" dedi.
KISA FİLM ÇEKTİ
Çektiği kısa film hakkında da konuşan Yılmaz "Bursa Karacabey'de görev yaptığım sırada köylere ekmek dağıtımına gelen bir fırıncı ağabeyimiz, kedi ve köpeklere ekmek veriyordu.
Daha sonra da farklı köylere de aynı şeyi yaptığını görünce kendisiyle konuştum ve 'Bu hikayeyi kısa film haline getirip, insanlarla paylaşalım ve insanlarda bir farkındalık oluşsun' dedim.
'Belki insanlar senden etkilenecekler, onlar da kedilere ve köpeklere bir kap mama, bir tas su koyacaklar' dedim. O da sağ olsun kabul etti ve böyle bir kısa film çektik. İnsanlardan güzel tepkiler aldık" diye konuştu.
'BAŞLARDA ÇOK GARİPSEYENLER OLDU'
Evlendikten sonra eşiyle birlikte doğa ve kuşların fotoğrafını çekmeye başladığını söyleyen Feyza Kurt Yılmaz ise şunları söyledi: "Fotoğrafçılığa çok uzak değildim, babam fotoğrafçıydı. Ben de yanında uzun bir süre fotoğrafçılık yaptım. Eşimle evlendikten sonra daha çok doğaya ve kuşlara merak duymaya başladım.
Sadece bir karga, leylek, güvercin diyorduk ama şu an o kadar çok tür olduğunu görünce hayretliğimiz, şaşkınlığımız ve mutluluğumuz daha çok artmaya başladı.
Birlikte bu yaz kamuflaja girip, fotoğraf çektiğimiz de oldu, kuşları yakından görmek çok daha keyif verici. Başlarda çok garipseyenler oldu.
Hatta yazın dedemlere 'Kamuflaja girdik' dediğimde onlar da garipsedi.
Ama yavaş yavaş herkes bu işin güzelliğini görünce onlar da alışıyorlar ve beğeniyle takip ediyorlar."
FACEBOOK YORUMLAR