Bu da Darıca'yı yönetenlerin ayıbı !…
Al sana Turizm,… Al sana Turizm kenti Darıca (!)
Bakmayın siz, ‘’ Darıca turizm kentidir ’’, denildiğine…
Yıllarca bu sloganla avuttular hepimizi!…
Kadıköy’den bu tarafa en uzun sahil şeridine sahip olmamıza rağmen, ben ve diğerlerimiz, kavurucu sıcaklarda çoluk çocuk bu denizden faydalanamayıp teee fizana serinlemeye gidyorsak, alın başınıza çalın böyle turizm kentini!…
Defalarca dile getirmemize rağmen, bu kentin en büyük mülki amiri kaymakam dahi sahillerin halka açılmasını beceremiyor sa, kimse turizm kenti söylemini sakın ha aklından geçirmesin…
Mutfağından tutun da odasına kadar, hizmetine kadar, neredeyse Avrupadaki otellerle eş değer niteliklerdeki onlarca otelimiz müşteri olmadığı için kapanma noktasına gelmiş durumda. İş yeri sahipleri kan ağlıyor…
Dört dörtlük otel dahi olsa, her şey yeme içme yatmayla sınırlı değil ki!… OSB’lere gelen elin gavuru, hastanelere gelen Araplar, kaldıkları otellerin dışında gezmek vakit geçirmek ve eğlenmek istiyor.
Oysaki otel dışındaki hayatta‘’Tık’’ yok !…
Kaymakam Ömer Karaman’ın iyi niyetleri sonrası kurulan ‘’Darıca Otelciler ve Turizmciler Derneği’’ndeki çalışmalarda zaten somut bir yol alınmazken, bu toplantılar da 3-5 kez bir araya gelmelerin ardından fiyaskoyla sonuçlandı…
Neden peki?…
Çünkü, dön dolaş, her toplantıda ele alınan tüm konuların belediyede bittiği kanısına varıldı. Ama bir Allah’ın kulu da Belediye başkanı Şükrü Karabacak’ı oraya davet etmedi, Karabacak’da , lütfedip hiç bir toplantıya buyurmadı!…
Kısacası havanda su dövüp durdular. Peki olan kime oldu?
Elbete ki, turizmciye oldu!… Darıca’ya oldu!…
Turizmin tanıtımını yapmak gerekirse; ‘’Turizm ya da gezim, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür.’’ deniliyor.
Sen, Darıca’nın denize girilebilir en güzel yerlerini bankaların dinlenme tesislerine kaptırırsan, tarihi kalelerini, tarihi evlerin çürümesine göz yumarsan, adeta bir nimet olan göz bebeğimiz hayvanat bahçesi için şehrin giriş çıkışlarına dahi bir ttabela koydurmanın aczi içerisindeysen ‘’Darıca turizm kentidir’’ diyemezsin!…
Km’lerce deniz kıyımız var, kıç kadar yere sıkıştırılmış bir plajı bu halka açarak insanları koyun sürüsü gibi tıkış tıkış , üst üste, alt alta sokuyorsunuz ve bununla da övünüyorsunuz. Halk Plajı’na gidin, bakalım girebiliyor musun? Bırak girmeyi, önündeki yoldan dahi geçebiliyor musun?
Çok kez şikayet geldi, Kadınlar Plajı’ndan…
Pislik ve andavallık diz boyu…
Yaprak sarması, kuru fasulye, zeytinyağlısını kapıp karargah kuranlar dahi var…
SGK’dan devir alınan kadınlar plajında, plaj kültürü olmadığı için çocuğunu boklu donuyla havuza sokanlar dahi var… Pislikten mikroptan geçilmiyor…
Bir kaç kilometre öteye gidin, Kandıra taraflarına…
Turizm de orada, turist de orada….
Millet pansiyondan ve kiraya verdikleri mülkten para kazanıyor…Esnaf dahi 3 aylık dönemde buradakilerin 1 yılda yaptığı ciroyu yapıyor…
Diğer taraf gidin, Tuzla’ya…
Daha dün ki belediye başkanı Dr. Şadi Yazıcı, bir kaç yıl içinde hem deniz kenarına alışveriş merkezi yapıp eğlence parkıyla donattı, hem de marina yaparak o bölgeyi ilgi odağı haline getirdi. Oradakiler de para kazanıyor…
Şimdi bir de ‘’Turizm Kenti’’ dedikleri Darıca’ya bakın bakalım, bunların hangisini görebiliyorsunuz?
İşte bu nedenle, hiç kimse bu kente ‘’Turizm Kenti’’ demesin!…
Yaz geldiğinde ‘’Dernekler Şöleni’’ yutturmacasıyla 41 gün, çalıp söyleyelim…
Al sana Turizm,… Al sana Turizm kenti Darıca…
Bu bile bu kafayla fazla bize…
Sağlıcakla kalın