''Biz sustuğumuz için bu hale geldik''

Darıca Bayramoğlu Mahallesi, Pırlanta Sokak’taki evinin önünde  geçtiğimiz çarşamba günü gece saatlerinde, kocası tarafından satırla saldırıya uğrayarak başından ve boynundan olmak üzere 10 yerinden yaralanan, bir parmağı da kopan  Naciye T., haber verilmesi üzerine ilk önce Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi  Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedaviye alınmış, hemen ardından da kopan parmağının yerine dikilmesi için Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edilmişti. 
Olayın hemen ardından Osman T., polisin sıkı takibi sonucu suç aletiyle birlikte ele geçirildikten sonra çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, tedavisi devam eden ve sağlık durumu gün geçtikçe iyiye giden Naciye T.'nin Darıca'da ikamet eden kız kardeşi  Hülya Altınbaş, eniştesinin memleketleri Ağrı'da yaşadıkları dönemde de ablasına sürekli şiddet uyguladığı ve daha sonra da kapının önüne koyarak kovduğunu söyledi.

ÇALIŞTIĞI İÇİN KARISINI SÜREKLİ TEHDİT ETMİŞ
3 sene önce köyündeki evinden kocası tarafından kovulan  ablası Naciye T.'nin daha sonra 4 çocuğuyla İstanbul'a, sonra da Darıca'ya gelerek yaşamına devam ettiğini belirten Hülya Altınbaş,  eniştesi Osman T.'nin daha önceden de bir evlilik yaptığını ve bu evlilikten de 7 çocuk sahibi olduğunu söyleyerek, '' O çocuklara da şiddet uygulayıp zulm ediyordu'' dedi.
Ablasının Darıca'ya yerleşmesinin ardından, devletin ve hayırseverlerin sayesinde  ayakta kaldığını, daha sonra da tanıdıkları bir kişi sayesinde iş bulup burada temizlik ve getir -götür işlerini yaptığını ve evinin geçimini de bu sayede gerçekleştirdiğini söyleyen Hülya Altınbaş, yaklaşık olarak 6 ay önce hatırı sayılır tanıdıklar sayesinde ablası ve eniştesinin barışarak tekrar bir araya geldiklerini ifade etti.  Hülya Altınbaş, ''  Ablam ile eniştem yeniden aile olmuşlardı ancak aradan geçen 5-6 ayın sonrasında, eniştem artık her akşam çalıştığı işyerine giderek ablamın çalışmamasını istiyor ve diğer çalışanlara da rahatsızlık veriyormuş. Kadın kısmının çalışmaması, evde olması gerektiğini söyleyerek sürekli ablamın işten ayrılmasını istiyormuş. Her zaman olduğu gibi olayın gerçekleştiği  günün gecesinde de ablamı iş çıkışı çalıştığı yerden alan eniştem, eve yaklaşıp  oturdukları sitenin dış kapısından içeri girmesiyle aniden ablama satırla saldırarak, kulağından, kafasından yaralamış, bir parmağını da keserek koparmış. 

DAHA ÖNCEDEN DE ŞİDDET UYGULUYORMUŞ
Köydeki evlerinde  yaşadıkları dönemde de defalarca darp edildiğini bilmelerine  rağmen ablasının mahkemelere düşmemesi için bu durumu gizlediklerini söyleyen Hülya Altınbaş, '' Duyulmasını istemiyorduk. Komaya bile soksa ablam evde susup oturmuş. Eniştem köyden çarşıya çıkacağı zaman bile çocuklardan birini okula göndermeyip, ' Ben gelene kadar sen bunun yanında dur' diyormuş. Köyde bütün işlerini yaptıktan sonra ablamın evde yemek yemesine dahi izin vermiyormuş,  zulm edip sofrayı dağıtıyormuş. En sonunda da bunu yaptı bu hak mıdır ? Bilmiyorum. '' dedi.

BİZ SUSTUĞUMUZ İÇİN BU HALE GELDİK,  ARTIK KİMSE SUSMASIN
Yaşanan olayın herkes tarafından bilinmesini ve duyulmasını arzu ettiklerini belirten Hülya Altınbaş, kadın şiddetine ve cinayetlerine bir son verilmesini istediklerini söyleyerek, ''  Eğer bir kadın bu şekilde kesiliyor sa buna birilerinin artık ''Dur !'' demesi lazım. Biz başımızı korkarak yastığa koyuyorsak bu şekilde yaşamanın ne anlamı var ? Buna halk karar versin, bizim gücümüz yok artık. Biz sustuk, kimse susmasın, biz sustuğumuz için bu hale geldik, artık kimse susmasın, sessiz kalanın durumu bu olur. Sadece benim ablam değil, Türkiye'nin kadını bu hale gelmiş, bu adamın cezası neyse verilsin, bizim yüreğimize acı düştü, kimse bizin durumumuza düşmesin