MİLLİ EĞİTİMDE İRFANI, VİCDANI HÜR NESİLLER

MURAT KAYA

Eğitim;değişim,dönüşüm gelişim evrelerini kapsar. Eğitim,insan olmak, insanlığa hizmet etme davasıdır.Eğitim,birey hukukunu ,özgür iradeyi, araştırma,inceleme,  bilimsel çalışmayı,bilimi önceleme ve farklılıkları zenginlik görmedir. Eğitim,çağın gereklerini önce bireyde sonra toplumda ve milletler dünyasında ileriye yönelme eylemliliğidir. Eğitim,bir milletin düşünce kabiliyetidir. Eğitim,ulusların kalkınma anahtarıdır.    Eğitim,insanın çok yönlü yetişmesi,çok yönlü olaylara bakış açısı geliştirmesi demektir... Türkiye Cumhuriyeti,   Osmanlı  İmparatorluğu'nun sonunda,Osmanlı İmparatorluğu da kendinden  önce Anadolu'da varolan  Türk devletlerinin sonucunda varlık bulmuşlardır. Tarihler boyu oluşan gelen kültür,edinilen eğitim toplumsal yaşamımızı etkileyen, belirleyen olmuştur. Yunus Emre'den , Kaşgarlı Mahmut'tan , Şey Edebali'den,         Şeyh Bedrettin'den,   Haci-Bektasi Veli'den, Mevlana'dan,Fatih Sultan Mehmet 'ten, Mustafa Kemal'e varan ve Türkiye Cumhuriyeti olarak tarihte yerini alan devletimizin varlığı hepimizi kucaklayandır. Tarihler boyu milletlere her sahada öncü olan geçmişimiz yani tarihimiz iyi bilinmelidir. Dilimiz ,iyi bilinmelidir. Bakınız Mustafa Kemal, iki büyük kurumun temelini atmıstir. Bunlar,TÜRK TARİH KURUMU, TÜRK DİL KURUMUDUR.      Nedenini hep birlikte düşünmeliyiz ... Tarihsel bilinç kaliteli,nitelikli eğitim ile olur. Eğitimin içeriği ve ana ekseni çağdaş,bilimsel,kamusal,demokratik ve kesinlikle LAİK EĞİTİM olmalıdır. Yıllar boyu laikliği din karşıtlığı olarak siyasete konu edenlerin de sonunda kabul ettiği "en hakiki mürşit ilimdir, fendir."İlmin,fennin temelini laik eğitim yoğurur.Laik eğitim, öğretim birliğinin esasıdır.Kadun-erkek eşitliğinin temelidir.Laik eğitim, karma eğitimin adıdır.                      Ülkemiz nufusunun yarısı kadın nüfusdur. Kızlarımızı okutmayarak, kadınları iş ve toplum yaşamında yok sayarak hiç bir yere varamayız. TÜRKİYE ÇAĞDAŞ BIR YURTTUR.Türkiye üzerine yeni kaftan biçmek,bunun terziliğine soyunmak beyhudedir.  Elbette yeni dönüşüm ve değişim her zaman ileri doğru,sorunsuz olmaz.         Fakat Türkiye üzerine emperyalizmin yüzyıllar boyu geliştirdiği "bol,parçala,yönet"politikyaklaşımına payende olunmamalıdır.       Elbette farklılıklarımız olacak.                        Farklı düşüneceğiz.   Fakat devletin ve milletin geleceğine yönelik ulusal yaklaşımlardan şu veya bu niyetle üstü kapalı, makyajlı,maskeli niyetlerde olmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti ; Laik,demokratik,sosyal hukuk devletidir.Bu gerçeği bilip, insanların inanışları üzerinden yaklaşım dizayn etmek kimseye yarar getirmez. Bunu hep birlikte yaşadık 28 Şubat da,15 Temmuz da en yakın en can yakıcı olarak. Ülkemiz ne kazandı ?      O halde aklın yolu birdir. Türkiye'de herkes eşit olarak; eğitim, sağlık konut,iş,insanca yaşam, tercihlerine göre, İnanç ve fikri özgürlük içinde yaşama hakkına sahip olmalıdır. Bunun adı çağdaş demokrasidir. Bizler her birimiz önce kendimizi iyi yetiştirerek, ailemize, topluma, milletimize,insanlığa yararlı yurttaş olmalıyız. Bunun için çağdaş ve laik eğitim şarttır...Bizler eğitimciler olarak,eğitim kurumları olarak çocuklarımızı ve gençlerimizi bilim ile ilim ile irfan ile vicdanlı yurttaş olarak yetiştirip geleceğimizi aydınlık koymalıyız.Bu yol Mustafa Kemal'in yoludur.                       Yoksa "ben erk sahibiyim,arkamda siyasi vb.destek var o halde kendi fikriyatımı empoze eder  yasa ve yönetmeliklerle dayatırım."derseniz olmaz... Adına ÇEDES diyerek çevre ve değerler adı altında farklı yola girerseniz olmaz ... Adama sorarlar kardeşim bugüne kadar milli eğitimde CEVRE BİLİNCİ /DEĞERLER EĞİTİMİ yok muydu? Ayrıca bunları öğretecek MEB kadroları yok muydu? Yok idiyse ne iş yapıyordunuz?Bunları imam ile ,vaiz ile değil işin uzmanları olan öğretmenle öğretmenin en doğru yol olduğunu biliyorsunuz. Ayrıca onbinlerce atama bekleyen, yıllarını verip emeği ile atanmak için bekleyen evlatlarımız var iken oturup düşünelim. NİYETİNİZ NEDİR?     Sizin derdiniz çevre ve milli değerler ise Kaz Dağları/Akbelen Ormanları,HES ile kurutulan dereleri, MESEM ile çocuk iscilikleri,iş kazaları, Kadın cinayetleri konusunda ne   yaptınız.?  Bu ülkenin madenleri,ormanları dereleri, denizleri, doğasıyla yok edilirken ÇEVRE BİLİNCİNE gerek mi  yok? Birbirimize dolaylı yollardan gelmeye gerek yok. Bu ülkenin aslı ve asaleti olan Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet kazanımları hepimizin olmazsa olmazıdır...  Atatürk ilkelerine iyi kavrarsak MİLLİYETÇİLİK ilkesi maskesiz ve  makyajsız milli değerleri anlatır. İyi okumalıdır Allahın ilk emride "OKU"dur... Oku da önce kendini ve ülkenin değerlerini iyi okumalıdır. Ayrıca LAİKLİK ilkesi ile din ve vicdan hürriyeti tesis edilerek bizzat DİYANET KURUMU ,Atatürk tarafından kurulmuştur bunu da unutma.Ki Diyanet,Atatürk'ü anmaktan muaftır ne yazık ki... Yaşamsal düzenime,yaşamsal tercihlerime müdahale etme...Hele de çağdaş bir eğitim kurumunun mezuniyet günü gibi özel  bir gününde.. Kılık kıyafet,tertip düzen elbette esastır. Fakat ,bilirsin ki bu özel günlerde insanların tercihine hoşgörü esastır. Ne oldu,Gebze gibi tarihler boyu herkese yurt olmuş,iş olmuş aş olmuş okul olmuş bir kenti böyle ülke gündemine getirmekle ne oldu? Bu mesele müdürün ve ilgili yetkilinin tercihi mi? Yoksa tercihi sunulsan yolda isgüzarlık mı? Ne oldu Gebze Milli Eğitim Müdürü Şener Doğan'ın müdahalesi ve inisiyatifi ike sorun çözülse de herkesi zan altinda bırakmak o gençleri, ailelerini en mutlu günlerinde bu durumla başbaşa bırakmak oldu mu? Okulun ilgili yetkilileri,Gebze MEM Şener Doğan'dan daha mı milli de daha mı mevzuata hakimdir? Gebze kentinde 1987 yılından 2021 yılına kadar 34 yıl meslekte 42 yıl aktif görev yapan hır eğitimci okarak; Gebze'nin kitabını öğrencilerimle KENTIMIZ GEBZE olarak yazdım. Sporda,halk oyunlarında yol arkadaşlarımla Türkiye derecelerini Gebze'ye kazandırdık.Hebzelj ogrencilerimle şiir ve öykü kitapları yayınladık Uluslararası Çocuk ve Barış Festivalleri ile Gebze'yi uluslararası arenada ,ülke çapında, kendimizce tanıttık... Tarihsel sürecinde het yönüyle Gebze'yi 12 kıta şiirle tanıttım. Yetiştirdiğim öğrenciler medeni iftiharimdır.Her görüşten ailemizin cocuklarını bilgiyle yarınlara taşıdık.Ne etek boyu ne elbisenin askılı oluşu değildi bizi var eden... Sadece emek dolu sevgimiz ,Vatana hizmeti Mustafa Kemal ülküsü ile yerine getirmektir gayemiz... Yaşananları olay saymamak gerek.. Bu vb.durumlar ilgili görevlinin keyfi tutumu asla değildir.            Çizilen bir yol var. Sistematik olarak bu yolda yeni yaklaşımlar yavaş yavaş icra ile inşa ediliyor. Bu durum özetle sistemli bir tercihin bilinçli inşasıdır . .. Devletin ana tercihlerine riayet esastır.Devlet yönetimi günü birlik, kişiye göre, değişen siyasal iklime göre yapılanmaz.          Anayasa açıktır.Turkiye Cumhuriyeti laik, demokratik,sosyal,hukuk devletidir.  Unutulmasın ki görev bakidir görevliler geçicidir. Yani baki olan devlettir .      Devletin nizamı ile hangi emellere hizmet amacı güdülürse güdülsün oynanmamalıdır. Ülkemizin eğitimde en ileri düzeyde başarılı olması, çocuklarımızın ve gençlerimizin onurlu birer insan olarak özgür bireyler halinde yetişmesi dileği ile....