DÜNDEN YARINA GELECEK YAŞAM -9

MURAT KAYA

Günümüz dünya ilişkilerinde yeni politik kurum,yeni aile,yeni eğitim,yeni şirket ,yeni enerji
temeli,yeni teknoloji,yenilenmiş endüstri arayışı var. Endüstrileşmemiş Dünyayla yeniden
ilişkilenmeye ihtiyaç var. Dünyanın her kıtası ve ülkelerinde aynı zaman diliminde uygarlık
gelişimleri eşit ve eş zamanlı ilerlemiyor.Bazı kıta ve ülkelerde hem tarım toplumu hem de
endüstri toplumu ilişkileri mevcutken bazı ülkelerde bu toplumsal yapıların daha ilerisinde
yeni uygarlık süreci yol almaktadır. Elbette günümüz dünyasında; zenginlik-yoksulluk,
sermaye-emek,etnik gruplar-inançlar, politik çalışmalar kendi gerçekliğini ve mücadelesini
korurken işin özünde en büyük mücadele "endüstri uygarlığını "korumaya çalışanlarla onun
ötesine geçmeye çalışanlar arasında sürüyor. Bu mücadele yarının yeni içerikli süper
mücadelesidir. Endüstri toplum egemenleri, yeni uygarlık egemenlerinin güçlerine karşı
koymak için birleşiyor. Endüstri devrim sürecinin toplumsal yapıları içinde; Demokratlar,
Cumhuriyetçiler, Liberaller, Sosyalistler, Komünistler, Muhafazakârlar, siyasal varlıklarını
ortaya koyarak günümüzde de mücadele etmekteler. Giderek endüstri toplumu yerini yeni
uygarlık sürecine bıraktığında politik arenada da yeni siyasal yaklaşımlar oluşacakGr. Endüstri uygarlığının devamı ile varlığını sürdürecek olan günümüz siyasal yaklaşımları sürdürmek için yeni uygarlık gelişimlerine karşı durmaktadır.
Endüstriyel kitlesel toplumun temel kurumlarını korumaya adayıştır. Çekirdek aile, kitlesel
eğitim sistemi, dev şirketler, kitlesel ticaret, sendikalar, merkezi ulus devlet ve temsilci
hükümet. Oysa yeni uygarlık sürecinde en acil sorunların; "enerji-savaş-yoksulluk- ekolojik
çöküntü-aile ilişkilerinin zayıflaması "ve bunlara bağlı giderek artan sorunlara varolan
endüstri uygarlığı sureci çözüm üretemiyor. Dolayısı ile yeni arayışlar, yeni yaklaşımlarla, yeni uygarlık sürecine girildi. Bu iki çizgi arasındayız. Giderek ülkeler daha milliyetçi ,muhafazakar kendi sınırları içinde kalarak geleneksel endüstri çağı milliyetçiliği savunulur oldu...Oysa tüm dünyada tüm insanlık için daha "eşit-adil-insanca yaşam-hak-hukuk" mümkün iken varolan egemenler dün tarım toplumunu yok ederken devrimci rollerinden uzaklaşıp; gelecekteki yeni uygarlığa karşı direnerek günümüzün yeni faşizm boyutuna evrilmektedirler.
Yeni uygarlık denen süreçte politik yaklaşım "azınlık güçlerinin demokrasisi- doğrudan
demokrasi- dev bürokrasi yokluğu- yenilenebilir ve daha az merkezi bir enerji sistemi
istiyor;çekirdek aileye alternatif, daha az standartlaşma, okullarda daha fazla bireysellik için
savaşıyor, çevre sorunlarına önem veriyor ,dünya ekonomisinin daha dengeli ve adil bir
şekilde yeniden yapılanması gerek2ğini görüyor. Günümüz uygarlık taraUarları tüm politika
adaylarına ve partilerine-yeni oluşum ve par2tiere-bile şüpheyle yaklaşıyorlar.
Yeni dönemde yeni soylem ve siyasal Örgütlenme gerekli olmuştur.Ki günümüzde
modern çağ ve endüstri devrimi dünyada devasa sorunları çözemiyor her geçen gün
kötümserlik ve hayal kırıklığı artmaktadır.Günümüzdeyeni uygarlığa geçişle sorunların net
çözümü de netleşmiş değildir. Bazıları alternatif enerji, bazıları sadece ile2şim devriminin
demokratik vaatle,bazıları çevrecilik, bazıları aile hayat veya kişisel gelişimle ilgileniyor.
Endüstri çağında modern yaşam ilişkilerinde yaşananlar ile bir yanıyla Dünün köy toplumu tarım toplumu yaşamına özlem duyulurken bir yanıyla yaşanan sıkınGlardan çıkış yolu
aranarak geleceğe endişeyle de olsa tutunmaya çalışılıyor.
Günümüz insanları geçmişteki tüm kitlesel hareketlere şüpheyle bakıyorlar. Gelecek de
bir çok belirsizlik içinde.Yeni yaşam ne ge2recek? Hep dünümüze özlem, yarına kaygı ile  bakıp bu günümüzü de insanca yaşayamadan mı göçüp gideceğiz bu dünyadan? Genel kanı dünyada hangi iktidar ve ülkede olursa olsun insan onuruna yaraşır bir YAŞAM KALİTESİ geniş halk kitleleri için gerçekleşmedi. Politik yaşam yeniden yapılanıyor/yapılandırılıyor. Birçok ülkede şiddetli politik savaşlar yaşanıyor yaşanacak;Endüstri toplumunun sonuçlarından kimin kazanç sağlayacağı açısından değil, ardından gelen toplumu kimin biçimlendireceği ve kontrol edeceği açısından olacak. Bazı kuşaklar bir uygarlığı yaratmak bazıları da sürdürmek icin doğar. Yaşamın her alanında derin politik değişim riski ürkütücü olduğundan mevcut şartlar en iyi seçenek oluyor.Ama yenilik ve gelişim karşısında hiç bir uygarlık gelecek uygarlığa hükmedemez. Yeni bir tarihi döneme girilirken Dünün yaklaşımları ile yarının yaşamını yönetemeyiz. Tarım toplumundan endüstri toplumuna geçiş tarihi; savaşlar,göçler isyanlar, kıtlıklar,darbeler,felaketleile doludur.
Bu günkü değişim ve gelişim ile yeni uygarlıklara geçişle benzeri riskler mevcut. Her karşı
koyuş kendi mücadele dinamiği ile varolmayı tercih edebilir.Ya da geçiş sürecinde
uyumlanarak yol alınabilir mi? Ne kadar tehlikeli bir dünyada yaşadığımızı biliyoruz.Sosyal
istikrarsızlık,politik belirsizlik hüküm sürüyor. Savaşların ve ekonomik felaketlerin sonucunda totaliter rejimlerin doğduğu bilinir.Ülkeden ülkeye değişse de insanlık tarihinde daha önce hiç bu kadar çok sayıda eğitimli insanın inanılmaz bilgi donanımı olmadı.Kolek2f hayal gücü ve ortak emek esas olmadıkça, uygarlık; barışçıl süreçte ve tüm insanlığın yararına ilerleyemez.
Değişimin insanlık lehine olması için halkın toplumsal inisiyatifi politik güce dönüşmesi
gerekir ...Günümüz yüzyılı içinde geçmişin yarım yamalak ve erk sahiplerinin iktidarları için
demokrasi kılıbndan çıkıp; herkes için her alanda tam demokrasi gerçekleşmesi gerekir.
Geleceğin uygarlığı insanlık için insanca yaşam hakkına hizmet etmelidir.Geleceğin uygarlığı hem dünyayı tüm varlıkları,kaynakları ile yaşaGp hem de dünya da yaşamı insanlık adına inşa etmelidir.Her birey İNSAN olma ONURUNU yaşatıp-yaşayıp ;EŞİTLİK BARIŞ/ içinde İNSANLIK ADINA MÜCADELE ederek geleceği daha yaşanabilir hale getirebilir...