DÜNDEN YARINA GELECEK YAŞAM -4

MURAT KAYA

Endüstrileşme tüm dünyada yaygınlaşarak yeni toplumsal yapılanmayı da belirler oldu. Yeni iş alanları ve iş görenlerin ve işverenlerin sınıfsal konumlarını, yeniden farklı ideolojik hatlarını oluşturdu.1917 Sovyetlerdeki Ekim Devrimi özünde sosyalizmin inşasının mücadelesi olup; Amerikan iç savaşının da karşılığıdır. Aslında burada da etken endüstrileşme meselesi idi. Bolşevik hareket; köleliği ve feodal monarşinin son kalıntılarını ortadan kaldırdığında tarım gerilemeye, endüstri ilerlemeye doğru yöneldi. Birçok ülkede tarım toplumu sistemini savunanlar ile endüstri tarafı olanlar çatışarak; politik buhranlar, hükümet darbeleri, ayaklanmalar, kanlı savaşlar yaşadılar. Ve giderek tüm dünyaya endüstri devrimi sürecinin ilişkileri hâkim olmaya başladı. Eski, yeni ve gelecekte olacak yeni uygarlıkta ön koşul enerjidir. Toplumsal süreçlerde yenilenebilir/yenilenemeyen enerji kaynaklarından yararlanıldı. 1712 yılında Newcomen'in bir buharlı motor buluşu yeni devrimsel değişikliği getirdi. İnsan uygarlığının ilk kez doğanın sermayesini kemirmeye başladığı, sadece o sermayenin geliriyle yetinmediği sonucu oluştu. Elbette endüstri devrimi ile çok büyük çapta teknolojik ve ekonomik yapılar oluşturuldu. Dağınık enerjiden -odaklı enerjiye; yenilenebilir enerjiden -yenilemeyen enerjiye dönüşümdü. Endüstri sürecinde başta kömür, tekstil fabrikaları, demiryolları vardı. Sonra demir/çelik/alüminyum vb. kimyasal madde üreten tesisler ile otomobil fabrikaları geldi. Yeni teknoloji, seri üretimle yaşamı dönüştürdü. Tarım toplumu uygarlığında mal; “el emeğiyle üretilir, her şey alışıldığı gibi yapılırdı. “Dağıtım da buna uygundu. Çok büyük ticaret şirketleri, dünyanın her yerine ticaret yollarını açarken denizlerde gemi filoları, karada deve kervanları ile "cam-kâğıt-ipek-çay -şarap-yün vb "ürün pazarlaması yapılıyordu. Küçük dükkânlar, gezginci satıcılar aracılık yapar oldu. Endüstri uygarlığı bu ilkel dağıtım yerine demiryolları/otobanlar/kanallar ile yeni boyutla taşıma yollarını açıp “Ticaret Saraylarının" doğmasını sağladı.
Böylelikle toptancı/perakendeci/komisyoncu/üretici temsilcisi ortaya çıktı. Endüstri uygarlığı, kişiye özel dağıtım sistemi yerine, kitlesel dağıtım ve satışa geçti. Bu değişim TEKNOSFER değişimidir. Yani tarımsal teknosferden,endüstriyel teknosfere(insanlığın yaptığı her şey) geçiş oldu. Beraberinde yeni SOSYOSFER ihtiyacı oluştu.
(Yeni sosyal yaşam ihtiyacı)...Tarım toplumunda aile yapımız GENİŞ AİLE/Sülale idi. Aile, bir arada ortak üretim ve yaşam ilişkisi içindeydi. Aile toprağa bağlıydı. Endüstri uygarlığı ailede REİS, kontrol, otorite kavramını, içeriğini sarstı. Çocuklar ve ebeveynler arasında değişen roller, yeni mülkiyet kavramları oluşturdu. Ekonomik üretim TARLADAN /FABRİKAYA geçince aile bir bütün, bir birim olarak yapılandı. Artık çocukların eğitimden AİLE değil OKULLAR sorumlu oldu. Modern aile yapıları/çekirdek aile düzeni oluştu. Çok kuşaklı aile yapısı parçalandı, dağıldı. Yeni beklentiler yeni aile içi ilişkiler ve iletişim ole beraberinde yeni bir toplumsal yapı oluştu. Çekirdek aile, akraba ve geniş aile ilişkilerinden uzaklaşıp "kapitalist ya da sosyalist "tüm endüstri toplumlarında standart, sosyal açıdan onaylanan "modern" model halini aldı. Çekirdek aile yapılarının giderek çoğalması endüstri toplumunun eseri oldu. Fakat günümüzdeki gelişmelerle oluşan "yeni uygarlıkla" endüstri uygarlığının sonu gelmektedir. Hatta bu dönüşüm "çekirdek aile" yapısını dahi sarsıyor, dağıtıyor. Her yeni devrimsel gelişim, kendi içinde birçok yenilikler getirirken; kendinden önceki değerleri de yok ederek yol alıyor. Geleceğe dair endişe, belirsizlikler, insanlığın yeni sınav süreci olacaktır…