*DÜNDEN GELEN YARIN...

MURAT KAYA

   Yaşanan geçmişin, geleceğe yolculuğunun tanıkları olarak bugünleri yaşayanlarız. 
Mağara devrinden, günümüz dijital modernitesine gelinceye kadar birçok toplumsal evrim ve devirden geçerek bugünlere geldik.
Gerçi modern dünyada  bireysel ve ulusal duvarlarımızı da örerek
Dünü, farklı tutumda farklı versiyonun da yaşatıyor gibiyiz.

İlkel ,feodal,kapitalist toplumsal yapılar üretim ilişkileri ve üretici güçler üretim araçları, ilişkisinde farklı siyasal erkleri ,insanlık tarihi yaşadı ,yaşıyor.. 
Krallıklar,imparatorluklar
derebeyler,ağalar,şahlar,
padişahlar devranı önce cumhuriyetlere(!) ve giderek demokratik(!) erk yapılarına evrilir oldu.

İnsanın ve insanlığın bilim,ilim ile daha güzel ve yaşanır bir dünya özlemi ;yeni buluşları da getirdi.
Yine de onca bilimsel gelişmelere rağmen farklı kıtaların farklı ülkelerinde; insanlık arzu ettiği insanca yaşama eremedi.
Yani ;
*KALİTELİ EĞİTİM *
*HERKES İÇİN ADALET
*HERKES İÇİN İNSANCA YAŞAM
Maalesef insanlık bunu başaramadı halen..

Oysa değil 8 milyar insana daha fazlasına da yeter artar dünya nimetleri..
Yeter ki "kar hırsı son bulup ,nefse sahip olunup,sömürü ve sömürgecilik çarkı kalksın.." 

Mücadele ;
emek -sermaye eksenli,
Ezen-ezilen dönenceli,
Farklı boyutlarda hep sürdü.. Sürüyor.. 

Modern dünya egemenleri bunu uluslararası baronları,
kartelleri,tescilli işbirlikçileri ile yerli  oligarşik diktaları aracılığıyla her  türlü kılığa girip her renkten maske takıp devranını sürdürmektedir.
Bunun yanı sıra her kıtada ve hemen hemen her ülkede geniş halk kesimleri çaresizlik içinde kıvranmaktadır.

Niye mi ?

Kendin gücünün farkında olmayanlar,
Farkında olup da hakkını, hukukunu aramayanlar,
Yaşanan sonuçlara katlanırlar.

Sebebi ne?
*EĞİTİM*...

Ne olacak bu Dünya'nın hali "umutsuzluk",
Her şeyi başarırız,
"yeter ki sen iste"ile hayal yaratırken her iki yaklaşımında yaşanan günümüzde   payı var.
Fakat yarının gerçekleri daha acımasız ve yakıcı...
Dünün Güneşi ile bugünün çamaşırını kurutamıyoruz.. 
Fikri yetmezliğimizi aşmadan gelecek kuşakları anlayamayız.
Artık ;
"soru çözen"    değil
*SORUN ÇÖZEN*
 yol alıyor.
Peki eğitim sistemimiz hangi temelde yapılıyor
ya da yapılandırılıyor?
Ailede ve toplumda yaklaşımımız ne?

Temel becerilerden,
Sosyal ve duygusal zeka olgunluğundan,
Çok boyutlu,özgürce düşünme becerilerinden,
Sanattan,kültürden,doğadan ve çevre bilincinden yoksun sadece 
SINAVI KAZANAN sonuç odaklı bireylerle sonuçta geleceğimiz 
DÜNYA budur.
(Sınav da kazanalım buna itiraz yok.)

Peki niçin böyle bir tercih var?
Niye olmasın ki...

Sistemin çarkının dönmesi için gereğini yapma "erk sahiplerinin"
 tercihidir doğal olarak.
Belirleyen ve dikte eden onlardır...
Sonuçların kimin işine yaradığı ortadadır.

O halde bundan muzdarip olanlar ;
kendi gelecekleri için,
insanlık için,yaşanır
bir Dünya için ne yapmalı?
Mesele tamda budur.

*FARKINDA MIYIZ?

Dünya nüfusunun %35'i
20 yaşın altında ve 
bu nüfusun %90'ı;
Afrika,Ortadoğu,Asya ve Güney Amerika'da. 
Buradaki bu genç nüfusun iyi bir gelecek için,kaliteli eğitimle yetişmesi kimlerin işine gelmez?
Yani Afrika,Asya ve Ortadoğu'da...
Ve bunun için ne yapar ilgili egemenler?
Oturup düşünelim.. 

Güney Amerika'daki gelişmelere bakınız. Neler oluyor,kime karşı direniyorlar.Niçjn?
Örnek:Şili.
Cumhurbaşkanı 35 yaş.
.....
*Z KUSAĞI
1994/2009 doğumlular.
En yaşlısı 28
En genci   13 yaşında..
*ALFA KUŞAĞI
2009 sonrası doğanlar...

Bu tarihli doğumlular;
21.yy ortalarında yani fazla değil 20/30 yılda
 LİDER KONUMUNDA 
olacaklar. 
Ve hayal edilmeyen "teknolojik yaşam sürecekler"....
Yaşama ömürleri uzayacak...
1900 yıllardan bu yana ortalama  insan ömrü 
2 kat  kadar uzadı.
Osmanlı Devrinde çok ender de olsa yaşı 40'ı geçenler için:"41 kere maşaallah" denirmiş.
Yani artık şairin dediği gibi yolun yarısı 35 değil.

Bebeklerde ölüm oranı %19,5 dan,%3,69 'a düştü...
Artan nüfus oranında küresel yoksulluk %44 'den ,%10'a düştü.
Tabii yoksulluk halen
 en temel insanlık problemidir.

Dünün tarım toplumu üyeleri olanlar aza kanaat getirirken yeni kuşaklar; kapitalizmin azgın ve çılgın tüketim kültürüyle bu fıtrattan uzaklar...
Ve her şey hoyratça tüketiliyor.
Ormanlar,su kaynakları,
tarım arazileri,hava vb.tüm canlıların ortak yaşam alanı olan evren; haraç mezat yok edilirken 
*DUR DEMELİYİZ*...

Bunun için de 
İNSANLIK İÇİN, yaşanabilir bir  Dünya 
GELECEĞİ İÇİN 
çocuklarımızı,
gençlerimizi Dünya'nın
tüm kıtalarında ve en ücra köşesinde dahi

Kaliteli EĞİTMELİYİZ..

Dünden ders alalım,
Bugünün deneyimlerini  yarına taşıyalım,

Tüm İnsanlık için  çağdaş,demokratik,
yaşanabilir bir Dünya inşa edelim..