100.YILDA CUMHURİYET ve ATATÜRK SEVGİSİ...
Emperyalizmin açık işgali yılları; topu,tüfeği, askeri ile Mondros Mütarekesi sonucu vatanımız dört bir yandan emperyalistlerce bölüşülmüştür.İstanbul Hükümeti teslim olmuş. Ki 1918'de Mondros işgali teslimiyete dönüşmüş ve 1920'de İtilaf Devletleri işgali resmileştirmiştir. Tek çare Anadolu'da yeniden halkla buluşmak ve yine bağımsız Türkiye için savaşmaktır.Tarihler boyu bağımsızlık ve özgürlüğün timsali olan ulusumuz asla esareti kabul edemezdi. Yanmış,yıkılmış, savaş meydanlarında bitap düşmüş,fakru zaruret içinde ki milletin cihanın görmediği destanlar yazmanın zamanıydı. Atatürk, Osmanlı reformcularının aksine Harp Okulu öğrencisi iken"Dava,yıkılmak üzere olan bir İmparatorluktan önce yeni bir Türk devleti çıkarmaktır."diyor.Ve giderek düzenli orduya dönüşecek olan Kuvayı Milliye'nin stratejisini Nutuk'ta açıklarken Atatürk :"Efendiler,bu durum karşısında bir tek karar vardı.O da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız,bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak"demiştir. Samsun'a çıkış; bağımsızlık,özgürlük mücadelesinin milli hüviyete kavuşması için halka inanmaktır. Amasya tamimi, Erzurum/Sivas Kongreleri ile halkın bölgesel temsilcileri iradesini örgütlü mücadeleye,birliğe, dönüştürmektir. Ki Erzurum Kongresi günlerinde hiç bir şey belli değilken Ankara'da henüz Meclis-i Mebusan toplanmamış,işgalcilere karşı düzenli ordu kurulmamıştır.Fakat Mazhar Müfit Kansu'ya, "Zaferden sonra hükümet şekli CUMHURİYET olacaktır." diyen ATATÜRK,bu fikrini son güne kadar içeriğini ve sürecini planladı.Ki gençliğinden beri ATATÜRK cumhuriyetçi fikir ile geleceğin inşasına çalıştı...Silah arkadaşlarının bir çoğu bile padişahlığın ıslahatından,halifeliğin devamından yanaydı. 9 Eylül 1922'de Milli Mücadele başarı ile sonuçlandırılmış,Lozan Barış Antlaşması diplomatik başarıyla tamamlanmıştır.1 Kasım 1922'de cumhuriyetin ilanından önce Saltanat kaldırıldı.Cumhuriyet fikrinin toplumsal kabüle dönüşme sürecini doğru yöneten Atatürk, bir çok savaş başarılarının sonucunu, fikri sahada taçlandırırken de büyük engelleri aşarak vardı. Egemenlik milletindir fikri,Türkiye Devleti'nin hükümet şekli CUMHURİYETTİR ile anayasal güvenceye alındı.Saraydan, sultandan , çağdaş parlamenter sisteme geçmek kolay olmadı.Aydınlanma Devrimleri çağdaşlaşma yolunu açtı.En önemlisi Cumhuriyetin laik niteliklerini belirleyen yasalar kabul edildi. Diyaneti kuran, İlahiyat Fakülteleri açan,Kuran-i Kerimin tercümesi yaptıran dinimizi ilim sahibi alimler yoluyla öğrenmenin öncüsü olan Atatürk'tür.Çünkü kutsal dinimizi hurafelerden ve dini kutsiyeti çıkarları için kullanan çevrelerden kurtarmak esastı... Atatürk'ün temel amacı çağdaş toplum yaratma aklı ve bilimi öne çıkarmaktır.1922'de Bursa'da öğretmenlerle yaptığı toplantıda Atatürk der ki:"Öğretmen hanımlar,öğretmen beyler ...Ordularımızın kazandığı zafer,sizin için zemin hazırladı...Gerçek zaferi siz kazanacak ve mutlaka başarılı olacaksınız..."Evet kadınlar,gençler,halk, öğretmenler,aydınlar tüm halkımız Türkiye Cumhuriyeti'ni ,Atatürk devrimlerinin izinde yaşatmaya devam edeceklerdir.Millet Meclisini çocukların sevgisine bayram olarak,en büyük eserim dediği Cumhuriyeti gençliğe emanet eden Aziz ATATÜRK,100 yıllık eserinin sahibi halkımız dün bir kez daha her türlü engelleme , gölgelemeye ve sinsi siyasi emellere rağmen Milyon milyon yurdun dört bir yanında senin izinde buluştu.Laik Türkiye Cumhuriyeti ve devrimlerinin mayası ulusal sevgiye,düşünce ve bilince dönüşmüştür. Elbete kutlama coşkuları ülkemizin daha yaşanılır bir aşamaya her yönden gelmesi için halk yararına eksiksiz DEMOKRASİ hüviyet ile taçlandırılmalıdır.Tarım, sanayi,eğitim,kültür,bilim insan hakları,bilimsel buluş,inanç/düşüncede, yaşamın her alanında özgürlük/eşitlik, içinde olacağımız bir gelecek için daha çok çalışıp, emek vereceğiz. Bunun için senin fikriyatını amasiz,fakatsız hiç bir siyasi emele malzeme etmeden tüm ulusun bilincine dönüştürmek görevimizdir. Cumhuriyetimizin yeni 100 yılına girdiğimiz bugünden itibaren her birimiz; çizdiğin yolda, gösterdiğin hedefe yürüme azmimizi ilkelerin/devrimlerinin izinde daha bilinçli sürdüreceğiz... Aziz ATATÜRK,milletin sevgisinde Yücelen sonsuz değerimizsin... Ne senin adının,fikrinin gölgesinde "mış gibi Atatürkçülük"yapanlarınsiyasi önderliği; ne de devrimlerinin izinde laik,demokratik,çağdaş, kamucu,eşit yurttaşlık/hak,hukuk,adalet yolun kadın-erkek ve her sahada özgürlükçü yaklaşımına karşı siyaset üretenlerin;durup iyice düşünme zamanı geldi, geçiyor.Çünkü fikrin,ilmin,kültürün ile ömrünü adadığın ulusumuz ,devrimlerinin izinde çağdaşlık yolunda ilerliyor.Seni,halkımız anlıyor,giderek daha iyi kavrıyor. Çünkü kurduğun Türkiye Cumhuriyeti ilelebet millet sevgisiyle yaşayacaktır.Turkiye için iddiasi bulunanlar dönüp daha gün kendiliğinden coşkun sele dönüşen Mustafa Kemal ve laik Türkiye CUMHURIYETİ sevgisine ATATÜRKÇE bakmalıdır. En büyük sevgi, millet sevgisidir, herkes kavramalıdır. Yaşasın demokratik, laik,çağdaş TÜRKİYE CUMHURİYETİ!... Yaşasın Mustafa Kemal! Yaşa !Yüzlerce binlerce yıl Aziz ATATÜRK...