Bunu yapmak için azıcık kabiliyet gerek
20 Sene önce…
Garip bir adam olduğu kadar gariban bir adam, Gebze Tatlıkuyu Köprüsü çıkışındaki ördekler denilen kavşağın az ilerisinde ürkek adımlarla ilerliyordu…
Elinde, yarısı kesilmiş bir pet şişe, diğer elinde de neden taşıdığı bilinmeyen bir değnek olduğu halde sağından solundan geçenlerden para dileniyordu..
Belli ki,bir hastalığı vardı, bu nedenle de ağız ve burun kısmını kaplayan bir toz maskeyle dolaşıyordu !..
Bir ara kaldırımda dilenen ve tek ayağı olamayan yaşlı bir dilencinin yanına oturdu, elindeki yarım pet şişeyi gelip geçmekte olan insanlara uzatıyor, para istiyordu…
Yanındaki tek ayağı olamayan yaşlı dilenci kendisine bir şeyler söylüyor arasıra da koltuk değneğini kaldırarak bizimkine vurmaya çalışıyordu…
Sağır ve dilsiz olduğu için derdini anlatamayan bizimkisi, koltuk değnekli diğer dilenci tarafından kendisine yöneltilen tehditlere yaptığı el kol hareketleriyle kendince karşılık veriyordu…
Bir süre sonra koltuk değnekli dilencinin yanından kalkan bizimkisi, az ileride kucağında çocukla dilenen bir kadının yanına oturdu. Kadının gösterdiği aşırı tepki nedeniyle oradan da kalkmak zorunda kalan bizim dilenci, Cumhuriyet Meydanına doğru yürümeye başladı.
İstediği parayı koltuk değnekli adam ve kucağında bebeği olan dilenciler yüzünden toplayamamıştı..
Hasılat düşüktü !..
Çünkü sektörde çalışmak kolay değildi..
Çünkü sayıları oldukça çoktu…
Çünkü rant vardı…
Bir süre sonra pet şişenin yarısı bozuk paralarla neredeyse dolmuştu..
Dilsiz ve sağırdı…
Ağzını ve burnunu kapatan maskeden anlaşılacağı üzere belki de bir rahatsızlığı da vardı..
Perişanlıktan ağlayan kıyafetleri, kafasındaki yarım yamalak, öylesine geçirilmiş bere yoksulluğunu bas bas bağırarak cümle aleme duyuruyordu…
Bir de arada bir sağa sola elindeki değneği salllaması ruh halinin de normal olmadığının göstergesiydi..
Aslında onu Gebzeliler ve Darıcalılar çok yakından tanıyordu…
Kim miydi ?
Gazeteci Erol Polat, yani bendim!..
O tarihlerde Yüksel Ercan’ın sahibi olduğu Öncü Haber Gazetesi’nde çalışıyordum. şu an Tuzla Olay Gazetesi sahibi olan Murat Çaltepe ve yine şu an Yenigün Gazetesi’nin Spor Müdürü Emrah Erdoğan’da Öncü Haber Gaztesi’ndeydi…
Ben yukarıdaki anlattıklarımı sahada uygularken, Çaltepe ve Erdoğan’da haberde kullnacağımız için uzaktan gizli gizli fotoğraflarımı çekiyordu.
Amacımız, o tarihlerdeki dilenci furyasına dikkat çekerek kamuoyu oluşturmaktı…
Matbaacı arkadaşlardan aldığım kıyafetleri üzerimden çıkarmadan, Gebze Adliyesi’nin yolunu tuttum. Dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Kılıç’ın odasına girdiğimde kendisi oldukça gülmüştü. Amacımızın dilinci furyasına yetkililer tarafından alınacak önlemler sayesinde son verilmesiydi.
Ertesi gün manşetten verdiğimiz bu haber sonrasında zabıtaların bu konuda haftalarca mesai yaptığını hatırlıyorum.
Peki bunu bugün neden mi yazdım?
Bugün olayın tanıklarından gazeteci Emrah Erdoğan aradı, ‘’Abi senin 20 sene önce yaptığını bugün CNN Türk muhabiriSema Akbulut yapmış.’’ dedi.
Ben, dilenci rantına dikkat çekmek için kılık değiştirirken,
CNN Türk muhabiri Sema Akbulut’ da Sosyal deney için dilenci kılığına girmişti Ben o tarihlerde amacıma ulaşmıştım umarım Sema Akbulut’da 1 saatte topladığı 82 lira ile amacına ulaşmıştır.
Ha ! unuttum, Toz maskesi neden mi takmıştım?
Çünkü o zaman da aynen böyle sakallarım vardı da ondan !..