TÜRKKAN, MECLİSE ÇAMURLA GİTTİ
TBMM Meclis Genel Kurulu'nun önceki günkü oturumunda CHP milletvekilleri Veli Ağbaba ve Ensar Öğüt ile MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan kürsüye ellerinde kayısı, makarna ve çamurla çıktı.
Elinde çamurla kürsüye çıkan Türkkan,Dilovası`nda yaşanan çevre ve hava kirliliğini tüm Türkiye`ye kanıtladı ve isyan etti. Türkkan`ın konuşmasından satır başları şöyle; Kocaeli Türkiye`nin en kirli illerinden birisi. Bölgedeki çevre kirliliği Dilovası ismiyle Türkiye`de duyuldu. Dilovası ağır sanayinin, metal sanayinin, kimya sanayinin ve boya sanayinin olduğu bir bölge. Gece bacalardan gaz salımına hız verildiğinde karayolundan geçtiğinizde aracınızın camları açıksa kapatırsınız. Yoğun bir kimyevi koku gelir. Sizi zehirleyecek bir koku hem de. Bu koku o bölgedeki insanların 24 saat boyunca hissettiği bir koku. Para kazanmak, istihdam yaratmak kutsal bir hadise. Ama insanların ölümüne para kazanmak kutsal değil. İnsanları öldürerek para kazanan tek sanayi; silah sanayidir. O bölgede üretim yapan insanlara baktığınız da ne kadar önemli şahsiyetler ve büyük şirketler olduğunu görürüsünüz. Buna rağmen bu kişiler, bu konuyu görmemezlikten geliyor. Dilovası`nda yapılan çevre incelmesinde metal üreticilerinin kapasitelerini durdurmaları kararı alınmıştı. Ancak şu an değil durdurmak artırdılar. Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi bir de Kömürcüler OSB kuruldu. Kömür tozları Dilovası`nda yaşayanların üzerine yağıyor. Çocukların ciğerleri kömür tozlarıyla kaplandı. Bu konuda verdiğimiz önergeler dikkate alınmadı. Ben de Dilovası`nda yağmur yağarken aracımı durdurdum, bir su birikintisinde biriken kömür tozlarını size getirdim. Bu tozlar bu çocukların ciğerlerine yapıyor beyler. Konuyla ilgili yaptığımız tüm başvurular iktidar partisinin bölge milletvekilleri tarafından valilik kanalıyla püskürtüldü. Bölgede iki hastane planlanıyor. Birisi Kömürcüler OSB`nin yanında. Yani insanlar kanser olsun tedavisi de burada yapılsın diyorlar. Böyle bir zihniyet olabilir mi? Günah değil mi bu insanlara? Türkkan ne kadar haklı değil mi?