Tepkiler çığ gibi
Gebze'de doğuya sefer yapacağını ilan eden Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in otağını kurdurduğu ve rahatsızlanarak hayatını kaybettiği 'Hünkâr Çayırı' olarak bilinen 195 dönümlük arazinin 133 dönümlük bölümü, üniversite yapılması için Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı'na verildi. Tarihi mekânın, vakfa verilmesi Gebze'de tepkiyle karşılandı.
p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Helvetica; color: #323333; -webkit-text-stroke: #323333} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Helvetica; color: #323333; -webkit-text-stroke: #323333; min-height: 14.0px} span.s1 {font-kerning: none}
Gebze'de Fatih Sultan Mehmet'in doğuya sefer yapacağını ilan ederek ordularına mola verip, otağını kurdurduğu ve rahatsızlanarak hayatını kaybettiği 195 dönüm araziye sahip 'Hünkâr Çayırı'nda tarihi köprü, çeşme ve namazgâh bulunuyor. Gebze, Çayırova ve Darıca'da yaşayanların mesire yeri olarak kullandığı arazi, sanayi ile kentin iç içe geçtiği bölgede vatandaşların nefes alabildiği yerler arasında bulunuyor. Merkezi İstanbul'da bulunan Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne başvurarak, araziyi eğitim hizmetlerinde kullanmak üzere irtifak hakkı tesisi talebinde bulundu. Milli Emlak Genel Müdürlüğü talep üzere koruma altına alınan namazgâh, çeşme ve köprünün bulunduğu alan dışındaki 133 dönümlük araziyi, 30 yıl süre ile Erzincan Kültür ve Dayanışma Vakfı'na verdi. İlk yıl için tespit edilen ve rayiç bedelin binde beşi dikkate alınarak hesaplanan 465 bin 650 TL bedel üzerinden, vakıf ile pazarlık usulü ile irtifak hakkı ihalesinin yapılması kararlaştırıldı.
Bir kısmı Gebze Teknik Üniversitesi'nin sınırları içerisinde bulunan, Gebze Belediyesi tarafından mesire alanı olarak kullanılan Hünkâr Çayırı'nın Erzincan Kültür ve Dayanışma Vakfı'na verilmesi bölgede büyük tepkilere yol açtı. Sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri tepki gösterirken, sosyal medyada bir araya gelen bir grup da yarın Hünkâr Çayırı'nda cuma namazı kılmak için karar aldı.
CHP'Lİ TARHAN: BU ALANIN RANTA KURBAN VERİLMESİ DOĞRU DEĞİL
CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan da Hünkâr Çayırı'nın yok edilerek ranta kurban edilmesinin doğru olmadığını söyledi. Tarhan, Daha önce orası gündeme geldi. Devlet Malzeme Ofisi'nin yeri orası. Zaten hukuki değil Özelleştirme İdaresi'ne devredilmesi. Bizler o dönem itiraz ettik. Tekrar geri verileceğini, yanlış oldu, şeklinde söylemde bulundular. Şimdi habersiz şekilde bir vakfa çok cüzi bir rakama devredilmiş. Vakıf bölgeden bir vakıf değil. Erzincan adı altında bir vakıf. Yapılan işlem doğru değil. Eğer üniversiteye verilecekse zaten Gebze Teknik Üniversitesi sınırları içersinde. Verilecekse Gebze Teknik Üniversitesi'ne verilmesi gerekir. Tarihi açımızdan önemli bir nokta. Fatih Sultan Mehmet'in otağı içinde, tarihi çeşmeler, köprülerin bulunduğu bizim tarihimiz açısında önemli bir alan. Bu alanın yok edilmesi, ranta kurban verilmesi doğru değil. Gerekirse hukuki yollara başvurucağız, mahkemeye taşıyacağız. Eğer çok ihtiyaç varsa bitişiğimizde 1 milyon metrekare askeri alan var ve eğitim alanı olarak ayrıldı. Orayı eğitim alanı olarak kullanabilirler dedi.
GTO GEN SEK. MUSTAFA SEKİN; ’TARİHİ DOKUYA UYGUN HALE GETİRİLEBİLİR'
Gebze Ticaret Odası Genel Sekreteri Mustafa Yaşar Sekin ise Hünkâr Çayı'nın vakfa verilmesinden sonradan haberdar olduklarını söyleyerek, şunları söyledi:
Gebze bir sanayi kenti ve dolayısıyla halkımızın reakreasyon alanı olarak kullanabileceği pek bir yer söz konusu değil. Burası da tarihi dokuya uygun hale getirilerek, halkımızın hizmetine açılabilecek güzide yerlerden birisi. Biz oda olarak eğitime karşı değiliz ve eğitime ciddi önem veriyoruz. Eğitim için ayrılmış bir yer var. Cephanelikte bin dönüm ayrılmış bir eğitim alanı var. Oraya yapılabilir. Burası halkımızın vakit geçirebileceği, sporunu yapabileceği, aynı zamanda tarihi dokuya uygun olarak gençlerimizin o tarihi bilgiyi edinebilecekleri bir yer haline getirilebilir. Yine bildiğim kadarıyla Gebze Teknik Üniversitesi'nin bununla ilgili bir projesi var. Fatih Sultan Mehmet ile ilgili bir enstitü kurmak istiyorlar. Böyle bir çalışma yapılabilir ve bununla ilgili yatırım yapılabilir. İnsanlarımız hem vaktini geçirir hem de tarihle ilgili bilgi edinebilirler. Bizim geçlerimiz tarihlerine tamamen vâkıf değiller. Avrupa, Doğu Bloğu ülkelerinde insanların vakitlerini geçirebilecekleri, sporunu yapabilecekleri, dinlenebilecekleri çok büyük yeşil alanlar var. Bizim ülkemizde maalesef böyle alanlar yok. Burayı böyle kullanabilir ve değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Biz isterdik ki duyurulsun, bilgi sahibi olabilelim ve görüşümüz alınsın. Maalesef sonradan haberimiz oldu bizim de.
SAADET PARTİSİ; ’BU SATIŞ TARİHE SAYGISIZLIK'
Saadet Partisi Gebze İlçe Başkanı Necati Korkmaz ise yazılı açıklamada bulunarak, şunları kaydetti:
İstanbul'un fatihi, çağ açıp çağ kapatan ceddimiz Fatih Sultan Mehmet Han'ın ordularının otağı olarak kullandığı Hünkâr Çayırı iktidar tarafından satılmıştır. Hünkâr Çayırı, Sultan Fatih'in bizlere emanetidir. Tarihe mal olunmuştur. Hepinizin malumu olduğu üzere ülkemiz ve bölge belediyelerimiz iş lafa ve hamaset yapmaya gelince mangalda kül bırakmayan, şanlı ecdadın torunları olmakla övünen bir siyasi anlayış tarafından yönetilmektedir. Evet, torunlarısınız lakin hayırsız mirasyedi torunlarısınız. Ülkede sizden önce yapılan ve para eden ne kadar fabrika ve sanayi kuruluşu varsa satıp bitirdiniz. Şimdi satacak, paraya çevirecek bir şey kalmayıncaya bu sefer gözünüzü Sultan Fatih'in yadigârı Hünkâr Çayırı'na diktiniz. Bu satış bölge halkına haksızlık, tarihe saygısızlık, emanete ihanettir. Bu satışta ihanet vardır, bu satışta vefasızlık vardır, bu satışta usulsüzlük vardır, bu satışta gaflet ve hıyanetlik vardır, bu satışta tarihi bedbahtlık vardır. Bir Gebzeli olarak bu tepkimiz günlük değil, satışın iptali ve Gebzelilere geri tahsis edilinceye kadar sürecektir. Bu siyasi menfaatleri gözeten bir dava değil, aksine Gebze bölgemizin ve tüm Türkiye'nin ortak meselesidir. Sultan Fatih'in Gebze'deki evlatları olarak alınan bu yanlış karardan dönülmesi için tarihi bir sorumlulukla siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını ve tüm kamuoyunu birlikte hareket etmeye davet ediyorum.