Patlayıcı sıvıları uzaktan tespit eden cihaz için çalışıyorlar
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Fizik Bölümü'nde yürütülen proje kapsamında, patlayıcı sıvıları uzaktan tespit edebilen cihaz üretilmesi için çalışma yapılıyor. Cihazın havalimanları gibi bölgelerde kullanılması planlanıyor.
GTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Bulat Rami ve Doç. Dr. Georgy Mozzhukhin ile ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda manyetik rezonans teknikleri ile mesafeli patlayıcı algılama teknikleri üzerine çalışmalar yürütülüyor. NATO Barış ve Güvenlik İçin Bilim Programı ile TÜBİTAK, MARKA ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gibi kurumların da desteklediği projenin yaklaşık 1,5 yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor. Prof. Dr. Rami ve ekibi tarafından geliştirilen sensörler sayesinde, patlayıcı sıvı maddeler diğer maddelerden ayrıştırılarak tespit edilebiliyor. Gerçekleştirdikleri çalışmanın başlangıç noktasını anlatan Prof. Dr. Bulat Rami, “2006 yılından itibaren havalimanlarında çok sıkı güvenlik önlemleri söz konusu oldu. Biliyorsunuz, uçağa binilirken el çantasına en fazla 100 ml sıvı alınabiliyor. Bir de bu sıvıların miktarı kısıtlı. Bir litrelik saydam poşet içerisine ne kadar sıvı konteyner giriyorsa ancak o kadar taşınabiliyor. Dolayısıyla bu durum havayoluyla seyahat eden kişiler arasında büyük bir problem oluşturuyor. Seyahat eden bir kişinin yanında taşıdığı sıvıların güvenli ya da tehlikeli olup olmadığı sorusuna çözüm bulmak istedik. Buradan yola çıkarak 2013 yılında NATO’nun Barış ve Güvenlik için Bilim Programı’na başvuru yazdık. Sunduğumuz proje desteklendi. Bu proje çerçevesinde Rusya ve Ukrayna gibi yurtdışı ortaklar ile birlikte bu tekniği geliştirmeye çalıştık” dedi. ‘1,5 YIL İÇİNDE PROTOTİP CİHAZI ORTAYA ÇIKARTABİLİRİZ’ Çalışmanın işleyiş sürecinden bahseden Prof. Dr. Rami, “Bizler bu tekniği geliştirirken sıvıları önce ayrı bir kap içerisine koyarak güvenli olup olmadıklarını bu tekniklerle birbirinden ayırt edip edemeyeceğimize baktık. Sonuçlar çok iyi gelince sonraki aşamada bu ayırt edebilme özelliğinden istifade ederek nasıl bir cihaz yapabileceğimizi düşündük. Şu anda bu cihazı kurmaya çalışıyoruz. Onun için bir mıknatıs yapmamız gerekiyor. Mikrodalga ve NMR sensörleri geliştirmemiz gerekiyor. Bunları geliştirmeye çalışacağız. Biz proje çıktısını yaklaşık 1 ile 1,5 yıl arasında alabileceğiz diye tahmin ediyorum. 1,5 yıl sonra bir prototip cihaz ortaya çıkarabiliriz. Dolayısıyla bu prototip kurulduktan sonra seri üretime geçebilmesi için bizi destekleyici bir kuruluş bulunması gerekecektir. Bu teknik kendisinin çalışabilirliğini gösterdi” diye konuştu. ‘CİHAZIN ÇALIŞMA PRENSİBİNDE 2 TEKNİK KULLANIYORUZ’ Cihazın çalışma prensiplerinden de bahseden Prof. Dr. Rami, “Bu teknik içerisinde aslında iki teknik kullanıyoruz. Farklı sıvıların farklı tepkilere sahip olduğunu biliyoruz. 2 tekniği aynı anda kullandığınızda, farklı sıvıları ayırt etme şansınız çok daha yükseliyor. Daha güvenilir sonuçlar alabiliyorsunuz. Burada en önemli problem ölçüm süresi. Bunu kısa tutmamız gerekiyor. Bizim hedeflediğimiz süre bir kaç saniye, yani en verimli şekilde aslında 3-4 saniyede bir sonucu verebildiğinde olacak” ifadelerini kullandı.