İntiharı yazan gazeteci ve muhtar serbest
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde, İsmail D.'nin (45), okula giden oğluna pantolon alamadığı için intihar ettiği iddiasıyla haber yapan ve gözaltına alınan yerel internet haber sitesinin sahibi Ergün Demir, sevk edildiği adliyede adli kontrolle serbest bırakıldı.
p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 13.0px Helvetica; color: #323333; -webkit-text-stroke: #323333} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 13.0px Helvetica; color: #323333; -webkit-text-stroke: #323333; min-height: 16.0px} span.s1 {font-kerning: none} span.s2 {text-decoration: underline ; font-kerning: none; color: #ee2325; -webkit-text-stroke: 0px #ee2325}
CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet ve Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Çetin Gürol, gazeteci Ergün Demir'in yanında yer alarak, destek oldu. Muhtar Halil Taş adliyeden çıktıktan sonra yaptığı açıklamada, Ben iyilik yaptım bu duruma düştüm. Benim suçum fakir aileye yardım etmek. Beni serbest bıraktılar şu anda. Benim bir suçum yok. Tek suçum garibana yardım etmek dedi. Gazeteci Ergün Demir ise şu açıklamada bulundu:
Hepimizin haber kaynağı var, bana Hereke'den bir bilgi geldi, ben bunun çok önemli ve trajik bir haber olduğunu hissettim. Olay yerine gittim ve haber ile yarım gün uğraştım. Haber çok trajikti ve çok etkileyiciydi. Haberi bütün verileriyle, belgeleriyle yaptım. Haber birden büyüdü çok etkili, çok trajik bir haber olduğunu zaten Türkiye öğrendi. Ben oraya gitmeseydim öğrenemeyecektik ama haber benim için bu kadardı. Haberi ben bir ailenin trajedisini alıp basında ve gazetemde yayınladım. Bundan sonraki konular benim tamamen dışımdadır. Birilerinin bunu başka bir şey için kullanır, bu hepimizin başına gelebilen olaylardır. Haberimizin hep arkasında olduk, belgeyle durduk. Bir sürü saçma sapan suçlamalar manipülasyonlar oldu ama belgeli olması ve doğru haber yapmamız çok büyük bir avantaj oldu bizim için. Ama orada ilginç bir şey oldu, bir belge eksikliği ya da bir hatalı haber olması haberin eksik olması, yanlış olması, yalan olmasıyla ilgili hiçbir mahkeme süreci yaşamadık oradan hiçbir şey çıkmadı. Çok tuhaf bir şekilde ayen beyan bir cenaze evinde, kalabalıkta konuştuğum intihar eden kişinin eşi daha sonra bir şekilde benim gizli ses kaydı aldığımı ve onun istemi dışında yayın yaptığım gibi bir ilginç durumla karşılaştım. Bu yangın anında bu trajik durumda böyle bir şeyle karşılaştım. Sanki izinsiz bir şey yapmışım gibi. Oysa ki hepimiz biliyoruz bir habere gideriz, hepimiz çekeriz, kaydederiz, fotoğraf çekeriz bu bizim haberimizdir kullanırız. Ben de bunu yaptım, aksi hiçbir şey yapmadım. Röportajım da zaten soru cevap şeklindeydi. Yani bunun bir röportaj olduğunu kaseti dinleyen herkes görmüştür. Orada ilginç bir durum oluştu, korkunç bir basınç oluştu, haber büyüdü. Ben Hafize hanımın konuşmalarını bire bir yazdım, bunu haber siteme koydum ve isteyen tüm arkadaşlarıma da verdim. Haberin belgesi de bende isterseniz belgesini de verebilirim dedim herkese. Benim ve kadının doğru söylediğini ispatlamak için, o ses kaydını başından sonuna kadar yayınladım. Yayınlama gerekçem aslında o kadına yapılan saldırıları da manipüle etmekti. Ben o kadına asla kızgın değilim, ben o kadını hissedebiliyorum. Hakim karşısına çıktım ve hakim beni koşulsuz serbest bıraktı. Yani haberle ilgili benim hiçbir sıkıntım yok.
'PSİKOLOJİSİ BOZULDU'
İntihar eden İsmail Devrim'in eşi Hafize Devrim ise savcılığa yaptığı şikayette, basında yer alan haberlerden rahatsızlık duyduğunu, eşinin bir fabrikada çalıştığını, 1,5 yıl önce kredi çekerek ev aldıklarını, kredi borçlarını düzenli olarak ödeyebildiklerini, kredi borçları dışında herhangi bir borçlarının olmadığını söyledi. Hafize Devrim eşinin Kurban Bayramı'nda motosiklet kazası nedeniyle yaralandığını ve raporlu olduğunu ifade ederek, İşten çıkarılması veya maaşının ödenmemesi gibi bir durum söz konusu değildi. Ancak omzundaki kırık sebebiyle kolunda güç kaybı olduğunu söylüyordu. Çalışamayabileceğini, evi geçindiremeyeceğini düşünüyordu. Bunu çok kafasına takıyordu. Halbuki tedavisi iyi gidiyordu. Evde oturunca çalışmaya alışkın olduğu için iyice bunaldı. Kolundaki güç kaybı da canını sıktı. Böylelikle psikolojisi bozuldu dedi.
'HABERLERDE KONU ÇOK FARKLI ANLATILIYOR'
Habere konu olan pantolon meselesini de açıklayan Hafize Devrim, şöyle dedi:
Haberlerde yer alan pantolon meselesi ise çocuklar okula başlamadan önce okula göre bir pantolon almadık. Daha sonra Gebze'ye gittiğimizde alırız diye düşünmüştük. O gün Y. (oğlu) okula gitti. Ancak pantolonunun farklı olması sebebiyle okuldan gönderilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bana derslerine girdiğini söyledi. Zaten okul çıkışı eve geldi. Siyah pantolon alması gerektiğini söyleyince eşim ile birlikte gidip pantolonunu aldılar. Haberlerde konu çok farklı anlatılıyor.
'AİLEVİ VE EKONOMİK BİR PROBLEMİMİZ YOKTU'
Hafize Devrim olaydan önceki gece eşiyle konuştuğunu belirterek, Kaza sebebiyle çalışamayacağını düşünüyordu. Morali bozuktu. O zaman bize iyi bakamadığını, ölse daha iyi olacağını söyledi. Ben kendisine bize gayet iyi baktığını söyledim. Morali bozuk olduğu için böyle söylediğini düşündüm. Ancak intihar edebileceği aklıma gelmedi. Ailevi ve ekonomik bir problemimiz yoktu. diye konuştu.
Hafize Devrim, muhtar ve gazetecinin evine geldiğini, gazetecinin bilgisi ve rızası dışında ses kaydı aldığını, konuşmasının çarpıtılarak haber yapıldığını, eşinin ölümünün suistimal edildiğini söyleyerek, bilgisi ve rızası dışında konuşmasını kayda alan ve yayınlayan gazeteciden ve ona yardımcı olan kişiler hakkında şikayette bulundu.