Hospital Park, kalp sağlığı hakkında bilgilendirdi
Hospitalpark Darıca Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm.Dr. Murat Resulzade kalp sağlığını korumak için bilgilendirmelerde bulundu.
Uzm.Dr. Murat Resulzade; “ Her yıl nisan ayının ikinci haftasında kutlanan “Kalp sağlığı haftası”, Kalp-Damar Hastalıkları ile mücadele etmenin önemini vurgulamak, kişileri bu hastalıklara karşı uyarmak, kalp sağlığını koruma konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını kazandırmak ve kalp sağlığına dikkat çekme anlamında bir fırsat teşkil etmektedir.” dedi. “TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 3 MİLYON KORONER KALP HASTASI BULUNUYOR” 21. yüzyılda dünyada eğitim ve gelir düzeyindeki yükselme, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolü gibi etkenlerin sağlanması ile birlikte doğumda beklenen yaşam süresi artarak 70’lere ulaşmıştır. Endüstrileşme, doğunda beklenen yaşın yükselmesi ve bulaşıcı hastalıklarla yapılan savaş sonrası tüm dünyada ve ülkemizde kronik hastalıkların en önemli ölüm ve sakatlık sebebi olması nedeniyle sağlık alanında yeni yaklaşımlar geliştirilmesi gündeme gelmiştir. 2020 yılına her üç ölümden ikisinin bulaşıcı olmayan kronik hastalıklara bağlı olacağı tahmin edilmektedir. Kronik hastalıklar dünyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla artmakta, var olan sağlık hizmetlerini zorlamakta ve sağlığa ayrılan bütçenin büyük bölümünü kapsamaktadır. Türkiye’de yaklaşık 3 milyon koroner kalp hastası bulunduğunu ve her 7 kişiden birinin de kalp krizi riskiyle karşı karşıya olduğu tahmin edilmektedir. Yine ülkemizde her 10 ölümün dördünün kalp hastalığı nedenli olduğu ve kalp ve damar hastalıklarının önemli bir halk sağlığı sorunudur. “KALP HASTALIKLARININ ÜÇTE BİRİ YÜKSEK KOLESTROLDEN KAYNAKLANIYOR” Sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, yüksek trigliserid-kolesterol düzeyi, obezite, metabolik sendrom, diyabet, fiziksel aktivitenin yetersiz oluşu, tuz tüketimi ve alkol kullanımı ile yaş, cinsiyet ve aile hikayesi kardiyovasküler hastalıklar açısından bilinen risk faktörleridir. Sigara kullanımı, kalp hastalıklarına, inmeye (felç), akciğer hastalıklarına ve çeşitli kanserlere neden olmaktadır. Bu risk etmenlerinin bir bölümü genetik olmakla birlikte birçoğu çevresel ve önlenebilir risk faktörleridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün Küresel Hastalık Yükü çalışmasının sonuçlarına göre tütün ve tütün ürünleri her 10 kardiyovasküler (kalp ve damar hastalığı) hastalığın birinin sebebi olduğu belirlenmiştir. Aynı çalışmanın sonuçlarına göre, inmelerin beşte biri ve iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %16’sı şeker hastalığına; İnmelerin yarısı ve iskemik kalp hastalığına bağlı her 10 ölümden dördü yüksek tansiyona bağlı gelişmektedir. Meyve ve sebzenin yeterli tüketilmemesi inmeye bağlı her on ölümden birini, iskemik kalp hastalığına bağlı ölümlerin %16’sına neden olduğu belirlenmiştir. Yine kalp hastalıklarının üçte biri yüksek kolesterolle, %23’ü şişmanlık ile ve %30’u yetersiz hareket ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu risklerin bir arada olduğu durumlarda ise kardiyovasküler hastalıklar ve bu hastalıklara bağlı ölümler artmaktadır. Ülkemizde en önemli ölüm ve sakatlık sebebi olan ve ileri düzeyde ekonomik kayıplara sebep olan Kalp ve Damar Hastalıkları ile mücadelenin en etkili ve en maliyet-etkin yolunun kardiyovasküler hastalıkların toplum tarafından bilinmesi, hastalığa karşı korunma sağlanmasıdır. Hospitalpark Darıca Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm.Dr. Murat Resulzade” Kalp-damar tıkanıklığını artık 20’li yaşlarda dahi görmekteyiz. Bunun sebepleri yukarıdaki saydığımız risk faktörlerinin yıllar içinde toplumda meydana getirdiği birikimlerdir. Önemli olan bu hastalıklar henüz oluşmadan engellemektir. Bu kaçınılmaz sonu önlemek bizim elimizde!” dedi. KALBİNİZİ KORUMAK İÇİN: * Tütün, tütün ürünleri ve alkolden uzak durun, * Sağlıklı ve dengeli beslenin, * Tuz tüketimini kısıtlayın, * Düzenli olarak yürüyüş yapın, * Kan basıncı (tansiyon), kolesterol, şeker (diyabet) kontrollerini yaptırın, * Hekim tarafından verilen ilaçları düzenli olarak kullanın, * Stresten uzak durun. * Ve en nihayet erken tanıya önem verin, eğer özellikle 40 yaş ve üzerinde iseniz düzenli EKO, EKG, EFOR TESTİ ve diğer tetkikleri her 6 ayda bir yaptırınız.