GTÜ'lü akademisyenlerden deprem çalışması
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü, Deprem ve Yapı Mühendisliği programı öğretim üyeleri, Silivri'de yaşanan 5,8'lik depremin ardından bilgilendirme notu paylaştı.
Bilindiği üzere İstanbul’da yaşanan şiddetli sarsıntının etkileri ve yankıları devam ediyor. Bu bağlamda GTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Deprem ve Yapı Mühendisliği Programı akademisyenleri, yapılması gereken ve yapılabilecek çalışmalar hakkında bir bilgilendirme notu paylaştılar. 5,8’lik Silivri depremiyle alakalı hazırlanan raporda Dr. Bülent Akbaş, Dr. Ahmet Anıl Dindar, Dr. Ahu Kömeç Mutlu, Dr. Tolga Özer, Dr. Selçuk Toprak, Dr. Ülgen Mert Tuğsal, Dr. Hadi K.B. Zadeh, Dr. Abdullah Can Zülfikar’ın imzası yer alıyor. Bilgilendirme notunda GTÜ’lü akademisyenler, “Ülkemizde 1990’lardan itibaren meydana gelen yıkıcı depremler göstermiştir ki artık sadece depreme dayanıklı yapılar tasarlamak yetmemektedir. Büyük megapollere dönüşen şehirlerimizi aynı zamanda deprem sonrası oluşabilecek her türlü duruma ve tehlikeye dirençli şehirler de inşa etmemiz gerekmektedir” ifadelerine yer verildi. “HASARLAR KOLONLARDA OLUŞMAKTADIR” Raporda ayrıca şu ifadeler yer aldı; “Ülkemizdeki yapı stoku ve geçmiş depremlerde elde edilen tecrübelere göre yıkıcı depremlerden etkilenen betonarme binalarda hasar sıva çatlakları ile başlamakta ve dolgu duvarı hasarı ile devam etmektedir. Ülkemizde özellikle mühendislik kurallarına uyulmadan yapılan binalarda genellikle kolonlar kirişlerden daha zayıf yapıldıklarından deprem sonrası hasarlar daha çok kolonlarda oluşmaktadır. Kiriş hasarları yerel olmakta ve genel olarak yapının stabilitesini bozmamaktadır, fakat kolon hasarları birçok zaman yapıyı göçme durumuna getirebilmektedir.” “ZEMİN PROBLEMLERİ OLUŞABİLİR” 5.8 büyüklüğündeki Silivri depreminde, etkiye bağlı olarak zemin problemleri gözlemlenmemiştir. Ancak depremin büyüklüğünün daha fazla olması durumunda Marmara Bölgesi’nde pek çok alanda sıvılaşma, taşıma gücü kaybı, toprak kayması, oturmalar gibi farklı zemin problemlerinin oluşması beklenmektedir. Zemin problemlerinin pek çok konut ve sanayi yapısını etkilemesinin yanında özellikle kıyı yapılarında sorunlara neden olması da öngörülmektedir. Proaktif bir yaklaşımla gelecek hasarları beklemekten ziyade ön incelemelerin yapılarak iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. “YETKİN MÜHENDİSLİK SİSTEMİ KURULMALI” İstanbul için 2001 yılında hazırlanan ‘Deprem Master Planı’nın Kocaeli ili için de ivedilikle hazırlanması ve ‘Deprem Erken Uyarı ve Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri’nin geliştirilmesi, şehirlerimizi depremlere karşı daha dirençli hale getirecektir. Erken Uyarı Sistemleri, depremlerin çok kısa bir süre de olsa önceden öğrenilmesini sağlayarak önemli tesislerde meydana gelebilecek felaketin boyutları azaltılabilir. Tüm bunların ötesinde, deprem başta olmak üzere birçok afet tehlikesi altında olan ülkemizde, diğer gelişmiş toplumlarda örnekleri görüldüğü gibi, ‘Yetkin Mühendislik’ sistemi bir an önce kurulmalıdır.”