Gebze'de 30 Ağustos coşkusu
Gebze ilçe protokolü ve Gebzeliler, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 97. yıldönümünü kutlamak üzere 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı'nda bir araya geldiler.
p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 14.0px Arial; -webkit-text-stroke: #000000} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 14.0px Arial; -webkit-text-stroke: #000000; min-height: 16.0px} p.p3 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 14.0px Arial; color: #323333; -webkit-text-stroke: #323333; min-height: 16.0px} span.s1 {font-kerning: none}
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında tarihimizin en şanlı zaferlerinden olan Büyük Taarruz’un 97. yıldönümü Gebze’de kutlandı. 26 Ağustos 1922’de başlayan 30 Ağustos 1922 gününe kadar beş gün beş gece devam eden Büyük Taarruz, Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır. Bu şanlı zaferin 97. yıldönümü için Gebze’de gerçekleştirilen programa Gebze Kaymakamı Mustafa Güler, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Gebze Garnizon Komutanı Binbaşı Ramazan Uydaş, Gebze Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Kuruçay, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan, siyasi parti temsilcileri, birim müdürleri, STK temsilcileri, gazilerimiz ve çok sayıda Gebzeli katılım sağladı. Atatürk büstüne çelenk sunumlarıyla başlayan törene saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam edildi. Günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı ise Personel Astsubay Kıdemli Çavuş Murat Kaya gerçekleştirdi. Kaya şunları dile getirdi;
“TÜRK MİLLETİNİN KUDRETİNİ ÖĞRETMİŞTİR”
“Bu zaferimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde çelikleşmiş bir milli beraberlik ruhu içerisinde, dünyanın en güçlü ordularına karşı elde edilen, hürriyet ve bağımsızlık aşkıyla yanan bir milletin sarsılmaz azim ve inancının zaferidir. Bu zafer ülkemizi parçalamak ve milletimizi esaret altına almak hatta yok etmek isteyen güçler tarafından yıllar boyu sinsice hazırlanan planların o gün için sonuncusu olan Serv paçavrasının yırtılıp atıldığı, bu toprakların hakiki ve sonsuza kadar tek sahibi olan yüce Türk milletinin ve kahraman Türk ordusunun bağımsızlığı ve hürriyeti söz konusu olduğunda nasıl şahlandığının tüm dünyaya gösterildiği, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, Türk milletinin kudret ve kabiliyetinin nelere muktedir olduğunun tüm dünyaya gösterildiği ve öğretildiği zaferdir.
“GERİ DÖNMEMEK ÜZERE GÖNDERİLMİŞLERDİR”
Türk milletinin mukadderatını belirleyen 30 Ağustos zaferi, tarihte bir dönüm noktasıdır. Ulu Önder Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, yaşanan tüm sıkıntılara rağmen bir milli devlet ve kahraman bir ordu çıkarmayı başararak 30 Ağustos 1922’de Anadolu’daki yüzlerce yıllık Türk varlığına kastedenleri tarihe gömmüştür. Bu muharebede Türk ordusu 4-5 ayda düşürülemez denilen düşman mevzilerini altı günde çökertmiş, Afyon-İzmir arası 400 KM’lik takip harekatını da 10 günde gerçekleştirmiştir. Bu yıldırım harbiyle zalim düşman ordusunun büyük bir kısmı yok edilmiş, istila amacıyla Anadolu topraklarına çıkanlar ağır bir yenilgiyle, bir daha dönmemek üzere geri gönderilmişlerdir.
“TÜRK ORDUSUNUN KAHRAMANLIĞINI KANITLAMIŞTIR”
Bu müthiş zafere ulaşmak için Türk milleti katlanılmaz olana katlanmış, dayanılmaz olana dayanmıştır. Mazisi şan ve şerefle dolu olan bir milletin çocukları olarak bu zaferle ne kadar övünsek azdır. Her evresiyle düşünülmüş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kahramanlığını tarihte bir daha kanıtlamıştır. Bu zaferle eşsiz başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün yaktığı özgürlük ateşi, yalnızca Türklerin değil, dünyada bütün ezilmiş ulusların da hürriyet meşalesi olmuştur. Büyük Önder Atatürk ve vatan toprağının bedelini bugüne kadar çeşitli zorluklar karşısında mücadele ederek canlarıyla ödeyen aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Şanlı zaferimiz kutlu olsun.”