Gazeteciliği bırakmaz isem adam değilim !

Bu meslekte olmaktan artık utanıyorum. Bir şekilde, öyle veya böyle sektörde yer edinenlerle gerçek gazetecileri aynı eş değerde tutanlar da utanmalı


Açılıştan açılışa koşuyorlar
Yalakalık diz boyu..
Kahvaltılı ve yemekli toplantıların müdavimleridir onlar..
Sözde gazetecilik yapıyorlarmış..
Yazık..

Yerel gazeteciliğin geldiği nokta işte tam  burası..
Hiç birisi habere gitmiyor...
Ürettikleri hiç bir şey yok !
Çünkü kapasiteleri yok...
‘’ 1 Hafta, 1 ay, 1 yıl, 5 yıl, hatta 10 yıl boyunca yaptığınız 1 tane de olsa ses getiren haberinizi ortaya koyun’’ desek, o da yok !
Hadi geçtim bunları ‘’1 tane, ama sadece 1 tane özel haber çıkar !’ desek o da yok !..
Ama ‘’gazetecilik’’ dediğin zaman herkes elinde bayrakla en önde koşuyor !
1 tane ses getiren, 1 tane özel haberlerini göstersinler ben bu işi bırakmazsam namerdim!..
Adam, gazete sahibi olmuş, gazetesinde hiç bir şey yok hiç bir şeyin yokluğunu da fark etmiyor, çünkü işi bilmiyor ve üstelik ‘’Gazeteciyim’’ diye kahvaltılarda, yemeklerde ve açılışlarda boy gösteriyor, davet sahibiyle fotoğraf çektirebilmek için kan ter içinde kalıyor...
Kocaeli’nin batı yakasından yani Gebze bölgesinden bahsediyorum
Bu bölgede 4 tane gazeteci haber yapıyor, yemek ve kahvaltılardaki 200-300 kişi onları takip ediyor...
Hadi bu 4 kişinin çok geriye dahi gitmeden yakın tarihlerde yaptığı ve o 200-300 kişiden 1 tanesinin dahi olmadığı haberlerden bir kaçına bakalım ;
Gece yarısı Pelitli köyünde 1 otomobil çay bahçesine giriyor 1’i ağır 3 yaralı
Balçıkta yine gece yarısı geri dönüşüm ve palet atölyesi cayır cayır yanıyor, kimse yok
Bir Afgan uyruklu şahıs tarafından Pelitli’de hunharca katledilen Ayşegül’ün 1 yıldan fazla süren olaylarında yine o 200-300 kişiden tık yok..
Keza, 17 yaşındaki bir kız Gebze’de yatağında elleri kolları bağlanarak yakıldı ve öldürüldü, ilk haberle birlikte değişen gelişmeler defalarca haber yapıldı, arkadaşlar yine yoktu...
Öğrencileri taşıyan servis minibüsü dereye uçtu, 4’üöğrenci 5 kişi hayatını kaybetti ama bu sözde gazeteciler tınmadı bile... Sürücü uyuşturucu kullanmış, araç Ikiz plakaymış, yasal evrakları eksikmiş gibi araştırılması gereken konuları dahi bir zahmet didiklemediler, çünkü hem kabiliyetleri, hem araştırma yetenekleri, hem de kaynakları yok...
Bakın tekrar ediyorum;
Gebze bölgesinde habere giden 4 isim var; DHA’dan Erol Polat , İHA’dan Mustafa Uslu, Mert Gürenç , AA.’dan  Selçuk Geçal..Bu isimlerle birlikte meclis toplantılarında, sokakta, spor müsabakalarında, siyasi toplantılarda bulunan, röportajlar yapan,, köşe yazılarıyla yorumlarda bulunan ve tüm bunları kamuoyuyla paylaşan gazeteci arkadaşlar da var..
Bunların dışındaki ‘’Gazeteciyim’’ diye geçinenler 1 hafta değil, 1 ay değil, 1 yıl değil 5 yıl boyunca ses getiren 1 tane özel haberlerini çıkarıp ortaya koysunlar ben gazeteciliği hemen bırakmazsam adam değilim...
Eğer ben haklıysam, bu tipleri bundan böyle gazeteci diye toplantılara çağıran, makam odalarında ağırlayan, çektirdikleri fotoğrafların altına ‘Gazeteci’’ ibaresini yapıştırarak onları adam yerine koyan, reklam ve ilan veren kamu kurumları veya özel kuruluşların yetkilileri de bundan böyle benim gözümde adam değildir.
Çünkü, gece gündüz ayırt etmeksizin, mevsim koşullarını umursamaksızın, olay yerine gidildiğinde bilgi edinmek için, resim çekmek ve görüntü almak için tüm tehlikeleri göze alarak, üstelik cepten yakıt parası harcayarak sarf edilen çabaların, bu sektörde bir şekilde yer edinmişlerle eş değerde tutulmasını ben artık kabul etmiyorum. 
Eğer onlar gazeteci ise biz kimiz, yok, eğer biz gazeteci isek onlar kim? Bu iki sorumun karşılığı net olarak ortaya konulmayacak ise bunlara çanak tutanlara da yazıklar olsun..