Erdoğan AB için tarih verdi!
Başbakan Erdoğan Berlinde katıldığı konferansta Avrupa Birliğine net mesajlar verdi.
Başbakan Erdoğan, dün akşam Berlin’de Nicholas Berggruen Enstitüsü’nün “Krizin Ötesinde Avrupa” isimli konferansının kapanış konuşmasını yaptı. Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schöreder’in katıldığı toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AB’ye yönelik şu mesajları verdi:
* BİZİ HÂLÂ ANLAMIYORLAR: AB’ye yük olmaya değil, yük almaya geliyoruz. Ama bizi anlamadılar, anlamak istemediler ve hâlâ da anlamıyorlar. Ama biz yine de kararlıyız ve dersimizi çalışıyoruz. 50 yıldır AB kapısında bekletilen başka ülke yok. 27 ülke kantara çıkarıldığında yarısından fazlasının Türkiye’nin gerisinde olduğunu göreceksiniz. Bunların yarısından fazlası AB’ye yüktür. AB’den yük almazlar.
* 6 MİLYONLA AB’YE ZATEN GİRDİK: Türkiye bir gerçeği yaşıyor. İslam ve demokrasinin bir arada nasıl yaşanabileceğini sergileyen bir ülkedir. Türkiye 75 milyon nüfusuyla şu anda ortaya koyduğu ekonomik performansıyla AB’ye çok ciddi katkılar sağlayabilecek bir ülkedir. Artık Türkiye zaten AB’nin içine girmiştir. Sadece Almanya’da 3 milyon nüfus var. En azından AB’nin diğer ülkelerinde var. 6 milyonla zaten AB’ye girmişiz.
* KIBRIS DİYE BİR ÜLKE YOK: Bakın AB müktesebatında içerisinde özellikle siyasi çekişmelerin olduğu ülkeler var, bölünmüş ülkeler var. Bölünmüş ülkeler AB’ne alınamaz. Mesela AB’de ‘Kıbrıs’ diye bir isim geçiyor. Dünyada ‘Kıbrıs’ diye bir ülke yok. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi var. Kuzey Kıbrıs var arada da yeşil hat var. Şimdi bu yeşil hattı AB üyesi ülkeler görmüyor. Şu anda AB’de dönem başkanlığını Güney Kıbrıs yapıyor. Biz de şimdi onu tanımadığımız için müzakereler şu anda kesilmiş durumda. Şimdi bu AB müktesebatına ters. Merkel şunu söylemişti, ‘Biz Güney Kıbrıs’ı AB’ye almakla hata ettik’ ama hatada ısrar var. O süreçte Türkiye’ye yapılan haksızlığı Şansölye Schröder hatırasında yazdı.
* KARARI AB VERSİN: (Türkiye’nin AB konusunda kırmızı çizgileri var mı?’ sorusu üzerine) Bu konuyla ilgili kararı vermesi gereken yer AB’dir. Biz sabırla dersimizi çalışıyoruz, süreci devam ettiriyoruz. AB kararı verdiği anda ona göre biz bu kararı uygulamaya devam ederiz.
* İLK KEZ TARİH VERDİ: (‘Türkiye 2023’e kadar AB’ye üye olabilecek mi?’ sorusu üzerine) Her halde o kadar bizi oyalamazlar. O kadar bizi oyalamaya kalkarlarsa AB kendisi kaybeder, en azından Türkiye’yi kaybeder. Çünkü artık 2023 hedeflerine ilerleyen bir Türkiye var. Aynı zamanda 2071 hedeflerine de ilerleyen bir Türkiye var. Kim için? Doğmayan çocuklar için, doğacaklar için. Bu hedefi koyduk. Bu tabii aslında büyük düşünmenin gereğidir.
* BİZİ NİYE LİDERLER ZİRVESİNE ALMIYORLAR: Buradan çok açık ve net bir şey söyleyeceğim. Değerli dostum Schröder, liderler zirvesine katıldığı dönemde, biz de liderler zirvesine davet ediliyorduk. O zaman biz müzakereci ülke de değildik. Ama ne zaman ki Sayın Schröder ayrıldılar, Chirac ayrıldı, yeni yapılanmada bir karar çıktı. Nasıl bir karar çıktıysa anlamakta zorlanıyorum. Ondan sonra bizi liderler zirvesine almadılar. Biz şu anda liderler zirvesine katılmıyoruz ama müzakereci ülkeyiz. Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu? Avrupa Birliği bir siyasi birlik değil ki. Avrupa Birliği her yönüyle, siyasi, sosyal yönleri de olan bir birlik. Bu birliği ideolojik bir birlik haline getirirseniz kaybeden o zaman siz olursunuz. Avrupa müktesebatı içinde olmayanlar Türkiye’ye dayatılmaya başlandı. Bunlar Türkiye’ye dayatıldıkça kaybeden, dayatanlar olmuştur. Biz kaybetmedik, biz her geçen gün güçlenmeye devam ettik.
AB’den vazgeçmedik
Başbakan Erdoğan dün Berlin’deki büyükelçilik binasını açtı ve göndere Türk bayrağını çekti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada da şu mesajları verdi:
100 YIL ÖNCEKİ EVİMİZE DÖNDÜK:
Berlin elçiliğimizin yeni yeri tarihi ve mülkiyeti itibariyle 100 yıl öncesine Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Burası Osmanlı devletinin büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa tarafından 1918’de mülkiyetimize geçirilen Berlin’deki ilk Osmanlı sefaretinin bulunduğu yerdir. Sayın Westerwelle’nin ifade ettiği gibi ‘eski yerinize hoş geldiniz dediler’ ben de kendilerine ‘hoş bulduk’ diyorum.
AB’NİN BAŞARISINA İNANIYORUZ:
Halen süren ekonomik kriz bu temel barış projesinin (AB) giderek daha fazla önem kazanacağını ortaya koyuyor. Önemli bir aktör olmaya devam eden AB’nin Türkiye ile ilişkilerini de stratejik bir bakış içinde ele alması gerektiğine inanıyorum. Genişleme sürecinin devam ettirilmesi suretiyle barış, huzur ve refahın daha geniş bir coğrafyaya yayılmasının sağlanmasını diliyoruz. Türkiye AB’nin amacına ve başarısına inandığı için üyelik hedefinden vazgeçmedi. Müzakere sürecinde siyasi saiklerden kaynaklanan tıkanıklığın fayda getirmediğini, üyeliğimizin her iki tarafın yararına olduğunu görüyoruz.
CİNAYETLER AYDINLATILSIN:
Ekonomik krizle birlikte yabancılık düşmanlığı ve İslam karşıtı düşüncelerin yaygınlık kazandığını görüyoruz. Norveç’teki menfur olay bu eğilimlerin nerelere uzanabileceğini bize bir kez daha hatırlattı. Almanya kamuoyunun da büyük tepkisine yol açan acımasız cinayetlerin aydınlatılmasını bekliyoruz.
SİYASİ HAYATA KATILIN:
Biz Almanya’daki Türklerin hem Almanca hem de Türkçeyi en iyi şekilde konuşabilmesini arzu ediyoruz. Bu anlamda vatandaşlarımızın çift dilli olmalarını zenginlik olarak görüyor ve teşvik ediyoruz. Ekonomik ve siyasi hayata daha fazla katılmanızı arzu ediyoruz. Sizler daima diyaloga önem vermeli açık fikirli olmalısınız. Çünkü sizler Hoca Ahmet Yesevi’nin, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş-ı Velinin onların sevgi barış yolunun mirasçısısınız. Çocuklarınızın burada en iyi eğitimi alması için elinizden geleni yapmalısınız.
GOETHE’Yİ DE OKUYUN:
Unutmayın siz de çocuklarınız da Fuzuli’yi Mehmet Akif’i Necip Fazıl’ı Yahya Kemal’i okuyup anladığınız gibi Hegel’i, Kant’ı, Goethe’yi de okuyup anlamalısınız. Bu şekilde iki kültürü öğrenmek sizin için bir külfet değil tam tersine değerli bir avantaj büyük bir zenginliktir. Bunu başardığınızda Alman toplumunun sizi çok daha kolay kabullendiğini görürsünüz.
Bombalanan bina büyükelçilik oldu
Yeni yapılan elçilik binası, İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanan ve yanarak yıkılan eski elçilik binasının yerine yapıldı. Almanya’daki Türk elçiliği yıkılınca Türkiye Büyükelçiliği Bonn’da faaliyet göstermişti. Berlin’in Almanya’nın yeniden birleşmesiyle başkent ilan edilmesinin ardından ise yeniden Berlin’e taşınmış, ancak kiralık bir binada faaliyete geçmişti. Yıkılan elçiliğin arsasıyla ilgili sorunlar çözüldükten sonra proje çalışmaları başladı ve açılışı yapılan bina için ilk çalışma 2010 yılında vuruldu. Osmanlı’dan kalan arsaya hem modern olarak batı tarzı hem Selçuklu motiflerinden ögelerin yerleştirilmesi dikkati çekti. Elçilik binası 4 bin metrekarelik alana yapıldı.
Alman Bakan Türkçe konuştu
Berlin’deki Türk Büyükelçiliği’nin açılışına Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra, Başbakan Yardımıcısı Bozdağ, Dışişleri Bakanı Davutoğlu da katıldı. Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle, açılış töreninde yaptığı kısa konuşmada Erdoğan’a Türkçe “Berlin’e hoş geldiniz. Yaşasın Türk Alman dostluğu” dedi. Westerwelle AB konusunda da “İki yıldır müzakerelerde yeni bir fasıl açılmadı. Bu durağanlık iyi değil” dedi.