Eray Şamdan: Karatenin efsane ismi olmak istiyorum

Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları'nda gümüş madalya kazanan Darıcalı Eray Şamdan, zirveye çıkmanın değil zirvede kalmanın önemli olduğunu belirterek, 'Ben karatenin efsane ismi olmak istiyorum. Ben öldükten sonra bile ismimin hala konuşulmasını istiyorum. 'Eray Şamdan gibi dövüşmek' diye bir tabir yaratmak istiyorum. Bunun için çok uğraşacağım' dedi.

Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nda karate erkekler 67 kiloda mücadele eden ve gümüş madalya kazanan Eray Şamdan, memleketi olan Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki evine döndü. Ailesiyle beraber yaşadığı başarıyı kutlayan Şamdan, en büyük hedefi olan olimpiyat madalyasını kazandığı için yaşadığı mutluluğu dile getirdi. Babası Adnan Şamdan’ın karate antrenörü olmasının kazandığı başarıda büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Eray, “Karate sporuyla doğduğum günden beri iç içeydim ama resmi olarak 5 yaşından beri yapıyorum. Babamın karate antrenörü olması benim en büyük şansımdı. Küçükken karate salonuna gidip geliyorum bizim kulübümüzde şampiyon olan ağabeyler, ablaları gördükçe ben de onlar gibi madalya kazanmak, kupa kazanmak istiyordum. Bunları görmek beni motive ediyordu ve zaman geçtikçe bende kendime hedefler koydum ve o hedefler için çalışmaya başladım. Çok disiplinli bir sporcuydum zaten, babam da çok disiplinliydi beni o şekilde yetiştirdi. Hiçbir zaman antrenman kaçırmazdım, antrenmanlarımı çok ciddi yapardım yüzde yüzümü verirdim. Hala da o şekilde devam ediyorum” dedi.

"ÇOK CİDDİ HAZIRLANDIK AMA HİÇBİR ZAMAN BIKMADIK"

Final karşılaşmasında rakibinin aldığı puanın ardından konsantrasyonunun dağıldığını ve bu nedenle maçın seyrinin değiştiğini söyleyen Eray Şamdan, şöyle konuştu: “Olimpiyatlara milli takım kamplarımızda hazırlandık, 12 ayda 15-20 gün anca ara verebiliyorduk. Sürekli kampın içerisinde bu olimpiyata hazırlandık. Çok ciddi hazırlandık ama hiçbir zaman bıkmadık. Çünkü hedefimiz büyüktü ve bu hedef için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Finaldeki rakibim kategorimizin son dünya şampiyonuydu. Çok güçlü ve tecrübeli bir rakipti. Maça çıkarken maçı alabileceğimi düşünüyordum, bunu istiyordum ve buna inanmıştım. İlk puanı verince biraz afalladım ve maç kontrolümün dışına çıktı. İstediğim pozisyonları yakalayamadım. İkinci oldum ve gümüş madalya aldım. Çok gururluyum.”

"ANNE VE BABAMIN SEVİNCİNİ GÖRÜNCE GÖZÜMDEN YAŞLAR AKTI"

Final maçında anne ve babasının kendisini mutluluk gözyaşları içerisinde izlediğini ve bunu gördüğü zaman kendisinin de mutluluktan ağladığını belirten Eray Şamdan, “Anne ve babamın final maçımı izlerken çekilen görüntüleri geldi bana. İkisi de birbirine sarılıyordu ve ağlamışlardı. O fotoğrafı görünce çok duygulandım, hemen sonrasında bir de videosunu gördüm. Onları o şekilde görünce gözümden yaşlar aktı. Onları öyle görmeye alışkın değilim. Annem zaten heyecandan dolayı maçlarımı izleyemez, babam anneme maçları anlatırdı. Onları mutlu ettiğim için de mutluyum” diye konuştu.

"GERÇEKTEN YALNIZ DEĞİLMİŞİZ"

Olimpiyat süresi boyunca yurt genelinden binlerce kişiden destek mesajı aldığını açıklayan Eray Şamdan, şöyle konuştu: “Hayatımda hiç bu kadar mesaj ve yorum almamıştım. Beni destekledikleri için çok teşekkür ediyorum, gerçekten yalnız değilmişiz. Bize verdikleri değeri sonuna kadar gösterdiler. Son maç başlamadan önce altın madalyaya kilitlenmiştim çünkü olimpiyatta altın madalya küçüklük hayalimdi ve ucunda sadece 3 dakika kalmıştı. O nedenle temkinli davrandım belki de hatam bu oldu benim. Belki biraz daha risk alsaydım belki maçın sonucu farklı olurdu. Altın madalyayı alabileceğime çok inanmıştım, maçın içinde bu biraz değişti. İlk tekmeyi yedikten sonra biraz psikolojik olarak baskı altında kaldım ve bu da benim maçımın kaderini etkiledi.”

"TÜM RAKİPLERİM İÇİN BİR TAKTİK YAPMIŞTIM BUNLARIN HEPSİNİ DEFTERE YAZDIM"

Olimpiyatta zorlu rakiplere çok zorlu antrenmanlarla hazırlandığı söyleyen Eray Şamdan, “Final maçını daha önce kafamda defalarca kurmuştum, hayal etmiştim ama rakibin kim olacağı belli değildi tabii ki. Ben tüm rakiplerim için bir taktik yapmıştım, bunların hepsini deftere yazdım. Maça çıkmadan önce, maçtan önce, kamplarda sürekli o notlarımı okuyordum. Rakiplerime ne yapabilirim diye düşünüyordum. Finaldeki rakibim ilk defa karşılaştığım biri olunca işler biraz karıştı. Benim için çok büyük tecrübe oldu” dedi.

"HEDEFİM ALTIN MADALYA"

Önümüzdeki yıllardaki amacının olimpiyatlarda karatenin yer alması halinde altın madalya olduğunu ifade eden Eray Şamdan, sözlerine şöyle devam etti: “Olimpiyatlarda madalya alabilmek spor kariyerinin zirvesi. Ben zirveye çıktığımı düşünüyorum ama zirveye çıkmak önemli değil, zirvede kalmak önemli bence. Ben karatenin efsane ismi olmak istiyorum. Bundan sonraki şampiyonalarda ve eğer karate tekrar olimpiyatlara karate dahil edilirse olimpiyatlarda altın madalya almak istiyorum. Ben öldükten sonra bile ismimin hala konuşulmasını istiyorum. ‘Eray Şamdan gibi dövüşmek’ diye bir tabir yaratmak istiyorum. Bunun için çok uğraşacağım."

"DÜNYALARI VERSENİZ BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM"

Oğlunun gösterdiği başarıdan dolayı hem gurur hem mutluluk yaşadığını söyleyen Adnan Şamdan, “Hem antrenörü hem de babası olarak tarif edilemez bir duygu yaşıyorum. Annesi ile birlikte ağladık, gözyaşı döktük bunlar hep mutluluk gözyaşlarıydı. Bana dünyaları verseniz bu kadar mutlu olamazdım. Kendisine hem bizi hem de ülkemizi mutlu ettiği için teşekkür ediyorum. Madalya aldığı günden beri ne uyku uyuyabildik ne de dinlenebildik. Sürekli arayıp tebrik ediyorlar. Çok güzel bir yorgunluk yaşıyoruz keşke hep böyle yorgunluklar yaşasak. Ne diyeyim ki artık evimizde olimpiyat madalyalı biri var. Çok mutluyuz” dedi.

"ERAY DARBE ALDIĞI ZAMAN SANKİ O ACIYI BEN HİSSEDİYORUM"

Yaşadığı heyecandan dolayı oğlunun maçlarını izleyemeyen anne Nevriye Şamdan, oğlunun gösterdiği başarıdan dolayı gurur duyduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Heyecanlandığım için Eray’ın maçlarını izleyemiyorum. Karşılaşma öncesinde Eray’ın adını televizyonda anons ettikleri zaman ben televizyonun karşısından kalkıyorum ve direkt başka odaya gidiyorum. Arada bir gelip ne olduğunu sorup tekrar gidiyorum. Maç bitene kadar bu şekilde devam ediyor bu. Eray maç esnasında vücuduna bir darbe aldığı zaman o an sanki o acıyı ben hissediyorum. Benim nefesim kesiliyor. Bir Avrupa Şampiyonası maçında Eray kaburgasına bir darbe almıştı, o yere düştüğünde sanki benim kaburgam kırılmıştı. O derece kendimi kötü hissettim. Maçtan sonra direk kendisini arayıp nasıl olduğunu sordum. Bu durumlarda kendimi çok kötü hissediyorum. Oğlum için çok gururluyum" dedi.