''Devlette kadrolu sözleşmeli ayrımı kabul edilemez''
Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No'lu Şube Başkanı Bülent Metin Devlette kadrolu sözleşmeli ayrımının kabul edilemez olduğunu belirtip, 'Sözleşmeli personelin kadro mağduriyeti giderilmeli' dedi.
Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Bülent Metin sendika olarak siyasi iktidarın sözleşmeli personel alımına son vermesini, siyasi kadrolaşmanın bitirilerek liyakat ilkesinin gözetilmesini, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan yüzbinlerce sözleşmeli personelin kadro mağduriyetinin giderilmesini beklediklerini söyledi. Metin konuya dair yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
BİR AN ÖNCE İŞ GÜVENCESİ
“Kamu emekçileri, 4A, 4/B, sözleşmeli personel vb. ayrımlara tabi tutulmamalı, tüm kamu emekçileri aynı statüde istihdam edilmelidir. Kamuda çalışan 455 bin 4/B statüsündeki sözleşmeli personel bir an önce iş güvencesine kavuşturulmalıdır.
657 Sayılı Kanunu’nun 4-B maddesine göre çalıştırılan yüzbinlerce sözleşmeli personel uygulanan mevzuatın mağduru olmaktadır.
KADRO SORUNU DEVAM EDİYOR
Devlet kurumlarında çalışan 4/B'li bir diğer şekilde ifade edilirse sözleşmeli personellerin “kadro” sorunu devam etmektedir. AKP iktidarı genel seçimler öncesi sözleşmeli personelin “kadroya” geçireleceğine söylemesine rağmen bugüne kadar ciddi bir adım atmamıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarında Mart 2020 itibariyle sayıları 455 bini bulan sözleşmeli personel (4/B) statüsünde çalışanlara verilen “kadro” sözü tutulmayarak büyük mağduriyet yaratılmıştır.
455 BİN ARTIŞ
AKP döneminde sözleşmeli çalışanlar 2009, 2011 ve 2013 yıllarında kadrolu yapıldı ancak kısa bir süre sonra sözleşmeli memurluklar yeniden dolduruldu. AKP iktidara geldiğinde sözleşmeli sayısı 157 bin kişiydi. AKP iktidarı sırasıyla 2011’de 322 bin, 2012’de 178 bin, 2013’te 105 bin, 2014’de 121 bin, 2015’te 149 bin, 2016’da 180 bin, 2017’de 246 bin, 2018’de 349 bin, 2019’da 427 bin, 2020’de 455 bin sözleşmeli personel sayısı artışı yaratmıştır.
Kadrolu ve sözleşmeli personel arasındaki farkın kanayan bir yara olduğuna dikkat çekiyoruz ve temel sorunlarının; tayin hakkı, iş güvencesi, derece, kademe, kıdem, puan, maaş farkı, izin farklılıkları vb olduğunu belirtiyoruz.
TÜM SÖZLEŞMELİLERE İŞ GÜVENCESİ
Aile birliği, kademe ve derecesi olmayan, düşük sigorta ve maaşla çalışmak durumunda kalan tüm sözleşmeliler (4/B) zaman kaybedilmeden iş güvencesine kavuşturulmalıdır.
Kadrolu memurlarla aynı işi yapan ancak özlük hakları ve maaş konusunda aynı imkanlara sahip olamayan sözleşmeli personelin sorunları acilen çözümelidir.
Kamu emekçileri hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamalıdır ve devletin memuru ve çalışanı olarak görev yapmalıdır.
DEVLETİN TEMELİ ADALETTİR
Siyasal iktidara daha önce defalarca açıkladığımız Devlet Memurluğu kavramının bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz. Memurluk güvencesi memurun şahsına değil, yürüttüğü kamu hizmeti adına devletin güvencesidir.
Devletin temeli adalettir. Devlet, memuru arasında ayrım yapamaz ve devlette, kadrolu-sözleşmeli ayrımı kabul edilemez.
Eğitim-İş Sendikası olarak; siyasi iktidarın sözleşmeli personel alımına son verilmesini, siyasi kadrolaşmanın bitirilerek liyakat ilkesinin gözetilmesini ve kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan yüzbinlerce sözleşmeli personelin kadro mağduriyetinin giderilmesini bekliyoruz.”