Ahmet Uzun, Ak Parti'ye transfer oldu

Eski MHP'li bağımsız Darıca Belediye Meclis Üyesi Ahmet Uzun, partisinden istifa ederek AK Parti'ye üye oldu. Uzun ve beraberindekilerin üyelik rozetlerini Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık taktı.

eski MHP’li Bağımsız Darıca Belediye Meclis Üyesi Ahmet Uzun, Ak Parti’ye üye oldu. Aralarında dernek başkanlarının bulunduğu çok sayıda Uzun’a destek vererek Uzun ile birlikte Ak Parti’ye üye oldu. Yeni üyeler için Darıca Kültür Merkezinde düzenlenen törene Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak, Ak Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan, Ak Parti Kadın Kolları MYK üyesi Oya Tunçel, Ak Parti il yöneticisi Sertan Tunçel  ve yeni üyelerin aileleri katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak, “Darıca çok yoğun göç alan bir yer. 2004 yılında göreve geldiğimizde 85 bin olan Darıca’nın nüfusu, o zamandan bu zamana 185 bine ulaşmış durumda. Yani Darıca, 12 yıllık bu süre içerisinde 100 bin nüfusun geldiğini hep birlikte müşahade ediyoruz. Bu sebeple Darıca’da hizmetleri aynı hızla artırdık” dedi.

Ak Parti’ye üye olan Darıca Belediye Meclis Üyesi Ahmet Uzun kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Uzun konuşmasında, “Yaşadığımız çevrede ülkenin birlik ve beraberlik içerisinde daha güçlü yarınlara, halkın huzur ve refah içerisinde, halka hizmeti görev edinmiş, daha başarılı ve verimli bir birey olarak gördüğüm lüzum üzerine bundan sonraki siyasi yaşantıma Ak Parti saflarında devam etme kararı almış bulunmaktayım” diye konuştu.

  Uzun’un ardından konuşan Ak Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan da şunları söyledi: “Çok uzun uzadıya konuşacak, bir şey anlatacak halimiz yok. Zaten buradan baktığımız zaman tablo hakikaten hem güzel hem gurur verici. Siz Ak Parti ailesine katılıyorsunuz. O nedenle bu büyük aileye katılan arkadaşlarımızı da bu yürekliliğinizden ötürü şükranlarım ve minnettarlığımla anmak istiyorum.”

  Ak Parti’ye üye olanları kutlayarak sözlerine başlayan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Bugün aramıza katılan çok değerli arkadaşımız Ahmet Uzun ve onunla birlikte bu ailenin gücüne güç katmak için katılan değerli arkadaşlarım, hepinizi en içten sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz diye konuştu.

  Halkın 7 Haziran’da ‘Bir koalisyon hükümeti kurun’ mesajı verdiğini anlatan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: Ak Parti yüzde 46 oy almış, 258 milletvekili var. CHP yüzde 24.9 oy almış, 132 milletvekili var. Milliyetçi Hareket Partisi yüzde 16.2 oy almış, 80 milletvekili var. HDP yüzde 13.2 oy almış, 80 milletvekili var. Böyle bir tabloda toplumumuzun önemli bir kısmının beklentisi Ak Parti ve MHP’nin koalisyon kurması yönünde olur. Sayın Başbakanımız, ‘Bütün liderleri ziyaret edeceğim. En fazla oy alan ikinci parti olduğu için, anayasal nezaket gereği ziyaretlere CHP’den başlayacağız. Ancak gönlümüz MHP ile bir koalisyon kurmaktan yana’ şeklinde açıklamasını yaptı. Tabanların birbirine en yakın olduğu, politikaların, özellikle dış politika ve eğitim olmak üzere, politikaların birbirine en yakın olduğu iki parti AK Parti ve MHP olduğu için böyle bir koalisyon gönlümüzde yatıyordu. Ama o ilk akşam Sayın Bahçeli’nin ‘Bir daha seçime gidelim’ düşüncesi maalesef sistemi kilitledi. Ondan sonra her toplantıda ‘Hayır’ cevabı verdi. Siyaset çözüm üretmek için var. Siyaset evet demek için var. Her şeye hayır demek kolay.

  MHP tabanının Ak Parti ve MHP’nin bir koalisyon yapmasını beklediğini anlatan Işık, sözlerine şöyle devam etti:

  Böyle bir Türkiye’de yakışan Ak Parti ve MHP’nin bir araya gelerek kısa zamanda hükümeti kurması olurdu. Şimdi Ahmet kardeşimiz ve siz değerli arkadaşlarımız Ak Parti’ye katıldınız. Size çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten gücümüze güç kattınız. Ama eminim ki yarın birileri kalkacak ve size suçlama yöneltecek. Buradan söylüyorum. Her şeye ‘Hayır’ diyen bir politikacının Türkiye’de karşılığı yoktur. MHP’li milletvekili arkadaşlarımızın çoğu bir koalisyon kurma taraftarıydı. Şu anda açıkça söylemiyorlar ama bir koalisyonun kurulmasını onlar da arzu ediyor. Ama bizim bilemediğimiz bir sebepten dolayı Sayın Bahçeli ‘Hayır’ siyasetini sonuna kadar götürdü.”

  Koalisyon sürecinde CHP ve HDP’nin gösterdiği tutumlara da değinen Bakan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Biz koalisyona hazırız’ dedi. Onunla heyetler arasında, Ak Parti ve CHP arasında 35 saat süren bir görüşme oldu. Ama pek çok temel meselelerde ciddi fikir ayrılıkları vardı. Ak Parti tabanının yüzde 75’i CHP ile koalisyon istemiyor. CHP tabanının yüzde 35’i, ‘Ak Parti ve CHP koalisyon yaparsa bir daha kesinlikle CHP’ye oy vermem’ diyor. Şimdi CHP hem ‘Koalisyonu istiyoruz’ diyor, hem de restorasyon hükümetinden bahsediyor. Kardeşim bir şeyi yıkarsan ancak restore edebilirsin. Sen Türkiye’nin 13 yılda geldiği noktayı bir yıkım olarak düşünürsen ben seninle koalisyon kurabilir miyim? Bu şekilde sürdürülebilir bir koalisyon olmaz.

  CHP ile bu işin olmayacağı anlaşılınca Sayın Bahçeli ile tekrar görüşüldüğünü anlatan Işık, şöyle konuştu: Belirli bir süre için azınlık hükümetine destek ver’ denildi. Yine ‘Hayır’ cevabı aldık. ‘O zaman seçim hükümetinde birlikte olalım’ dedik. Ona da ‘Hayır’ cevabı aldık. MHP ‘Evet’ demezse Cumhurbaşkanı Anayasa gereği ülkeyi seçime götürmek zorunda. Burada her partiye temsili oranında bakanlık düşecek. Yani HDP’ye temsili oranında 7 bakanlık vermek zorunda kalacağız. Bunu kabul ediyor musun?’ diye sorduk. ‘Terörle mücadelenin bu safhasında bunu kabul ediyor musun? Bari dışarıdan bize destek ver. Biz dışarıdan destek ile ülkeyi seçime götürelim’ dedik. Ona da ‘Hayır’ cevabı verdi. Hesap ‘Ak Parti ile HDP aynı hükümette buluştu’ yaygarası yapmak. Ama Anayasa böyle diyor. Ben bunun dışında bir şey yapamam. Nitekim Anayasa gereği mecburen bir hükümet kuruldu. Ama siz HDP’nin bakanlarının nereden talimat aldıklarını iyi biliyorsunuz. Benim bunu söylememe gerek yok. Onlar da yürütemedi en son çekip gittiler.”   

  Terörle mücadele konusunda gelinen son noktayı değerlendiren Bakan Işık, şunları söyledi: “23 Temmuz’da başlayan operasyonun bugüne kadar terörle mücadele kapsamında yapılan tüm operasyonlardan önemli bir farkı var. Türkiye nasıl bir bölgede yaşadığını bilemeyecek kadar ufku dar bir ülke değil. Hangi bölgede, hangi coğrafyada, hangi risklerle yaşadığımızı iyi biliyoruz. 100 yıl önce imzalanan Sykes-Picot Antlaşmasından sonra bölgenin küçük küçük devletçiklere bölünüp, istikrarsızlaştırılıp totaliter rejimlerle yönetildiği neredeyse bir yüzyıl yaşadık. Önümüzdeki yıl 100 yıl doluyor.

  Bölgemizde yeni bazı planların devreye sokulmak istendiğini bildiklerini anlatan Işık, sözlerini şöyle tamamladı: Bu planlara meşruiyet kazandırmak için daha düne kadar adı sanı bilinmeyen bir takım terör örgütleri bölgeye doğrudan gönderildi. Adına ister DAEŞ deyin, ister IŞİD deyin. Ne derseniz deyin. Bölge bir kriz noktasına çekildi. Türkiye böyle bir durumda, böyle bir konjonktürde kendi savunmasını başkasına emanet edecek bir ülke değil. Biz 2002 yılında iktidara geldiğimizde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Başkan ve Başbakan sıfatıyla verdiği ilk talimatlardan biri ‘Savunma sanayimizde dışa bağımlılığımızı azaltacağız’ oldu. Savunma sanayisinin yerli ve güçlü olması gerekiyor. Eğer silahı başkasından alıyorsan, onun müsaade ettiği kadar kullanıyorsun. Hele ki bugün dijital çağda, adam sana sattığı silahı kullanmanı istemediği yerde bloke edebiliyor. Bu sebeple savunma sanayimizin yerli olması önemli.”   Bakan Işık konuşmasının ardından Ak Parti üyeliğine geçen Darıca Belediye Meclis Üyesi Ahmet Uzun ve beraberindeki kişilere üyelik rozetlerini taktı.